Söğütlü’de su mücadelesi, taşların üzerinde tutulan nöbetle sürüyor

Söğütlü'de taşların üzerinde gün ışığının altında sürdürülen su nöbetine yapılan jandarma müdahalesinin ardından gözaltına alınan tüm köylüler serbest bırakıldı. Köylüler mücadelelerini sürdürüyor.

Fethiye‘deki Söğütlü mahallesinde yurttaşların, mahalledeki tek su varlığının hidroelektrik santraline (HES) ve Seydikemer’in mahallelerine yönlendirilmesi kararına karşı nöbete başlayan köylülere jandarma müdahalesinin ardından gözaltına alınan sekiz köylü serbest bırakıldı. Müdahale sonrasında iş makineleri jandarma koruması altında suyun yönünü değiştirdi. Jandarma tarafından darbedilerek gözaltına alınan altı köylü karakoldaki ifadeleri sonrası, iki köylü ise savcıya verdikleri ifadenin ardından serbest bırakıldı. Yurttaşlar nöbet tutmaya devam ediyor.

Söğütlü’de, köyün tek su varlığı olan Bozluca‘nın Fethiye Sulama Birliği ile tahsis dolayısıyla Sekiyaka 2 Hidro Elektrik Santrali’ne ve HES’ten geçen suyun Seydikemer ilçesindeki köylere ulaştırılmasına karşı mücadele başlatmıştı.  Seydikemer köylerinin muhtarları ise Söğütlü Muhtarı ve azaları hakkında şikâyette bulunmuş, bunun üzerine Seydikemer Kaymakamlığı tarafından suyu kendi köylerine yönlendiren Söğütlü Köyü Muhtarı ve azalarının “3091 sayılı Taşınmaz Mal Zilyetliğine Yapılan Tecavüzlerin Önlenmesi Hakkında Kanun” kapsamında zilyetlik hakkına tecavüz ettiği belirtilmişti.
Karar Devlet Su İşleri (DSİ) yetkilisi tarafından 5 Ağustos’ta tebliğ edilmiş ve bölgeye jandarma ekipleri ile birlikte iş makineleri yönlendirilmişti. Söğütlü köylüleri 5 Ağustos’tan itibaren sularını korumak için nöbete başladı.

Gündem Fethiye’nin aktardığına göre; 9 Ağustos saat 4.00’dan itibaren bölgeye yeniden jandarma ekipleriyle birlikte iş makinelerinin yönlendirildiği aktarıldı. Nöbete devam edilmesi üzerine bölgeye Fethiye Kaymakamı İsmail Ertaş ve Fethiye Müftüsü Kamil Oktay geldi. Ertaş, suyun paylaşımı hakkında çalıştığını belirterek; suyun yarı yarıya paylaştırılacağını söyledi. Muhtar ve köylüler ise bin 570 dönüm sulanan arazilerinin olduğunu, halihazırda üç su kaynaklarının HES üzerinden Seydikemer köylerine ulaştırıldığını aktardı. Köylüler, kendilerine tahsis edilecek olan 90 litre/saniye suyun bin 570 dönüm alana yetmeyeceğini belirtti.

Fotoğraf: Gündem Fethiye

‘Sizin ellerinize kelepçe vurduracağız’

Köylüler Ertaş’la görüşmeleri sırasında HES yetkilisinin kendilerini tehdit ettiğini ve “Sizin ellerinize kelepçe vurduracağız” dediğini aktardı. Ertaş ise; jandarma ekiplerine talimat vererek konunun incelenmesini istedi.

Ertaş’ın bölgeden ayrılması üzerine ise saat yaklaşık 18.00 civarında jandarma ekiplerinin koruması altında iş makineleri Akçay içine girerek suyun yönünü değiştirme çalışmasına başladı. Çalışmaya engel olmak isteyen köylülere jandarma ekipleri müdahale etti. Müdahale sırasında alandaki çocukların da müdahaleye maruz bırakıldığı görüldü.

Köylülerden Tezcan Yılmaz, Mehmet Yılmaz, Gülen Çelik, Recep Alkaya, Mustafa Çelik, Kenan Ölmez, Durali Can Ölmez ise darbedilerek ve ters kelepçe takılarak gözaltına alındı. Darbedilen köylülerden Recep Alkaya’nın kafasında açılma olduğu öğrenildi.

Müdahale sırasında iki kişi ise fenalaştı. Battaniyelerle alanın dışına taşınan köylülere ilk müdahale ambulanslarda yapıldı ve sağlık durumlarının iyi olduğu öğrenildi.

Köylülerin avukatı Okşan Palabıyıkoğlu, bir jandarmanın kolu ısırıldığı gerekçesiyle şikayetçi olması üzerine bir köylünün gözaltına alındığını, diğer köylünün ise jandarmanın kolunu yumrukladığı gerekçesiyle gözaltına alındığını ifade etti.

Fotoğraf: Gündem Fethiye

Kolluk kuvvetleri vs yurttaşın adli raporları

Palabıyıkoğlu, müdahale sırasında kafası açılan bir köylünün sırtında yumruk izlerinin de olduğunun tespit edildiğini söyledi. Kafadaki açılmanın ise adli rapora “sıyrık” olarak geçmesi üzerine itiraz ettiklerini, savcının da bu itirazı kabul ettiğini belirtti.

Diğer yandan Palabıyıkoğlu, aynı köylünün 70 yaşında olduğunu ve ilaçlarını alamadığını, kafa travması nedeniyle 48 saat müşahede altında tutulması gerekirken; iki saat içinde karakola getirildiğini aktardı. Raporun tanzim edilme şeklinde de usulsüzlükler olması nedeniyle suç duyurusunda bulunabileceklerini söyledi.

Son olarak Palabıyıkoğlu, kolluk kuvvetlerinin adli raporlarının oldukça detaylı hazırlanırken, köylülerin raporlarının ise çok kısaca hazırlandığına dikkat çekti.

“Görevi yaptırmamak için direnme suçu” gerekçesiyle köylülerin ifadelerinin aldığını aktaran Av. Palabıyıkoğlu, şunları söyledi:

“Bu noktada bu suçun oluşmadığı kanaatini taşıdığımız için çünkü görevi yaptırmak için direnme suçunun oluşması için cebir veya tehdit kullanılması gerekiyor. Köylü tarafından herhangi bir cebir yahut tehdit yok. Bir anda gözaltı, bir anda aslında saldırı oluşmuş. Bu basına yansıyan kamera görüntülerinde de jandarmanın kamerasında da net olarak görülebilecek bir husus. Bu yönüyle görevi yaptırmamak için direnme suçu oluşmadı.”

Takipsizlik kararı verilmesini talep ettiklerini söyleyen Av. Palabıyıkoğlu, bir köylünün kötü muamele ile gözaltına alındığını belirtti ve şöyle devam etti:

“Bir köylünün kendisine karşı yapılan bir kötü muamele var. Küfür edilmiş sinkaflı küfür var ve yanağına da yumruk atılmış. Bununla ilgili olarak da orantılılık ilkesi gereği kolluk kuvvetlerinin gözaltına alırken ya da kişiyi etkisiz hale getirirken çeşitli kriterleri var. Bu kriterler uygulanmamış hatta küfür ederek gözaltına alınmış, buna ilişkin olarak şikayetçi oldu.”

Köylüler neden mücadele ediyor?

Jandarma müdahalesi sırasında gözaltına alınanlardan Gülen Çelik, müdahalenin öncesinde 10 gündür burada sularını korumak için mücadele ettiklerini belirterek “Santrale su vermek için bizim karnımızı doyurduğumuz suyu kesiyorlar” demişti.

Buradaki suyu 150 senedir kullandıklarının altını çizen Çelik, köylüler olarak sularını paylaşmaktan çekinmediklerini fakat suyun yönünün değiştirilmesinin asıl amacının farklı köylere sulama suyu olarak ulaştırılmasından çok HES’e verilmesi olduğunu söyledi.

Okşan Ölmez ise suda kendilerinin de hakkı olduğunu, köylerinin ticaret yapmak için değil var olmak için bu suya ihtiyacı olduğuna vurgu yaptı.

Songül Çelik ise var olan kaynağın köylere normal durumda yettiğini, fakat HES’in müdahalesine karşı olduklarını söyledi.

Fotoğraf: Gündem Fethiye

Köylüler iki ayrı dava açtı

Son olarak köylülerin avukatı Bora Sarıca ise sürece dair bilgi verdi. Söğütlü Mahallesi Muhtarı ile 8 Ağustos’ta bir araya geldiklerini ve acil olarak iki dava açtıklarını belirterek, davalardan ilkinin sulama için tahsis edilen alanın miktarına ilişkin olduğunu dile getirdi.

Sarıca davaya ilişkin şu açıklamayı yaptı:

“Davalarımız daha önce burada 30 hektarlık bir su tahsisi yapılmış 2021 yılında. Muhtar ona itiraz etmiş, yeniden değerlendirilmesini talep etmiş, ancak dilekçesine cevap verilmemiş ve biz bunu zımnen ret kabul edip acil bir surette 30 hektarlık su tahsisin iptali için davamızı açtık.”

Diğer davanın ise köylüler hakkında zilyetlik hakkına tecavüz gerekçesiyle verilen karara ilişkin olduğunu söyledi.

Sarıca sularını vermek istemeyen, nöbet tutan, çadır kuran köylüler hakkında 3091 yani tecavüzün önlenmesine ilişkin verilen karara karşı dava açtıklarını belirtti. Konuya ilişkin şu bilgilendirmeyi yaptı:

“Sabah Devlet Su İşleri (DSİ) Müdürlüğü’ne gittiğimizde bize yeni tarihli bir karar sundular. O kararı da 30 hektarı 100 hektara çıkarmışlar. 90 litre saniye su akıtılması köye su verilmesi kararı verilmiş. Yani daha önce 30 hektarlık alan 100 hektara çıkartılmış. 100 hektarın sulanmasına yetecek kadar su verilmiş. Muhtarlar bunu kabul etmedi. Ben bunu köylüme anlatamam dedi ve işte sonrasında da jandarmayla, DSİ yetkileriyle buraya geldik.”

 

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Şirketlerin toplumsal sorumluluğu

Türk şirketleri kurumsal sosyal sorumluluk ve sürdürülebilirlik uygulamalarında batılı benzerleri kadar başarılı değil. Ancak bu sadece şirketlerden kaynaklanmıyor, 'öngörülemezlik ortamı' ve toplumsal baskının eksikliği de bunda etkili. 

‘Qou vadis-2’: Ülke nüfusu

Geleceği ile ilgili derin kaygılar duymakta olan nüfus kesimlerinin, Türkiye’nin her yerinde giderek artmakta olduğu bir ortamdayız. Ne kent nüfusu kentte kalabilecek uzun erimli bir gelecek görüyor, ne de kır nüfusu kırda kalabilecek bir durum algılıyor.

[Bir şarkının hikayesi] San Francisco/ Scott McKenzie

Scott McKenzie’nin Hippi kültürünü konu alan 'San Francisco (Saçınıza Çiçek Taktığınızdan Emin Olun)' şarkısı, Beatles’ın 'All You Need is Love'ı ile beraber, 'Summer of Love'ın belirleyici şarkılarından biri olarak kabul edilir.

Yandı Çukurova yandı

Türkiye’de tarımın geldiği yer içler acısı. Ülkenin dört bir yanındaki çiftçiler isyan halinde. Diğer taraftan en fazla artış gıda fiyatlarında. Dikkate alınması gereken ciddi bir dengesizlik var.

[Çocuklar için Yeşil Kitaplar] Bir güvercini sevmekle başlayacak her şey

Maalesef sorun yarattığı var sayılanlara karşı empati yoksunu, sadece kendi refahını gözeten adaletsiz çözümler üretmek yalnızca 'Güvercin Kakası' kitabındaki kasaba halkına mahsus değil. Katliam Yasası'nı unutmadınız değil mi?

EN ÇOK OKUNANLAR