Koronavirüs tedbirleri kapsamında iş yerlerinin bir kısmının kapatılması ve ulaşımın azalması hava kirliliğinde ve salınan karbon emisyonlarında da bir düşüş yaşanmasına sebep oldu. Ancak İstanbul Politikalar Merkezi İklim Değişikliği Çalışmaları Koordinatörü Ümit Şahin, bu azalmanın iklim krizini önlemek açısından ciddi bir etkisi olmayacağını söylüyor.
Anadolu Ajansı tarafından yapılan habere göre Şahin, kentsel hava kirliliğindeki azalmanın özellikle azot oksitler ve küçük partikül maddeler gibi trafikten kaynaklanan kirletici emisyonlarının düşmesinden meydana geldiğini belitti.
İklimi değiştiren karbondioksit emisyonunda da azalma olduğunu söyleyen Şahin bunun sebebini ise “enerji üretiminden ve başta uçaklar ile karayolu taşıtları olmak üzere ulaşımdan kaynaklanan emisyonların azalması” olarak açıkladı.
Kentsel hava kirliliğindeki azalmanın geçici olduğuna işaret eden Şahin, “Araçlardan kaynaklanan azot ve partikül emisyonları kısa ömürlü olduğundan hareketlilik eski düzeye geri döndüğünde kentlerdeki hava kirliliği de eski düzeyine geri dönecektir” ifadelerini kullandı. Kirliliği uzun vadede azaltmanın yollarına değinen Şahin şunları söyledi:
Kentlerde hava kirliliğini önlemenin tek yolu, ulaşım emisyonlarını ortadan kaldırmak için petrol kullanan motorlu araçların kullanımını ciddi biçimde sınırlamak ve kömürü elektrik üretiminde ve sanayide kullanmaktan vazgeçmektir.
Şahin, iklim değişikliğini durdurmanın yolunun da gene aynı fosil yakıtların kullanımından vazgeçmek ve başta seyahat, beslenme ve enerji israfı olmak üzere tüketim alışkanlıklarımızı ciddi biçimde değiştirmek olduğunu söyledi.
Ümit Şahin, belediyeler tarafından cadde, sokak, park ve meydanlarda yürütülen dezenfeksiyon çalışmalarında çevreye zararlı kimyasalların kullanılmaması gerektiğinin altını çizerek, şöyle devam etti:
Belediyelerin ortak yaşama alanlarını dezenfekte etmek için yaptıklarını olumlu buluyorum, zira bu da salgına karşı alınacak önlemlerden önemli bir tanesi. Ancak deterjan ve çevreye zararlı kimyasallar yerine sabun, klor ve alkol bazlı dezenfektanların kullanılması gerekir, çünkü kullanılan deterjanın kanalizasyonlar yoluyla arıtılmadan deniz, göl ve ırmaklara karışması ötrofikasyon başta olmak üzere ciddi çevre sorunlarına yol açar. Öte yandan salgın kontrolü hayati bir konu ve bir yarar-zarar sıralaması yapıldığında hijyen ve sanitasyonun şu anda çok daha önemli olduğunu unutmamalıyız.
Salgın süresince başta gıda olmak üzere daha önce açık satılan birçok ürünün paketlenmesi nedeniyle tek kullanımlık plastik tüketiminin arttığına değinen Şahin, “Önemli olan bunların zararsız şekilde doğaya ve denizlere karışmasına izin verilmeden depolanması veya geri dönüştürülmesi. Eğer bu dönemde normalden biraz daha fazla plastik kullanmak gerekiyorsa plastik atık kontrolüne de ekstra özen göstermek zorundayız. Sağlık hizmetlerinde gerekli tek kullanımlık plastik ürünlerden de vazgeçemeyeceğimiz için yine bunların zararsızlaştırılmasına özen göstermek de büyük önem kazanıyor” dedi.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…