Doğa MücadelesiManşetTürkiye

TEMA Vakfı’ndan A. Nihat Gökyiğit Biyolojik Çeşitlilik Projesi

0

TEMA Vakfı, Türkiye’nin biyolojik çeşitliliğinin tanınması ve korunmasına katkı sağlamak için Ali Nihat Gökyiğit Biyolojik Çeşitlilik Projesi‘ni başlattıklarını duyurdu.

Vakıf, #FarkındaMıyız sorusunu sorarak biyolojik çeşitlilik kavramının Türkiye’de bilinirliğinin artmasını amaçlıyor.

‘Biyolojik çeşitlilik hızla azalıyor’

Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, biyolojik çeşitliliğin öneminin yeterince bilinmediğini kaydederken, bu çeşitliliğin hızla yok olduğunu ve dünyadaki türlerin yüzde 25’inin neslinin tehlike altında olduğuna dikkat çekti.

A. Nihat Gökyiğit Biyolojik Çeşitlilik Projesi’yle biyolojik çeşitliliğin tanınması, farkındalığın artması ve korunmasına katkı sağlamayı amaçladıklarını kaydeden Ataç, açıklamalarını şöyle sürdürdü:

Türkiye bir kıta olmamakla birlikte bir kıtada bulunacak sayıda tür çeşitliliğine sahiptir. Tüm Avrupa kıtasında 12 bin 500 farklı tohumlu bitki türü varken, Türkiye’de bu sayı 10 bin 900’dür. Ülkemizde mantarlar ve mikroorganizmalar hariç bilinen 37 binden fazla tür bulunmaktadır. Sahip olduğumuz bitki türlerinin %38’i, hayvan türlerinin ise %18’i endemik, yani sadece ülkemizde bulunan türlerdir.

Bununla beraber bin 284 bitki türü ile 139 hayvan türünün nesli tehlike altındadır ve bilinen türlerden 11’i tamamen yok olmuştur. Her bir yok oluş doğanın sağlığının bozulmasına sebep olmakta, bu da azalan insan refahı ve sağlığı anlamına gelmektedir. Sağlığımızın ve gıdamızın teminatı olan biyolojik çeşitliliği korumak, gelecek nesillere en önemli miraslarımızdan biri olacaktır.

TEMA Vakfı olarak biz de Kurucu Onursal Başkanlarımızdan Sayın A. Nihat Gökyiğit’in biyolojik çeşitlilik konusuna verdiği önem sebebiyle kendisinin adını verdiğimiz yepyeni projemizin çalışmalarına başladığımızı duyurmanın mutluluğu içerisindeyiz. Projemizle, ülkemizin biyolojik çeşitliliğinin tanınması, önemi konusunda farkındalığın artması ve korunmasına katkı sağlamayı hedefliyoruz.”

‘Dünyada 1 milyon türün nesli tehlike altında’

Ataç, dünyada da durumun Türkiye’den farksız olduğunu kaydederek, şöyle devam etti:

Ne yazık ki insanlık doğada yaptığı tahribatlarla, neden olduğu iklim değişikliğiyle, yaptığı aşırı yararlanma ve avlanma ile, kasıtlı olarak veya farketmeden gelişine neden olduğu işgalci türler ile biyolojik çeşitliliği yok etmektedir.

Bugün insanlar gezegenin %75’ini kullanmakta ve kullandığı alanların yapısını değiştirmektedir. Orman tahribatı, mera ve otlakların tarım alanlarına dönüştürülmesi, madencilik, su ve hava kirliliği, kentleşme, erozyon, sulak alanların kurutulması, tarım arazilerinde aşırı gübre ve zehirli tarım kimyasalları nedeniyle sebep olunan arazi tahribatı; biyolojik çeşitliliği yok eden nedenlerin başında gelmektedir.

1970 yılından günümüze memelilerde, kuşlarda, balıklarda, çift yaşamlılarda ve sürüngenlerde azalış %68’e ulaşmıştır. Dünya’da 1 milyon türün nesli tehlike altındadır ve insanlığın neden olduğu yok oluş geçmiş yılların bin katı olmuştur. Ne yazık ki böyle giderse gelecekte de bugünkü yok oluşun 10 katına çıkacaktır.”

Biyolojik çeşitliliğin insan yaşamındaki önemi

TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı, biyolojik çeşitliliğin insan yaşamında ne kadar önemli bir yere sahip olduğunu da hatırlattı:

Doğada dengeyi sağlayan canlıları ve canlı çeşitliliğini korumak, varoluşumuzu ve sağlığımızı da korumak anlamına geliyor. Gıdalarımızın %35’i başta arılar olmak üzere doğada tozlaşma sağlayan canlılara bağlıdır. Aynı şekilde kullandığımız antibiyotiklerin kaynağı toprak mikroorganizmalarıdır. Yine bugün en yaygın kullanılan 150 ilacın %57’si doğadan gelmekte, gelmeye de devam etmektedir. Bakteri, virüs ve parazitlerin neden olduğu salgınlara karşı kullanılan ilaçların %75’i doğa kaynaklıdır.

1981-2010 yıllarında onaylanan antibiyotiklerin %75’inin (104 antibiyotiğin 74’ü) kökeni doğadaki canlılardır. Kanser ilaçlarının %70’i doğa kaynaklı veya doğadan esinlenerek üretilmiştir.”

You may also like

Comments

Comments are closed.