Toplantıda konuşan TÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan laiklik, demokrasi ve düzenleyici kuruluşların bağımsızlığının önemini vurguladı.
Özilhan ayrıca yeşil dönüşüm ve iklim krizine dikkat çekerek “Faiz ve enflasyonun yanı sıra emisyonları, hava, su ve toprak kirliliğini de azaltmak gerekiyor” dedi.
Özilhan’ın konuşmasındaki satır başları şöyle:
Özilhan, iklim değişikliği konusunda Türkiye’nin ve iş insanlarının hedeflerini ise şöyle özetledi: Avrupa Yeşil Mutabakatı’na uyumlu, bilimsel temelli, etki analizleri üzerine inşa edilen, politikalar arası tutarlılığı ve bütüncüllüğü sağlayan, sektörel yeşil dönüşüm hedeflerini destekleyen, enerjinin yeşil dönüşümünü ve döngüsel ekonomiyi içselleştiren, 2050 yılına yönelik karbon-nötr olma hedefi belirleyen “yeşil ekonomi yol haritası”nın tüm tarafların katılımıyla hazırlanması ve kararlı uygulamayı sinerji içinde gerçekleştirecek kurumsal yapının oluşturulması….”
“Başta Merkez Bankası olmak üzere düzenleyici kurumların bağımsızlığı tartışma dışı olmalı” diyen Özilhan şunları söyledi:
“Cari açık ve bütçe açığına beceri açığı, bilgi açığı, liyakatlı kadro açığı ve yönetişim açığı da ekleniyor. Düşen sadece TL’nin değeri değil, su rezervlerimiz, birbirimize güvenimiz, ihracatımızda yüksek teknolojili ürünlerin payı, mutluluk ve huzurumuz da geriliyor. Sadece makroekonomik dengesizlikleri değil, bölgesel kalkınma farklılıklarını ve gelir dağılımı bozukluklarını da gidermek istiyoruz.
Faiz ve enflasyonun yanı sıra emisyonları, hava, su ve toprak kirliliğini de azaltmak gerekiyor. Üretimin, tüketimin, yatırımların artmasına ihtiyaç duyduğumuz kadar, hak ve özgürlük alanlarının genişlemesine de ihtiyaç duyuyoruz.
Farklı dil, din, ırk, mehzep, etnisite, sosyo-ekonomik kökenden insanlardan oluşan milleti düşününce, herkesi harekete geçirmek, herkesin katkısını almak, kimseyi dışarıda bırakmamak ancak demokrasi ve laiklik ile mümkün olabilir.
Demokrasi ve laiklik, farklılıklarımızın bizi bölen, ayıran fay hatlarına dönüşmek yerine kültürel ve düşünsel iklimimizi besleyen, bilimde, sanatta, teknolojide ileri gitmemizi mümkün kılan zenginlikler haline gelmesini sağlar. Tarihte de modern toplumun temelini oluşturan, ekonomik ve toplumsal gelişmenin önünde engel oluşturan sınıfların ayrıcalıklarını ortadan kaldıran bu ilkelerdir.
Atatürk ve arkadaşlarının modern dünyanın üyesi olmak için atmış oldukları en önemli adım laikliktir.
100 yıl boyunca ayakta dimdik durmamızı sağlayan laikliktir.”
TÜSİAD Başkanı Simone Kaslowski ise kurumun “Geleceği İnşa” çalışmasında dikkat çektikleri üç unsurun acilen hayata geçirilmesinin gerektiğini ifade ederek “Bu üç unsur İnsani gelişme yetkinleşme, bilim teknoloji ve inovasyon, siyasi ekonomik toplumsal kurum ve kurumlar. Bu üç unsur bir bütünlük arz eder” diye konuştu.
İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasına da vurgu yapan TÜSİAD Başkanı, “Modern ve demokratik bir toplumun yapı taşlarından biri de kadınların her alada var olmasıdır. Kadınların birçok gelişmiş ülkeden daha önce siyasi haklarını elde ettiği Türkiye’de, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması kabul edilebilir değil” diye konuştu.
Kadınların toplumsal hayata girmelerinin ancak laiklikle olabileceğini ifade eden Kaslowski konuşmasına şöyle devam etti:
“Günümüzde refahın asır belirleyici ne yer altı kaynakları ne fiziksel sermaye ne de ucuz emeğe dayalı üretimdir. Yer altı kaynaklarıyla zenginleşmiş ülkeler bulunmakla birlikte gelişmiş ülke olmak için bu yeterli değildir. Toplumların refahının en önemli belirleyicileri maddi olmayan kaynaklardır.
İleri ülkelerin gerisinde kalmamak için acilen ve tüm kaynaklarımızla raporumuzda altını çizdiğimiz şu üç unsurun acilen hayata geçirmek için seferrberlik içine girmemiz gerektiğine inanıyoruz. O üç unsur; İnsani gelişme yetkinleşme, bilim teknoloji ve inavasyon, siyasi ekonomik toplumsal kurumlar ve kurallar.
Bu çalışmada yer verdiğimiz 105 ülkeyi kapsayan ekonometrik analiz şunu gösteriyor: İnsani gelişim bilim teknoloji ve kurumlarda kendimizi OECD ortalamasına çıkarmak için gerekli adımları atabilirsek 20 yıl içinde kişi başı milli gelirimizi 30 bin dolara yükseltebiliriz. Fakat altını çizmek isterim ki hedefimiz sadece zenginlik değil.
Bu üç alanda büyük ilerlemeler kaydederek gelişmiş, saygın, adil ve çevreci bir Türkiye inşa edilmiş olacaktır.”
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…