EkolojiManşetSağlıkTarım-Gıda

Türkiye pestisit kalıntısında AB’de ilk sırada

0

Avrupa Birliği’ne (AB) bağlı Alarm ve Dayanışma Ağı‘nın (ACN) Gıda ve Yemler İçin Hızlı Alarm Sistemi (RASFF)  portalındaki bildirimlerin de dahil olduğu 2022 yılına ait rapora göre pestisit başta olmak üzere tarım zehiri kalıntılarının bulunmasıyla ilgili olarak en çok bildirim yapılan menşe ülke Türkiye. 

Buna göre Türkiye kaynaklı ürünler için toplamda 557 bildirim yapıldı. Türkiye’yi 299 bildirimle Hindistan izledi. Türkiye, 2021’de de 405’i pestisit olmak üzere toplamda 613 bildirimle listede ilk sırada yer almıştı.

Pestisitlerin kullanım amacı, böcek gibi bitki zararlılarını ya da yabani otları önlemek, yok etmek, püskürtmek veya azaltmak. Ancak bu kimyasal maddeler hedef zararlıya seçicilik göstermediği için hedef dışındaki canlılara da zarar verebiliyor.  Bir pestisit için çeşitli sağlık zararlarına yol açtığına ilişkin kanıtlar biriktikçe kullanımına sınırlama ya da yasaklama getiriliyor. Ancak bir pestisite yasaklama getirilmesi o pestisitin gıda sisteminden çıktığı anlamına gelmiyor.

İhracatla ortaya çıkıyor

AB Komisyonu, gıda ve yemlerde yapılan kontroller sırasında tespit edilen gıda güvenliği risklerini, RASFF portalı üzerinden herkesin erişimine açık olacak şekilde bildiriyor.

DW Türkçe‘nin aktardığına göre, geçen yıl Türkiye menşeili 430 parti ürün pestisit kalıntısı nedeniyle RASSF’ye bildirildi. 2022’de pestisit bildirimi yapılan meyve ve sebzeler arasında biber ve narenciyenin yanı sıra üzüm, asma yaprağı, patlıcan, kabak, domates, karpuz ve armut bulunuyor.

Gıdalardaki pestisit kalıntılarına ilişkin olarak en çok bildirim yapılan ürün kategorisi 594 bildirimle meyve ve sebze olurken bunun yarısından fazlasını 299 bildirimle Türkiye’den gelen meyve sebzeler oluşturuyor. Tespit edilen en yaygın pestisitler ise klorpirifos (251), etilen oksit ve 2-kloroetanol (186) ile klorpirifos metil (142).

Klorpirifos, Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi tarafından 2016’da yasaklanmış, aynı karar Türkiye’de de eş zamanlı olarak alınmıştı. Buna rağmen ihraç edilen ürünlerde bu maddelerin bulunması yasaklı olan pestisitlerin de hâlâ sofralarımıza girebildiğini gösteriyor.

Aflatoksin de tespit edildi

ACN raporuna göre Türkiye menşeli ballar da yüzde 93 ile en yüksek şüpheli numune oranına sahip oldu. Türkiye’den gelen 39 parti tohum, kabuklu yemiş ve türevi ürünlerde ise aflatoksin tespit edildi.

Tarım ve Orman Bakanlığı‘nın internet sitesinde yer alan bilgilere göre toksik bir madde olan aflatoksin, gıda ve yemlerde en önemli bulaşanlardan biri olarak kabul ediliyor ve gıda güvenliği açısından önemli bir tehlike oluşturuyor. Yüksek dozlarda tüketildiğinde ise zehir etkisi gösteriyor.

Yıllık 55 bin tonu aştı

Türkiye, Avrupa’daki tarım zehiri bildirimlerinde ilk sırada gelirken Tarım ve Orman Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü, Türkiye genelinde geçen yıla ait pestisit kullanım miktarlarını yayımladı.

Resmi verilere göre Türkiye’de 2013’te 39 bin 440 ton olan pestisit kullanımı 2015’ten sonra keskin bir artış göstererek 2020 ve 2021 yıllarında 53 bin, geçen yıl ise 55 bin ton seviyelerine ulaştı.

1980’lerde ise bu rakam 7-8 bin ton civarındaydı.

Bakanlığın verilerine göre, 2022 yılında pestisitin en fazla kullanıldığı il 4 bin 272 tonla Antalya oldu. Bu ili 4 bin 213 tonla Manisa, 3 bin 985 tonla Mersin, 3 bin 276 tonla Adana ve 2 bin 280 tonla Malatya izledi.

Türkiye’nin 10 ilindeki pestisit kullanım miktarı 28 bin 136 tonu bulurken, bu rakam Türkiye genelinde kullanılan pestisitin neredeyse yarısına denk geliyor.

Türkiye’de en fazla kullanılan pestisit türleri ise “fungisit” (yüzde 35), “herbisit” (yüzde 26), “insektisit” (yüzde 22) ve “akarisit” (yüzde 4).  Bir herbisit olan “glifosa”t Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı’na göre ‘Grup 2A kanserojen’ ancak Türkiye kullanımı halen devam ediyor.

Pestisitler atıldığı ortamda kalmıyor:  Atmosfere karışıyor. Toprak su içerisinde akışkan olduğu için başka ortamlara geçiş yapıyor, gıdalarda kalıntı bırakıyor. Bu da, solunum ve mide bağırsak sistemleri, kalp hastalıkları, hipotansiyon ve aritmi gibi ölüme kadar gidebilecek akut ve kronik sağlık sorunlarına yol açıyor.

 

More in Ekoloji

You may also like

Comments

Comments are closed.