2010 yılında çıkarılan bir genelge ile Amerikan Pitbull Terrier, Dogo Argentino, Fila Brasilerio, Japanese Tosa tehlike arz eden hayvanlar olarak tanımlandı, bu hayvanların üretilmeleri, satışları, yuvalandırılmaları, ülkeye girişleri, sergilenmeleri yasaklandı. 8 Kasım 2021’de Tarım ve Orman Bakanlığı’nın yayınladığı genelge ile “tehlike arz eden hayvanlar” listesine American Staffordshire Terrier ve American Bully ırkı köpekler de eklendi. Bu listeye başka köpek ırklarının eklenme tehlikesi hala var.
2021 Temmuz ayında Hayvanları Koruma Kanunu’nda yapılan değişiklik ile yasaklı ırkların kayıt altına alınması için altı ay süre verildi. Maalesef sürenin dolmasına yakın pek çok yasaklı ırkın sokaklara, ormanlara atıldığına şahit olduk. Hayvanların tedavileri için kullanılması gereken ve geçici olan bakımevleri yasaklı ırklar ile doldu. Bakımevleri “bu ırkların sergilenmesi yasak” diyerek gönüllülerin yasaklı ırk bölümlerine girmelerine izin vermiyor. Bu hayvanlar ömürleri boyunca küçücük kafeslerde yaşamaya mahkum ediliyor, stresten ölüyor yada belediyeler tarafından yok ediliyorlar.
Yasa çalışmaları sırasında bu meseleyi yasaklayarak çözemeyeceklerini, el konulan hayvan sayılarının her geçen sene artmasının bunun bir kanıtı olduğunu söyledik. Nitekim Tarım Bakanlığı’nın 2016 yılında el koyduğu hayvan sayısı 40 iken bu sayı 2019 yılında 2245’e yükselmişti. Yasanın yürürlüğe girdiği 14 Temmuz 2021 tarihinde ise bakımevlerinde tutsak olan yasaklı ırk sayısı 3.091’idi.
American Staffordshire Terrier.Bu sayı son yaşanan gelişmeler ile arttı ancak güncel rakamı bakanlıktan alamıyoruz. Bakanlık daha önce verdiği bu bilgileri “özel bir çalışma gerektiriyor” bahanesi ile artık bizimle paylaşmıyor. Yasa koyucular ile köpek ırklarının tehlikeli olarak ayrılamayacağına dair araştırmalar paylaşmamıza rağmen değiştirilen yasa ve sonrasında çıkarılan genelge ile sorun daha da derinleştirildi.
Tehlike arz eden hayvan denince ilk akla gelen pitbullar insanın kanlı eğlencesi sonucu ortaya çıkmış bir tür. Boğalar ile köpeklerin dövüştürüldüğü “bullbaiting” 19. yüzyılda yasaklanınca insanlar yeni eğlence biçimleri aradılar ve köpek dövüşleri ortaya çıktı. Köpek dövüşleri için bulldog ve terier ırklarının çiftleştirilmesi ile pit doglar adında yeni bir tür yaratıldı.
20 yy başlarında İngiltere’den Amerika’ya göçen aileler yanlarında pitbull köpekleri götürdüler. 1980’lerin sonlarında Amerika’da basında pitbull’ların agresif, güçlü ve çoğu zaman sebepsiz yere saldıran olarak etiketlenmesi ve yayınlan korku sebebi ile ırkları yasaklayan kanunlar ilk olarak Amerika’da ortaya çıktı ve tüm dünyaya yayıldı.
2016 verilerine göre , Amerika’da bulunan 50 eyaletten 36’sında Breed Specific Legislation (BSL) yasaları yürürlükte. Bazı bölgelerde ise (New York, Texas ve Illinois…) tehlikeli köpekleri ırklarından bağımsız olarak tanımlayan, izleyen ve düzenleyen yasalar destekleniyor ve BSL’yi yasaklıyor.
Pit bull terriyer ırkı köpekler İngiltere’de dövüş köpekleri olarak üretilmişlerdir. Köpek dövüşü yasaklandığında ırk zamanla ortadan yok olmuş fakat 1970’lerde ABD’den İngiltere’ye yeniden ithal edilmiştir. 1991 yılında pit bull köpek saldırıları ile ilgili basının hayvanları canavar olarak göstermesi ile Tehlikeli Köpekler Kanunu çıkarılıyor. Bu kanun üzerinden el konulan hayvanlar ile ilgili AIHM’sine yapılan başvurularda AIHS’sinin 8’inci maddesi olan “Özel Yaşama Ve Aile Yaşamına Saygı Hakkı” dayanak olarak gösteriyor ancak mahkeme başvuruları mülkiyet hakkı üzerinden değerlendirip reddediyor.
Dört farklı barınaktaki dört personel ile yapılan bir araştırma DNA’sında pitbull mirası olmayan her üç köpekten biri en az bir personel tarafından pit bull tipi köpek olarak tanımlandı. Barınak personeli arasında tutarlılık olmaması, pitbul tipi köpeklerin görsel olarak tanımlanmasının güvenilmez olduğunu gösteriyor. Bu çalışma hayvanların türünden değil görünüşünden korktuğumuzu ve bu yüzden de bu hayvanları yok etmek istediğimizi gösteriyor. TR’de yasaklı ırkları toplayan ekiplerin hayvanların türleri ile ilgili doğru bir yargıya varması da mümkün değil gibi görünüyor. Yasaklı ırkların kayıtlarının yapıldığı altı aylık süreçte İl Tarım müdürlükleri çalışanlarının türleri tanımlayamadığına defalarca şahit olduk.
Genelgede yer alan bir diğer husus köpeklere el koyma yetkisinin genel kolluk makamları ve belediye zabıtasını içerek şekilde genişletilmesine ilişkin idari düzenleme yapılmasının öngörülmesidir. Yukarıda ele alındığı gibi görsel olarak ırk belirlemesi uzmanların bile yanılabildiği bir husustur. Hem pit bull tipi köpek ibaresinin belirsizliği hem de uzmanların yanılabildiği bir konuda kolluğa ve zabıtaya böyle bir belirleme yetkisi verilmesi kanunun keyfi olarak uygulandığını işaret etmektedir.
FOTO: 08.11.2021’de Tarım ve Orman Bakanlığı’nın yayınladığı genelge ile “tehlike arz eden hayvanlar” listesine “American Staffordshire Terrier ve American Bully” ırkı köpekler de eklendi.
FOTO ALTI: 2016 yılında el konulan yasaklı ırk sayısı 40 iken bu sayı 2019 yılında 2245’e yükselmişti. Yasanın yürürlüğe girdiği 14 Temmuz 2021 tarihinde ise bakımevlerinde tutsak olan yasaklı ırk sayısı 3.091’idi.Bu sayılar bize sorunun yasaklanarak çözülemeyeceğini açık bir şekilde göstermektedir.
Madde 8: Özel Yaşama Ve Aile Yaşamına Saygı Hakkı
Bu kararlar 1996 yılında alınmıştır. Yeni araştırmalar ışığında bu davaların yeni görülmesi görülmektedir.( AİHM Kararları Işığında Temel Hak ve Özgürlükler Açısından Hayvanların Hukuki Durumu, Merve Çığcı,Yüksek Lisans tezi, İÜ- Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Hukuku Ana bilim Dalı)
23 Aralık 2021 tarihinde basına yansıdığı üzere Gaziantep’te dört yaşındaki A.A. isimli çocuğa iki köpeğin saldırmasının sonucunda A.A. ağır bir şekilde yaralanmıştır. Bu yaşanan çok üzücü olayın ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan “Sahipsiz hayvanların yeri sokaklar değil, barınaklardır” demiş ve bu açıklamalarla beraber bazı belediyeler hayvanları sokaklardan toplayarak bakımevlerine ya da dağ başlarına götürmeye başlamıştır.
Bütün bunlar göz önünde bulundurarak, dört yaşındaki A.A. için ya da toplatılan hayvanlar için adalet talep ediyorsak öncelikle kentlerin birer ortak yaşam alanları olduğunu, bu ortak yaşamın pek çok öznesinin bulunduğunu unutmamamız, bu öznelerin birbiriyle barış içerisinde yaşamasının koşullarını oluşturmamız gerekiyor.
Mahkeme önünde gelen bir diğer vaka da sokak köpeklerinin saldırmasıyla ilgilidir. Berü v. Turkey vakasında 9 yaşındaki çocuk Bingöl’de arkadaşlarıyla yürürken beş-altı sokak köpeğinin saldırısı sonucu hayatını kaybetmiştir. Başvurucular söz konusu köpeklerin jandarmaya ait olduğunu, jandarmanın ya köpekleri saldırması için teşvik ettiğini ya saldırıyı önlemediğini ya da saldırıyı engellemek için gerekli önlemleri almadığını ileri sürerek yaşam hakkını düzenleyen AİHS Madde 2’nin ihlal edildiğini iddia etmişlerdir. Ulusal makamların köpeklerin sokak köpeği olduğu bulgusuna dayanarak köpeklerin jandarmaya ait olduğu iddiası için yeterli kanıt bulunmadığını söylemiştir. Sokak köpeklerinin o civarda yarattığı bazı sorunlar bilinmekle birlikte Mahkemeye göre bu, devlete önleyici önlem alması pozitif yükümlülüğünü yüklememektedir. Mahkemeye göre vakada çocuğun sokak köpekleri nedeniyle ölüm riskine maruz kalabileceğine dair devletin bildiği veya bilmesi gereken yakın bir tehlike bulunmamaktadır. Her ne kadar mahkemeye göre kaza trajik olsa da devletin yükümlülüğünün orantısız bir külfet yükleyecek şekilde genişletilmesinin kabul edilemeyeceğine karar vermiştir.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…