Kategoriler: Köşe Yazıları

Taraf ‘ta oluşan Kılıçdaroğlu çılgınlığı

Bu yazının ana konusu CHP’nin yaşadığı, bir kısmı da suni olan, değişimin bir “resmi yayın organı”nda yarattığı çılgınlıktır.

Taraf Gazetesi’ni takip ediyor, okuyor musunuz bilmiyorum. Uzun süredir bir “bomba” habere imza atmadığı için olsa gerek medyada da ismi geri plana düşmüş durumda. Gözlemlediğim kadarıyla da, ilk çıktığında edindiği saygıyı, misyonunu yavaş yavaş değiştirmesiyle de kaybediyor bu gazete.

Taraf’a son günlerde bir şeyler oldu. Aslında son günlerce doruğa çıkan bu “bir şeyler” ilk belirtilerini CHP’nin Genel Başkan değiştirmesinin hemen sonrasında vermişti. Toplumda esen Kılıçdaroğlu rüzgarının tersine bir anda gazetede bir Baykal rüzgarı esmeye başladı. Özel söyleşiler, haberler birbirini izledi. Taraf bir anda Baykalcı olmuştu. Bir araştırma yapılıp karşılaştırılabilir. Taraf ve bir başka gazetede o olay öncesi ve sonrası Baykal hakkında çıkan olumlu ve olumsuz haber sayıları ortaya konulduğunda görülecektir ki, Baykal’ın gözlerinin badem badem olmasıyla, Kılıçdaroğlu’nun toplumda bir umut yaratması hemen hemen aynı döneme gelir. Ondan öncesi için ise, Baykal, Taraf Gazetesi için, AKP’nin en büyük rakibinin sürekli eleştirilmesi gereken (ve hakkını yemeyelim bunun için de hergün malzeme veren) bir Genel Başkanı’ydı.

Referandum ve sonrası derken Taraf’ın “resmi yayın organı” olma kimliği belirginleşti ve bugünlere gelindi. Takip edenler bilecektir ki, CHP’de Önder Sav’ın da tasfiye edilmesinden sonra ikinci bir Kılıçdaroğlu rüzgarı esmeye başladı sosyal demokrat çevrelerde ve her zaman yüzünü CHP’ye dönmeye hazır olan sosyalist kesimlerde. Bunun da üstüne bir BDP ittifakı söylentisi, tartışması, gelişince bir sene öncesinin ırkçı diye eleştirilen CHP’si ile bugünün CHP’si arasında fark belirginleşti. Hele bir de üstüne Recep Tayyip Erdoğan’ın bu söylenti üstüne “Bakın kimlerle beraberler” şeklinde bir çıkış yapıp milliyetçi bir söylemde bulunması ile bir anda her şey birbirine girdi. “İttifak olmasa da belirli konularda birlikte çalışabiliriz” diyen bir CHP’ye karşılık, “Kürtlerle beraberler, zaten de dinsiz bunlar, oruç dahi tutmazlar” diyen bir AKP. Tabii ki Taraf Gazetesi cephesi de boş durmadı.

Örneğin bugün, yani 23 Kasım günü, gazetede yer alan bazı haber ve köşe yazılarının başlıkları şu şekilde:

* Özel bir Baykal haberi (ki Taraf bu süreçte de BDP ve Kürt yakınlaşması karşıtı Baykal demeçlerine en büyük oranda yer verdi): Yine kurultaya hazırlanıyor

* Alper Görmüş: “‘Özgürlükçü CHP’ yüzde 25’i de göremez!”

* Leyla İpekçi: “‘İkinci Kemal’izm için solda ittifak yeterli mi!”

* Melih Altıok: “Sahi ya Kılıçdaroğlu’nun ehliyeti var mı”

* Gürbüz Özaltınlı: “CHP’ye dair sorular”

* Tan Oral’ın Kılıçdaroğlu’nu ve Süheyl Batum’u dansöz olarak çizen karikatürünü de unutmamak lazım.

Bunlar sadece bugünün yazıları. Bir kaç gün daha genişletilirse, haberlerle de zenginleştirilmiş çok geniş bir portföy ortaya çıkacaktır. Bir gazete bütün olarak CHP’nin milliyetçi politikasını değiştiren bir hamleye girmesine, çok eleştirdiği bir Genel Başkan’dan ve yine statükonun temsilcisi olarak gördüğü bir Genel Sekreter’den kurtulmasına, demokrasinin gereğini yerine getirecek bir kaç hamle yapmasına muhalif. Tabii ki olabilir. Bunlara muhalif olmak en doğal hak. Fakat bu gazete aynı zamanda bu değerlerin Türkiye’de temsil etme çabasında aynı zamanda. Peki nereden doğuyor bu renk farklılığı? Taraf’ın derdi demokrasi ya da özgürlükler mi yoksa iktidardaki partinin kim olduğu mu? Bu çılgınlık boyutuna varan karşı kampanyanın nedeni de bu olabilir mi? Açıkçası ben Kılıçdaroğlu rüzgarının ve CHP’nin durumunu Taraf’ın tavrıyla anlamaya başladım, ölçüm haberler ve yazılar oldu.

Yeşil Gazete ve diğer yazılar için: http://www.urbarli.net

Paylaş
Yazar:
Koray Doğan Urbarlı