Sürdürülebilir Kalkınma Raporu’na göre küresel hedeflerden oldukça uzağız

Sürdürülebilir Kalkınma Raporu, Birleşmiş Milletler‘e üye devletlerin Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) konusundaki ilerlemelerini değerlendiren ve izleyen yıllık bir yayındır.

Bu rapor, Sürdürülebilir Kalkınma Çözümleri Ağı (SDSN) ve Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları Dönüşüm Merkezi‘ndeki bağımsız uzmanlar tarafından hazırlanır. İlk rapor SKA’ların 2015 yılındaki kabulünden sonra 2016 yılında hazırlanmıştır. Rapor ülkelerin küresel hedeflere doğru nasıl ilerlediği hakkında kapsamlı veriler ve içgörüler sağlar.

Sürdürülebilir Kalkınma Raporu’nda neler var?

Sürdürülebilir Kalkınma Raporu şunları içerir:

  • Küresel ve Bölgesel Değerlendirmeler: 17 Sürdürülebilir Kalkınma Amacı’nın küresel ilerlemesi hakkında genel bir bakış sunar ve başarı alanları ile acil eylem gerektiren alanları vurgular. Ayrıca, dünyanın farklı bölgelerinin performansını gösteren bölgesel özetler de verir.
  • Ülke Profilleri: Her sene, her bir Sürdürülebilir Kalkınma Amacı’na yönelik ülkelerin ilerlemesini özetleyen detaylı ülke profilleri yayımlanır. Bu, ülkelerin belirli alanlarda nasıl ilerlediğini veya geri kaldığını belirlemeye yardımcı olur.
  • Tematik Bölümler: Belirli temalar veya Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları hakkında derinlemesine analiz ve içgörüler sunan bölümler içerir. Örneğin, bu senenin raporu Amaç 17 (Küresel Ortaklıklar) ve Amaç 2 (Açlığa Son) üzerine odaklanmaktadır.
  • Ana Bulgular ve Eğilimler: Rapor, 2030 yılına kadar Sürdürülebilir Kalkınma Amacı hedeflerinin ne kadarının karşılanmasının beklendiği, ülkeler arasındaki farklılıklar ve kırılgan ülkelerin karşılaştığı zorluklar gibi önemli eğilimleri ve bulguları vurgular.
  • Politika Önerileri: Sürdürülebilir Kalkınma Raporu, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarına ulaşma sürecini hızlandırmaya yardımcı olacak uygulanabilir öneriler sunar; mali reformlar, uluslararası işbirliği ve belirli sektörlere yönelik eylemler için öneriler içerir.

Sürdürülebilir Kalkınma Raporu, hükümetler, sivil toplum kuruluşları ve uluslararası kuruluşlar için ilerlemeyi izlemek, zorlukları belirlemek ve Birleşmiş Milletler 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi‘nde belirlenen iddialı hedeflere ulaşmak için stratejiler geliştirmek amacıyla önemli bir araçtır. Bu yılki Sürdürülebilir Kalkınma Raporu, beş önemli bulguyu ortaya koyuyor.

İlerleme neredeyse durma noktasına geldi

Küresel olarak Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın sadece yüzde 16’sının 2030 yılına kadar gerçekleştirilmesi öngörülüyor, geri kalan yüzde 84’ünde ise sınırlı ilerleme kaydedilmesi ya da gerilemeler yaşanması bekleniyor. 2020 yılından bu yana küresel ölçekte Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarına ulaşma yolunda ilerleme neredeyse durma noktasına geldi.

Özellikle, Amaç 2 (Açlığa Son), Amaç 11 (Sürdürülebilir Şehirler ve Topluluklar), Amaç 14 (Sudaki Yaşam), Amaç 15 (Karasal Yaşam) ve Amaç 16 (Barış, Adalet ve Güçlü Kurumlar) ciddi şekilde geride kalıyor.

 

2015 yılından bu yana en fazla düşüş yaşayan beş Sürdürülebilir Kalkınma Amacı hedefi şöyledir: Obezite oranı (Amaç 2 altında), basın özgürlüğü (Amaç 16 altında), Kırmızı Liste Endeksi (Amaç 15 altında), sürdürülebilir azot yönetimi (Amaç 2 altında) ve doğumda yaşam beklentisi (Amaç 3 altında).

Temel altyapı ve hizmetlere erişimle ilgili hedefler, Amaç 9 (Sanayi, Yenilik ve Altyapı) gibi, daha olumlu eğilimler göstermektedir, ancak ilerlemeler hala yavaş ve ülkeler arasında da oldukça eşitsiz dağılmıştır.

 

İskandinav ülkeleri lider konumda

Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na ulaşma hızları farklı ülke grupları arasında büyük farklılıklar göstermektedir. İskandinav ülkeleri, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na ulaşmada bir kez daha ön planda kalırken, BRICS ülkeleri de önemli ilerlemeler kaydetmiştir. Ancak, daha yoksul ve daha kırılgan ülkeler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları konusunda önemli ölçüde geride kalmaktadır.

Avrupa ülkeleri ve özellikle İskandinav ülkeleri, 2024 Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları Endeksi’nde yine lider konumdadır. Finlandiya en üst sırada yer alırken İsveç ikinci, Danimarka, Almanya ve Fransa sırasıyla üçüncü, dördüncü ve beşinci sırada yer almaktadır. Ancak, bu ülkeler bile çeşitli Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarını başarmada önemli engellerle karşılaşmaktadır.

2015 yılından itibaren BRICS (Brezilya, Rusya Federasyonu, Hindistan, Çin ve Güney Afrika) ve BRICS+ ülkeleri (Mısır, Etiyopya, İran, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri), küresel ortalamaya göre Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nda daha fazla ilerleme kaydetmiştir. Ayrıca Doğu ve Güney Asya, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na ulaşmada en önemli ilerlemeleri kaydeden bölge olarak tanımlanmıştır. Ancak, 2015 yılından bu yana, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na ulaşmada ülkelerin ortalama performansı ile en yoksul ve kırılgan ülkeler arasındaki fark artmıştır.

Küresel finansmanın önceliklendirilmesi gerekiyor

Sürdürülebilir kalkınma, yatırım için uzun vadeli bir zorluk olmaya devam etmektedir. Küresel finansal mimarinin reform edilmesi giderek daha acil hale gelmiştir. İnsanlık temiz hava ve su gibi ulus devletlerin ötesine geçen birçok vazgeçilmez ortak mal ve hizmete ihtiyaç duymaktadır.

Düşük gelirli ve düşük-orta gelirli ülkeler, büyük ölçekli yatırımlar yapmak ve Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na ulaşmak için hızlı erişilebilir, uygun maliyetli ve uzun vadeli sermayeye ihtiyaç duyar. Gerekli fonları sağlamak için yeni örgütlerin kurulması, yeni küresel finansman yöntemlerinin uygulanması (küresel vergilendirme dahil) ve evrensel kaliteli eğitime erişim gibi alanlara küresel finansmanın önceliklendirilmesi gerekecektir.

İş birlikleri ve çok taraflılık geliştirilmeli

Küresel zorluklar uluslararası iş birliği gerektirir. Barbados; Birleşmiş Milletler temelli çok taraflılığa en büyük bağlılığı gösterirken, kolayca tahmin edilebileceği üzere Amerika Birleşik Devletleri (ABD) en düşük bağlılığı göstermektedir. Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarını etkili bir şekilde ele almak için, ilerlemeyi ölçen ve izleyen bir sisteme ihtiyaç vardır.

Aynı şekilde, çok taraflılığı geliştirmek için de aynı metrikler ve izleme mekanizmaları gereklidir. Raporun Birleşmiş Milletler temelli çok taraflılığa destek endeksi, ülkelerin Birleşmiş Milletler sistemiyle olan ilişkilerini değerlendirir. Bu sıralamadaki ilk beş ülke şunlardır: Barbados, Antigua ve Barbuda, Uruguay, Mauritius ve Maldivler. Buna karşılık ABD, Somali, Güney Sudan, İsrail ve Kuzey Kore de en düşük sıralamaya sahip ülkelerdir.

600 milyon insan açlıkla karşı karşıya

Gıda ve arazi sistemlerine ilişkin Sürdürülebilir Kalkınma Amacı hedefleri beklendiği gibi iyiye gitmemektedir. Sürdürülebilir Kalkınma Raporu, sürdürülebilir gıda ve arazi sistemlerine ulaşmak için üç potansiyel yolu değerlendirir.

2030 yılına kadar dünya genelinde yaklaşık 600 milyon insanın açlık çekeceği ve obezite oranlarının artmakta olduğu bilinmektedir. Ayrıca, yıllık küresel sera gazı salımlarının yaklaşık dörtte biri; tarım, ormancılık ve diğer arazi kullanımı faaliyetlerine atfedilebilir. Mevcut eğilimler devam ederse, ülkeler arasındaki sera gazı azaltım, biyolojik çeşitlilik ve su kalitesi hedefleri açısından mevcut farkın artacağı görülmüştür.

Mevcut taahhütleri yerine getirmek durumu iyileştirebilir

Mevcut ulusal taahhütlere doğru ilerlemek durumu kısmen iyileştirecektir, ancak bu bile büyük ölçüde yetersiz kalmaktadır. Raporun önerdiği “küresel sürdürülebilirlik” yolu, önemli ilerlemelerin mümkün olduğunu göstermektedir, ancak birkaç temel değişiklik gerektirmektedir:

  • Aşırı tüketimi en aza indirmek ve kültürel tercihlere uygun diyet değişiklikleri ile hayvansal protein alımını sınırlamak;
  • Ürün ve talebin yoğun olduğu bölgelerde verimliliği artırmak için kaynak tahsis etmek;
  • Ormansızlaşmayı etkili bir şekilde durdurmak için kapsamlı, güçlü ve şeffaf izleme sistemleri kurmak.

Bu strateji, 2030 yılına kadar 100 milyon hektara kadar orman alanının tahribatını önleyecek ve 2050 yılına kadar 100 gigaton karbondioksit salımını azaltacaktır. Tarımda bir yandan istihdam ve üretimi artırırken diğer yandan aşırı gübre kullanımından kaynaklanan su kirliliğinden kaçınmak ve açlığı ortadan kaldırma çabalarında kapsayıcılığı artırmak için daha fazla çaba gerekecektir.

Türkiye 167 ülke arasında 72. sırada

Ülkemiz ise geçen seneye göre değerlendirilen 167 ülke arasında 72. sıradaki yerini korudu. Amaç 1 (Yoksulluğa Son) ve Amaç 9 (Sanayi, Yenilikçilik ve Altyapı) alanlarında yeterli gelişme sağlarken Amaç 13 (İklim Eylemi) alanında oldukça kötüye gittik.

İklim eylemi alanında zaten olumlu olmayan karnemizin daha da kötüye gitmesi bu alanda daha fazla çaba göstermemiz gerektiği şeklinde algılanabilir.

Karnemizin kötü olduğu Amaç 5 (Cinsiyet Eşitliği), Amaç 15 (Karasal Yaşam) ve Amaç 16 (Barış, Adalet ve Güçlü Kurumlar) alanlarında da ilerleme kaydetmemişiz. Karnemizin kötü olduğu Amaç 4 (Nitelikli Eğitim), Amaç 8 (İnsana Yakışır İş ve Ekonomik Büyüme), Amaç 10 (Eşitsizliklerin Azaltılması) ve Amaç 14 (Sudaki Yaşam) alanlarında ise iyileşme sağlamış olduğumuzu görmek güzel.

Ancak genel anlamda sonuçlara bakıldığında 17 başlıktan sadece ikisinde amaçlara ulaşabilecek bir çabamız var ve diğer amaçlarda hedeften oldukça uzağız, bu bakımdan da gidilecek çok yolumuz var.

Hedeflere ulaşmaktan çok uzağız

Sürdürülebilir Kalkınma Raporu 2024 insanlık açısından oldukça üzücü bilgiler veriyor. 2015 yılında ortaya koyduğumuz ve 2030 yılına kadar yerine getirmeye çalıştığımız Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’ndan hala oldukça uzağız.

2030 yılına artık çok kısa bir zaman kaldı ve bu alandaki çabamızın çok daha kuvvetlenmesi gerekiyor. Hem küresel bağlamda hem de ülkemizde henüz Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın ne olduğunu içselleştirmeye çalışırken zaman hızla akıp gidiyor.

Sürdürülebilirliği herkesin kartvizitlerine yazdığı bir ünvan olmaktan öteye taşıyarak gerçek anlamında algılamak ve uygulamak için fazla vaktimiz kalmadı. Daha çok çalışmalıyız.

Paylaş
Yazar:
Levent Kurnaz