EnerjiManşet

TEMA: Akkuyu ÇED’i eksikliklerle dolu

0

Akkuyu Nükleer Santrali’nin ÇED Raporu, İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu (İDK) tarafından bugün Ankara’da yapılan toplantı ile değerlendirildi. Toplantıya katılan TEMA Vakfı, ÇED Raporu’nda atıkların nakli, acil durum planı ve ekosisteme vereceği zararlarla ilgili bilgi olmaması gibi birçok noktayı eleştirdi.

nükleere hayır

Mersin İli Gülnar İlçesi’ne bağlı Akkuyu Mevkii’nde yapılması planlanan nükleer santralin, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na üçüncü kez sunulan ÇED Raporu değerlendirildi. Toplantıda söz alan TEMA Vakfı’nın dikkat çektiği noktalar şu şekilde sıralanıyor;

Atıkların nakli sırasında oluşabilecek bir kazaya ilişkin acil eylem planı yok

Rusya kaynaklı kullanılmış nükleer yakıtın Rusya Federasyonu’na geri gönderilebileceği ve yeniden işlenebileceği öngörülüyor. Kullanılmış nükleer atıkların Boğazlar yoluyla Rusya’ya taşınması konusunda oluşacak risklerden bahsedilmiyor. Dünyanın en yoğun deniz trafiğine sahip İstanbul ve Çanakkale Boğazlarından geçişte, olası kaza durumundaki acil durum planı ve sorumluluk konusu raporda yer almıyor.

Atıkların bertaraf edilmesi şu anda mevcut olmayan bir mevzuata dayandırılıyor

“Kullanılmış yakıtın ve radyoaktif atıkların saha dışı yönetimi (depolama, yeniden işleme ve bertaraf işlemleri) mevcut Türkiye Cumhuriyeti Mevzuatı ve ilgili faaliyetlerin yürütüleceği zaman yürürlükte olacak mevzuat çerçevesinde gerçekleştirilecektir” deniliyor. Hayati önem taşıyan bir konunun, kabul edileceği varsayılan, şu an içeriği belli olmayan bir mevzuata göre düzenlenecek olması hukuka aykırıdır.

Kullanılacak reaktör TAEK Mevzuatı’na ters düşüyor

“Sınanmışlık” maddesi hâlâ ihlal ediliyor Akkuyu’ya yapılacak nükleer santral için VVER-1200 modeli reaktörün kullanılması planlanıyor. Sadece Rusya’da prototip düzeyinde inşasına bu yıl başlanan VVER-1200 reaktörünün, Akkuyu’daki nükleer santral projesinde kullanılması, TAEK’in kriterlerine göre, nükleer güç santralinin güncel ve kanıtlanmış teknolojik yenilikleri kapsaması gerekliliğine karşı düşüyor.
Acil koruyucu eylem planında eksiklikler bulunuyor Acil koruyucu eylem planlama bölgesinin hangi kriterlere göre 5,4 km. yarıçaplı alan olarak belirlendiği belirtilmiyor. Bir nükleer kaza durumunda çok daha geniş bölgelerin etkilendiği bilinmesine rağmen, 5,4 km. belirlenmesinin ardındaki bilimsel gerekçeler raporda açıklanmıyor.

İklim değişikliğine ve deniz ekosistemine olumsuz etkilerine yer verilmiyor

Santralin 4 ünitesinin yılda toplam 17.000 kiloton CO2 salımını engelleyeceği belirtiliyor. Buradaki hesaplamalarda yalnızca elektrik üretiminden kaynaklanan sera gazı verileri temel alınıyor. Ancak, projenin inşaatı aşamasındaki ulaşım, çimento, yok edilen yutak alanlar (kesilecek ağaçlar vb.) gibi faktörlerden kaynaklanan sera gazı salımlarının hesaplanmamış olduğu ve projenin toplam sera gazı salımı ile engelleyeceği sera gazı salımı arasındaki fayda analizinin yapılmadığı görülüyor.

Deniz suyu sıcaklığını 10C arttıracak 

· Raporda, nükleer santralde kullanılacak olan suyun büyük kısmının denizden çekileceği ve santralde kullanıldıktan sonra azami 10C artışla tekrar denize verileceği belirtiliyor. Ancak, deniz suyundaki 1oC’lik sıcaklık artışının deniz ekosistemindeki hangi türleri ve nasıl etkileyeceği raporda açıklanmıyor.

· Ayrıca, Akdeniz’den çekilen suyun desalinizasyon ve demineralizasyon işlemlerinden sonra tesiste işletme, içme ve kullanım suyu olarak kullanılacağı belirtiliyor. Fakat raporda desalinizasyon tesisleri için kullanılacak suyun, denizden hangi yöntemle alınacağı, su alımı esnasında deniz canlılarının (büyük, küçük balıklar, foklar, istiridyeler, ıstakoz gibi kabuklu deniz canlıları, yavru balıklar, larvalar ile diğer organizmalar) nasıl etkileneceği ile planlanan önlemler belirtilmiyor. Desalinizasyon ve demineralizasyon işlemleri esnasında hangi kimyasal maddelerin kullanılacağı raporda belirtilmesine rağmen, bunların nasıl bertaraf edileceğinden bahsedilmiyor.

· Akkuyu’nun 1976 yılında yer seçimi sırasında, 25 yıl önceki teknolojik olanaklara ve bilgilere göre etütleri yapılarak onaylanan yer lisansının, geçerliliği sorgulanmalıdır. Santralin yapılacağı sahanın, şev hareketlenmelerine ve heyelanlara açık bir saha olmasının yanı sıra bugün Ortadoğu’daki çatışma ortamı göz önünde bulundurulmalıdır. Yapılacak nükleer santralin yeri kaza, patlama ve saldırıya açık bir konumdadır.

Greenpeace de, nükleere hayıt kampanyası kapsamında toplanan 250 bin imzayı toplantıda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na teslim edecek.

(Yeşil Gazete)

More in Enerji

You may also like

Comments

Comments are closed.