Sokakta yaşayan hayvanlar için tek ses: Saldırılara karşı bir şey yapmayan siyasetçileri unutmayacağız

Örgütler, sokakta yaşayan hayvanlar için ortak deklarasyon yayınlayarak yerel yönetimlere hayvanlarla ilgili görevlerini hatırlattı, toplumda kutuplaşmaya neden olan girişimlerin önlenmesini talep etti.

Aralarında vakıf, dernek, platform, siyasi parti ve çalışma grupları da olan 51 örgüt, son zamanlarda sosyal medya ve ulusal basında tartışılan “sokakta serbestçe yaşayan hayvanlar” konusuyla ilgili ortak bir deklarasyon metni yayımladı. Örgütler, yerel yönetimlere hayvanlarla ilgili görevlerinin bir kez daha hatırlattı; toplumda kutuplaşmaya neden olan girişimlerin önlenmesini talep etti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘a hitaben yazılan deklarasyonda, sosyal medyada üzerinden, sokakta yaşayan hayvanlara -özellikle de köpeklere- yönelik şiddet, öldürme gibi eylemleri teşvik eder nitelikteki paylaşım ve mesajların, toplumdaki belli kesimlerin arasında düşmanlık yaratma amacı taşıdığı, bunun bir sonucu olarak hem hayvanların hem de insanların zarar gördüğü belirtiliyor.

Yerel yönetimlerin ise mevcut sorunun çözümü konusunda yasaların verdiği görevleri yerine getirmek yerine geçici hayvan bakımevlerini kurmayarak, kısırlaştırma, aşılama ve kayıt altına alma görevlerini ihmal ederek sorunu daha da büyüttüğü ve tüm yükün hayvanseverlerin ve hayvan koruma örgütlerinin omzuna yüklendiği kaydediliyor.

‘Şiddet çağrılarını ciddiye almalı ve karşı çıkmalıyız’

Deklarasyona imza atanlardan Yeşiller Partisi’nin Eş Sözcüsü Koray Doğan Urbarlı ise şöyle konuştu:

“Toplumunun genelinden kopuk, sesi çok çoktan ama sayısı az olan grupların yaptıkları şiddet çağrılarını ciddiye almalı ve karşı çıkmalıyız. Toplumumuzun, kentlerimizin kültürel unsurlarını ‘temizlemeye’ başlamalarına izin verirsek bunun nerede duracağını bilemeyiz. Bu sebeple yaşam hakkını savunmak, ortak akılla oluşan yasalarla toplumsal hayatı düzenlemek en temel hedefimiz olmalı.

‘İtibarsızlaştırma saldırılarına karşı, hiçbir şey yapmayan siyasetçileri, yetkilileri unutmayacağız’

İmzacılardan Faytona Binme Atlar Ölüyor İnisiyatifi Sözcüsü Elif Ertürk ise şunları söyledi:

“Özellikle son zamanlarda, sosyal medya üzerinden bir takım hesapların da kışkırtmasıyla giderek artan sokak hayvanlarına yönelik nefret, şiddet, öldürmelere karşı yetkililer tarafından engelleyici bir önlem alınmadığı gibi hayvanseverlere yönelik saldırılar ise çok takipçili bazı sosyal medya kullanıcıları tarafından kışkırtılmaktadır.

Tüm bunların neticesinde sayısız hayvan katledilmiş, üç insan öldürülmüş, bir çok hayvansever hedef gösterilmiş, saldırıya uğramış, darp edilmiştir.

Bu nefret iklimi, hayvanların zarar görmesinin yanında toplum için de son derece kaygı verici bir hal almıştır. Bu nefret iklimini pompalayanların bir gün yargılanacaklarına dair inancımız tamdır.

Ayrıca seçim sürecinde olduğumuz şu dönemde bilinsin ki sokak hayvanlarına yönelik kıyım ve gönüllülere karşı her gün artan şiddet ve itibarsızlaştırma saldırılarına karşı, hiçbir şey yapmayan siyasetçileri, yetkilileri unutmayacağız.”

 

Yerel yönetimlerin üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmediğinin de altının çizildiği deklarasyonun tam metni şu şekilde:

“Bir süredir, farklı toplum ve kültürlerin öykündüğü, coğrafyamızın yüzyıllar öncesinden mirası niteliğindeki hayvanlarla bir arada yaşama kültüründen ve dünyada yaşayan tek türün insan olmadığı gerçeğinden uzaklaşılarak topluma, sokakta serbestçe yaşayan evcil hayvanlara karşı düşmanca tavırlar sergilemenin âdeta bir insanlık görevi olduğu telkin edilmeye çalışılmakta, özellikle de köpeklere yönelik şiddet, öldürme, yok etme vb. eylemler teşvik edilmektedir.

Sosyal medya ve çeşitli yayın organları kullanılarak planlı şekilde toplumda yayılmaya çalışılan bu nefret-şiddet salgını ile birlikte, hayvanlar ve hayvanların yaşam hakkını savunanlar hedef gösterilmiş, sokakta yaşayan hayvanlara bakanlar hayatını kaybetmiş, gönüllülük esasıyla hayvan koruma alanında çalışan kişiler darp edilmiş, kişisel haklarına saldırılmış, itibarsızlaştırılmış, aşağılanmış, kendileri ve aileleri tehdit edilmiş, özel bilgiler kamuya açık mecralarda paylaşılarak linç kampanyası başlatılmıştır.

Hem hayvan hem de insanların zarar gördüğü bu süreçte, evcil hayvanların sokaktaki varlığından hareketle, toplumdaki belirli kesimleri birbirlerine karşı düşmanlaştırmak için her türlü bölücü ve ayrıştırıcı söylemle kirli bir toplum mühendisliği yapılmaya çalışılmaktadır. Sonuçları itibariyle bu organize hareketin ‘insan hakları’ ile en ufak bir ilgisi olmadığı gibi, sıklıkla vurgu yapılan güvenli sokaklar için bireysel silahlanma çağrıları da suça teşvik niteliğindedir. Güvenli bir yaşamın çatışma iklimi yaratarak sağlanamayacağı çok açıktır.

Sokakta serbestçe yaşayan hayvanların yerel yönetimlerce kayıt altına alınması, sadece popülasyona dair merakı giderecek sayısal bir değer elde etmeyi değil, kısırlaştırılmaları ve aşılanmalarını da sağlayan önemli ve yasal bir zorunluluktur. 5199 sayılı yasanın hayvan ve insan sağlığıyla ilgili yerel yönetimlere verdiği bu görev, 18 yıldır hemen hiçbir belediye tarafından tam olarak yerine getirilmemiştir.

Zorunlu kılınan geçici bakımevleri yapılmamış, yeterli personel ve veteriner hekim istihdam edilmemiş, yasada belirtilen iş ve işlemlerin gerçekleştirilmesini mümkün kılacak bütçe payları ayrılmamıştır. Bakım ve sorumluluğu altındaki evcil hayvanı yıl sonuna kadar kaydettirmeyen vatandaşlara kesileceği söylenen para cezası, bugüne kadar hiçbir belediyeye kesilmemiştir.

Hayvanseverlerin, yerel hayvan koruma görevlilerinin, hayvan koruma alanında çalışan sivil toplum örgütlerinin ve temsilcilerinin yapmış olduğu on binlerce şikayet, ya cevap vermeye dahi değer görülmemiş ya da takipsizlikle sonuçlanmıştır. Bununla birlikte, yerel yönetimlere atfedilen kısırlaştırma, bakım ve tedavi sorumluluğunu üstlenmek zorunda kalan hayvan korumacılar maddi manevi yıpratılmış, hatta bazı belediyelerce hedefe konularak ayrımcılık ve psikolojik şiddet uygulanmıştır.

Sokakta serbestçe yaşayan hayvanları temerküz kampı niteliğindeki yerlere hapsetmeyi amaçlayan gizli ya da açık girişimleri şimdiden ve tümden reddettiğimizi, ilkesel olarak bu ve benzeri her türlü hak ihlalinin karşısında konumlanarak mücadele edeceğimizi ayrıca belirtmek isteriz.”

“Biz aşağıda imzası bulunan sivil toplum örgütleri, bireysel hayvan korumacı ve sivil inisiyatifler, ivedilikle hayvanları ve onları koruyanları hedefe oturtmuş her türlü oluşumun mercek altına alınarak gereğinin yapılmasını, yerel yönetimlere görevlerinin en üst perdeden ve son kez hatırlatılmasını talep ediyoruz. Yaşam hakkı savunucuları olarak, çeşitli yayın organlarını dezenformasyon için kullanmak suretiyle topluma korku, panik ve nefret yaymayı amaçlayan kişi ve grupların karşısında her zaman olduğu gibi bundan sonra da sonsuz direncimiz, sarsılmaz inancımız ve haklılığımız ile duracağımızı kamuoyuna saygıyla bildiririz” ifadeleriyle sonlanan deklarasyon, bireysel hayvan korumacıların ve konuya duyarlı olan kişilerin de imzasına açılmak üzere change.org kampanyası haline getirildi.

Deklarasyona imza atan örgütler şöyle:

  • Anadolu Hayvan Hakları Federasyonu,
  • Animal Save Türkiye,
  • Ankara Garip Patili Canlar Derneği,
  • Antalya Vegan Platformu,
  • Ataşehir Hayvanları Koruma Grubu,
  • Başka Bir Hayat Diliyorum Derneği,
  • Bir Pati Çetesi Derneği,
  • Bodrum Kent Konseyi Hayvanların Yaşam Hakkını Koruma Çalışma Grubu,
  • BurHak Çalışma Merkezi,
  • Çanakkale Morpati Derneği,
  • Çöprita Hayvan Hak Savunucuları Platformu,
  • Dayanışma Hayvan Hakları Federasyonu,
  • Deneye Hayır Derneği,
  • Doğa, Hayvan, İnsan Hepsi Can Derneği,
  • Dohas Doğa ve Hayvanseverler Derneği,
  • Düzce Hayvanları Koruma Derneği,
  • Edirne Bir El Bin Nefes Derneği,
  • Ege Hayvan Hakları Federasyonu,
  • Eskişehir Hayvanları Koruma Derneği,
  • Faytona Binme Atlar Ölüyor İnisiyatifi,
  • Fethiye Hayvan Hakları Platformu,
  • Göktürk Hayvanseverler Derneği,
  • Hayvan Hakları Yasama İzleme Delegasyonu,
  • Hayvan Kurtarma Derneği,
  • Hayvan Özgürlüğü İnisiyatifi,
  • Hayvanlara Adalet Derneği,
  • Hayvanları Doğayı İnsanları Koruma ve Yaşatma Derneği,
  • Hayvanları Koruma Derneği Manisa,
  • Hayvanları Koruma Kurtarma ve Yaşatma Derneği,
  • Hayvanların Yaşam Hakları Konfederasyonu,
  • İnegöl Doğal Hayatı ve Hayvanları Koruma Derneği,
  • Karabük Sokak Hayvanlarını Koruma Derneği,
  • Karadeniz Hayvan Hakları Federasyonu,
  • Keşan Sokak Hayvanlarını Koruma Derneği,
  • Kurtarılmış Patiler Derneği,
  • Lapseki Çardak Hayvanları Koruma Derneği,
  • Malatya Doğa ve Hayvanları Koruma Derneği,
  • Marmara Hayvan Hakları Federasyonu,
  • Melekler Şehri Derneği,
  • Mor Patiler Çanakkale,
  • Nuhun Gemisi Yaşam Hakları ve Dayanışma Derneği,
  • Patiliyo Platformu, Sağlıklı Patiler Derneği,
  • Silivri Hayvan Hakları Derneği,
  • Sokaktaki Patili Canları Yaşatma Derneği,
  • Türkiye Hayvanları Koruma Vakfı,
  • Uluslararası Yaşam Hakları ve Toplumsal Değerler Derneği,
  • Yaşamdan Yana Derneği,
  • Yeşiller Partisi,
  • Yunus Emre Hayvan Koruma Derneği Manisa,
  • Yunuslara Özgürlük Platformu

Ne olmuştu?

Sokakta yaşayan köpeklerin yerlerini işaretlemek üzere hazırlanan “Havrita” adlı internet sitesi, hayvanları hedef göstererek ölümlerine sebebiyet verdiği gerekçesiyle sosyal medyada büyük tepki görmüş, Antalya Muratpaşa’da yerleri işaretlenen on köpeğin zehirlenmesi üzerine hayvanları koruma alanında çalışan sivil toplum örgütleri ve baroların hayvan hakları komisyonları tarafından yapılan başvurular neticesinde siteye erişim engeli getirilmişti.

Geçen günlerde, Bitlis’in Adilcevaz ilçesine bağlı Göldüzü köyünde yaşayan Mustafa Erçetin (10) ve Polat Ergün (9) adlı çocukların yaklaşık beş hafta önce sokakta yaşayan köpek tarafından ısırılmasından dolayı Ankara’ya sevk edilmelerinin üzerine sosyal medyada sokakta yaşayan hayvanlarla ilgili tartışmalar yeniden başlamıştı.

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

İklim örgütlerinden Türkiye’nin 2024 karnesi: Yetersiz ve çelişkilerle dolu

Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer bağımlılığı ve kömürden çıkış projeksiyonu olmaması eleştiriliyor.

Kanal İstanbul için rezerv alan ve imar planlarına yargı engeli

İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliği kararlarını hukuka aykırı bularak iptal etti.

Ağva plajına mahmuz darbesi

Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi...

Pirosmani: Bir sanatçı ardında ne bırakır?

Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı...

Batı Karadeniz Çevre Gönüllüleri Platformu kuruldu

Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen,...

EN ÇOK OKUNANLAR