Ankara, Konya ve Aksaray arasında yer alan Tuz Gölü, kuraklığın etkisiyle küçülüyor. Göl alanı, iklim değişikliğine bağlı kuraklığın etkisiyle her geçen gün biraz daha daralıyor.
Türkiye’nin ikinci büyük gölü olan Tuz Gölü’yle ilgili araştırmalar yapan Aksaray Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hatim Elhatip, göl ve çevresinde özellikle 2000 yılından itibaren yer altı ve yer üstü suyu miktarında çok çarpıcı bir azalma gözlendiğini söyledi.
Türkiye’de kişi başına düşen yıllık kullanılabilir su miktarının 1750 metreküpe gerilediğini vurgulan Elhatip, “Su kaynaklarının zengin, yer altı ve yer üstü sularının bol, göllerinin ve akarsularının çok olduğunu söylüyorduk ama maalesef şu an küresel ısınma ve kuraklıkla su kaynakları kıtlığı yaşanan ülkeler arasına girdik” dedi.
Elhatip, ülkede yağış bakımından en fakir bölgenin İç Anadolu, bölgenin en az yağış alan bölümünün de Tuz Gölü Havzası olduğunu da belirtti.
Tuz Gölü’nün güneyde yer alan Toros Dağları’ndan yer altı sularıyla beslendiğini söyleyen Elhatip, “1980-2000’li yıllara bakıldığında Tuz Gölü’nü besleyen nehirler, yüzey suları ve yağışlar yeterliydi. Uydu fotoğrafları karşılaştırmasıyla gördük ki gölün su alanı 32 bin 552 hektara kadar düştü. Yani gölün çekilme oranı yüzde 65 civarında” diye konuştu.
Elhatip, kuraklık ve küresel ısınmanın etkilerini en aza indirmek ve suyu en iyi şekilde kullanabilmek için insanları eğitmek gerektiğini belirtti.
Suyun nasıl işlenmesi gerektiğinden çiftçilerin hangi bitkileri ekmesine kadar her konuda eğitimler verilmesi gerektiğini belirten Elhatip şöyle konuştu: “Çiftçilerimizin az su tüketen bitkiler ekmeli. Hangi ürün ekilirse ekilsin pirinç tarlası sular gibi sulama yapılmamalı. Su kaynaklarımız planlı kullanılmalı. Kullanılmadığında ilk başta yüzey suları kayboluyor. Ülkemizdeki birçok sulak alanı kaybettik. Küresel ısınma ve kuraklığa bağlı olarak aşırı yer altı suyu kullanımı su kaybımıza neden oluyor”
