Manisa‘da, kuraklık ve su kaynaklarının yanlış yönetimi nedeniyle Marmara Gölü geçen yıl tamamen kurudu. Bir zamanlar balıkçı kayıklarının dolaştığı gölde artık traktörler var.
Göl için yıllardır çağrılar yapılmasına rağmen göl, göz göre göre kurutuldu. Kuş cenneti olan Marmara Gölü, geçen 10 yıllık süreçte yanlış tarım ve su politikaları nedeniyle yüzey alanının yüzde 98’lik kısmını kaybetti. Gölde su seviyesinin yüksek olduğu yıllarda, kış aylarında yaklaşık 65 bin su kuşu kışlıyor. Göl ekosisteminin yok oluşu buradaki kuşlar, balıklar ve insanların yaşam alanlarını kaybetmesi anlamına geliyor. Göl çevresinde yaşayan ve balıkçılıktan geçimini sağlayan halk, gölün kurumasıyla göç etmek zorunda kalıyor. Göl kıyısındaki sosyo-ekonomik yaşam ve biyoçeşitlilik bu yok oluştan olumsuz etkileniyor. Bir zamanların gölünde şimdi tarım faaliyetlerine başlanacağı duyuruldu.
Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü‘ne (TİGEM) tahsis edilen 35 bin dekarlık alanda organik buğday ve ayçiçeği yetiştirilecek.
Tahsis edilen 35 bin dekarın 28 bin dekarlık bölümüne buğday ekiliyor. Salihli ve Gölmarmara ilçelerinde alüvyal set gölüyken Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından 1945 yılında setlerle rezervuara dönüştürülen Marmara Gölü, zamanla 320 milyon metreküplük kapasiteye ulaştı.
Dolu olduğu dönemlerde yılda ortalama 150 milyon metreküp suyu Gediz Ovası‘na veren gölde su seviyesi, kuraklığın, kaçak sulamaların ve yanlış su yönetiminin etkisiyle her geçen yıl azaldı.
Tepeli pelikan, küçük karabatak gibi nesli tehlike altında olan kuş türleri de dahil 20 bin su kuşuna ev sahipliği yapan ve bu özelliğinden dolayı 2017 yılında “Ulusal Öneme Haiz Sulak Alan” ilan edilen göl, geçen yıl tamamen kurudu.
Marmara Gölü aynı zamanda bir iklim davası olarak da önem teşkil ediyor. Altıparmak Hukuk Bürosu, Marmara Gölü balıkçılarının avukatlığını “pro-bono” yani toplum yararına bir hukuk hizmeti olarak üstlendi. Altıparmak Hukuk Bürosu; Marmara Gölü’nün, Türkiye’nin BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nden ve Paris İklim Anlaşması’ndan kaynaklı taahhütlerine tamamen aykırı politikaları sonucunda kuruduğunun ve bu kurumadan kamu idarelerinin sorumlu olduğunun tespiti için, Manisa İdare Mahkemesi’nde Türkiye’nin ilk iklim davasını açtı.
Öte yandan Gölün ana besleme kaynağı olan su, DSİ tarafından inşa edilen Gördes Barajı’nda tutuluyor. Gölü beslemek için inşa edilen besleme kanallarından göle su verilmiyor. Gölün kuruması ve balıkçılığın tamamen sona ermesi nedeniyle insanların sağlıklı bir çevrede yaşama hakları ihlal ediliyor.
Gölün rehabilitasyonu için Manisa Valiliği, DSİ Genel Müdürlüğü, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü ile TİGEM arasında geçen yıl işbirliği protokolü imzalandı.
Protokolle, gölün güneydoğusunda sulama ve havzadaki biyolojik çeşitliliğin devamlılığı için temiz su depolama ve rezerv alanı oluşturulması, kuzeyinde göldeki yaban hayat için “Hassas Koruma Bölgesi“nin yer alması, bir bölümünde de organik tarım yapılması kararlaştırıldı. Rehabilitasyon çalışmaları kapsamında göl alanında kaçak tarım yapanlar men edildi.
Tahsisi yapılan yaklaşık 35 bin dekar alanda arazi sürme ve işleme süreçlerini bitiren TİGEM, 30 civarında traktörün çalıştığı bölgede organik buğday yetiştirmeyi planladığı parsellerdeki tohum ekimini neredeyse tamamladı.
Rezervuar ve hassas koruma bölgesi alanları için projelendirme çalışmaları ise devam ediyor.
TİGEM Bitkisel Üretim Dairesi Başkanı Noyan Avgın, toprak işleme ve ekim faaliyetlerinin sürdüğünü söyledi.
Kendilerine tahsis edilen 35 bin dekarlık alanın 28 bin dekarında buğday, 7 bin dekarında da ayçiçeği yetiştireceklerini belirten Avgın, şunları kaydetti:
“Tarımda sürdürülebilirliği sağlamak açısından burada organik tarım gerçekleştiriyoruz. Tamamen yüzde 100 organik üretim yapacağız. Organik buğday ekiyoruz şu anda, bir danışmanlık firmasının kontrolü altında. Şu anda yaklaşık 28 bin dekarda buğday ekiyoruz. Kalan kısımda da hazırlıklarımızı yaparak ilkbaharda organik ayçiçeği ekimi gerçekleştireceğiz. TİGEM bu faaliyeti yaparak, ülkemizin organik üretimine de büyük katkı sağlayacak ve bu konuda tohumculuk ve damızlıkta olduğu gibi öncü ve önder olacak.”
Avgın, alanda buğday ekimlerinin neredeyse tamamlandığını dile getirerek, “Ekim sürecini yüzde 80-90 civarında tamamlamış bulunuyoruz. Allah nasip ederse birkaç gün içinde ekim faaliyetini bitirmiş olacağız. Önümüzdeki yaz döneminde de bu ektiğimiz organik ürünlerin hasadını gerçekleştireceğiz” dedi.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…