Britanya Vahşi Yaşam Fotoğraf Ödülleri bu yıl, yine doğadaki canlıların dünyasına dair güzellikleri ve önemli mesajları paylaşan fotoğraflara verildi.
Yarışmanın kazanan fotoğrafı, bir futbol topuna yapışarak okyanusta çok uzun bir yolculuk yapan midye kolonisini gösteren “Ocean Drifter” oldu.
Amatör ve profesyonel fotoğrafçıların 14 bin fotoğraf gönderdiği yarışmayı kazanan fotoğrafçı Ryan Stalker, aynı zamanda Sahil ve Deniz Yaşamı kategorisinin de kazananı oldu.
BBC‘nin aktardığına göre Stalker fotoğrafı hakkında “Suyun yüzeyinde sadece bir top gözüküyor fakat suyun altında bir canlı kolonisi vardı. Dorset’te kıyıya vuran bu futbol topu Atlantik Okyanusu’nu boydan boya geçmiş. Denizdeki çöp sayısının artması, işgalci türlerin kıyımıza gelme riskini de artırıyor” ifadelerini kullandı.
“Fotoğrafta görünen midyeler, İngiltere’de bulunmayan bir tür olmasına rağmen güçlü Atlantik fırtınaları sırasında kıyıya vurmuş. Aslında bir atık olan bu topun denizde olmaması gerektiği gerçeğiyle birlikte, midyelerin bu topun üzerinde geçirdiği yolculuk düşündürücü. Ancak bu atık, aynı zamanda İngiltere sularında hayatta kalabilecek ve istilacı türler haline gelebilecek yaratıkları da taşıyabilir. Denizde daha fazla insan atığının bulunması, kıyılarımıza daha fazla yaratığın ulaşma riskini artırabilir.”
Yılın Genç Vahşi Yaşam Fotoğrafçısı Ödülü’nü ise Max Wood kazandı.
Kraliyet Kuşları Koruma Topluluğu tarafından desteklenen bu ödül, gençlerin doğaya daha fazla ilgi göstermesini hedefliyor.
Diğer kategorilerde ödülleri kazanan fotoğraflar şöyle:
Bu bayağı sığırcık fotoğrafıyla Hayvan Portreleri kategorisinin kazananı olan Mark Williams fotoğrafın hikayesini anlatırken, çektiği karelere hareket katmayı sevdiğini söyledi ve “Burada zamanlama çok önemliydi. Flaş ile ortam ışığı arasındaki dengeyi hassas bir şekilde ayarlamam gerekiyordu ki hem kuşun detaylarını hem de hareketini kaydedebileyim” dedi.
Jason Combe, cıvık mantar fotoğrafıyla Botanik Britanya kategorisinde ödül kazandı. Combe, “Cıvık mantarların dünyası büyüleyici. Onlar ne mantar ne de bitki. O kadar küçükler ki özellikle onları aramıyorsanız görmeniz mümkün değil. Her birinin baş kısmı yaklaşık 1 mm. büyüklüğünde. Bu fotoğraf için 160 kare çektim ve hepsinde farklı bölgelerine odaklandım. Daha sonra bunları bir araya getirerek çok detaylı bu fotoğrafı oluşturdum” dedi.
Doğal Ortam kategorisinde ödül kazanan Daniel Valverde Fernandez, Nottinghamshire’da çektiği fotoğrafın adını İpte Yürüyen Cambaz koymuş. Fotoğrafı hakkında konuşan Fernandez, “Yerden epey yüksekteki bir dalda yürüyen bir kızıl tilkiyi görüntülediğim bu fotoğraf, onların birer ip cambazı kadar dengeli olduğunu gösteriyor. Tilki dallarla mükemmel bir şekilde çerçevelenmişken siluetini de güneş ışınları parlatıyor” dedi.
Ross Hoddinott, Devon’da bir çiftlikte çektiği bu mavi kelebek fotoğrafıyla Gizli Britanya kategorisinde ödül kazandı: “Galiba mavi kelebek fotoğrafı çekmeye biraz bağımlıyım. Onlara aşığım. O kadar güzel böcekler ki, içine girdikleri kırın veya bahçenin çehresini değiştiriyorlar. Mavi kelebekler sosyal böcekler, genellikle birbirlerine yakın yerlere, hatta bazen aynı çime tünüyorlar. Geçen yaz bir gün 12 civarında kelebeği dip dibe tünemişlerken görmüştüm.”
Graham Viven bu kayın ağacı fotoğrafıyla Vahşi Ağaçlar kategorisinin birincisi oldu: “Yaprakları dökülürken kayın ağaçları ‘üst tabaka utangaçlığı’ dediğimiz özelliklerini gösteriyor. Pek çok ağaç türünde gözüken bu özellik, ağaçların üstlerindeki dalların birbirlerine temas etmemesine deniyor. Böylece ağaçların arasında kanal gibi boşluklar oluşuyor ve alttan fotoğraf çekildiğinde narin bir ağ gibi gözüküyor. Bu, ormanda yere yatıp bu büyüleyici manzarayı izlemek için güzel bir bahane.”
Robin Rodd, Arran Adası’nda uçan bir kuzgunu çektiği bu kareyle Siyah Beyaz kategorisini kazandı: “Bunu adadaki en yüksek dağdan çektim. Aydınlık bir yaz gününde, öğleden sonra gemiyle vardığım adada, birkaç saatlik yürüyüşün ardından dağın tepesine ulaşmıştık. Tepeye vardığımızda iki kuzgun dışında hiçbir canlı yoktu. Bir süre oturup bu kuşların tepenin üzerinde süzülüşünü izledik. Çetin fakat güzel bir dünyada yaşıyorlar. Bu siyah beyaz fotoğrafta odaklanmayı sağlamak için çektiğim iki ayrı kareyi birleştirdim.”
Hayvan Davranışları kategorisinde ödül kazanan Ian Mason, bu fotoğrafın adını Çiftleşme Pozisyonunda Üç Kurbağa koymuş: “Her yıl Mart ayında bahçemizdeki gölet bir anda nereden türediklerini anlayamadığımız yüzlerce kurbağayla dolar. Yıllardır onların fotoğraflarını çeksem de hâlâ tuhaflıkları beni eğlendiriyor. Bu fotoğrafta bir dişiyle çiftleşme rekabeti var. Çoğu zaman hareket halinde olan bu kurbağalar bazen kısa süreliğine durarak fotoğraf çekmeme olanak sağlıyor. Bu karede lensi su seviyesinde tutmuştum. Arka planı ise uzaktaki bir karaçam ağacı oluşturuyor.”
Kentte Vahşi Yaşam kategorisinde ödül kazanan Simon Withyman, bu fotoğrafı bir elektrik trafosunda çekmiş: “Atalarına ait bölgeden kovulduktan sonra bu dişi tilki bir elektrik trafosunda yaşamaya başladı. Etrafındaki çitler, kentin hengamesinden kaçıp dinlenebileceği sakin bir alan sunuyor. Bu duvarda yürümeyi çok seviyor. Ben de onu çitlerin arasından çekebildim.”
12-14 Yaş kategorisinde ödül kazanan ise karaca fotoğrafıyla Felix Walker-Nix oldu: “Ormanda yürürken otlanan bu karacayı gördüm. Onu rahatsız etmemek için yavaşça yaklaştım. Şansıma, dönüp bana baktığında arkasında küçük bir yavrusu olduğunu gördüm. Sessizce kameramı doğrultup birkaç fotoğraf çektim ve daha fazla rahatsızlık vermemek için yavaşça uzaklaştım. Onlara bu kadar yakın olabilmek büyüleyici bir deneyimdi.”
11 Yaş ve Altı kategorisinde bu yıl ödülü, Galler’de çektiği sülün fotoğrafıyla Jamie Smart kazandı: “Sisli ve sıcaklığın eksi beş derece olduğu bir bahar sabahı bozkırda yaban tavşanı görmek için çok erken kalktık. Yolumuzun üzerinde bir çiftlik çitine tünemiş bir sülün gördüm. Babamdan arabayı durdurmasını istedim ve yavaşça geri gittik. Önüne geldiğimizde yavaşça penceremi açtım ve güneşin ilk ışınları bakır rengi göğüs tüylerini aydınlatırken bütün ihtişamıyla fotoğrafını çektim. O sabah yaban tavşanı göremedik fakat Bay Sülün’ün güzelliği erken uyanmamıza değdi.”