Kültür-Sanat

Sergi salonu; çöp tenekeleri

0

İspanyol sanatçı Francisco de Pájaro’ nun “Sanat Çöptür”  mottosu ile yola çıkıp çöpleri sanat eserine dönüştürerek onlardan son bir kahkaha çıkarmaya çalıştığını; Kanadalı animatör Aiden Glynn sokakta bulduğu sıradan objeleri;  göz, dil, diş gibi ufak eklemelerle sevimli canavarlara dönüştürdüğünü ve sokaklarda duvar resimleri ile sanatı sokağa taşıyan sanatçılar olduğunu biliyoruz. Ancak kelimenin gerçek anlamı ile “sanatı çöpe atan” bir sanatçı var ki heyecanlanmamak  mümkün değil.

Son zamanlarda adını sıklıkla duyduğumuz Efe Işıldaksoy; bitirdiği tabloyu yerini öncesinde duyurduğu bir çöp tenekesine bırakıyor. Tabloyu almaya gelenlerle fotoğraf çekiyor. Onlardan da tabloyu nereye astıklarına dair bir fotoğraf istiyor. Sanatın değerinin para ile ölçülmesindeki yanlışlığı ve bu yanlışlığın insanlarla sanat arasına koyduğu mesafeyi göstermek isteyen Işıldaksoy “Kafalar Hep Karışık” adlı sergisini bu şekilde tamamlayacak. Deney sonunda;  para karşılığı alınmamış olduğu için tüm eserleri paha biçilememiş; tüm eserler alındığı için de hedefine ulaşmış bir sergi olacak.

Kendisi ile gerçekleştirdiğimiz röportajda serginin insanların hayatlarında ufak kıvılcımlar yaktığını ve bu kıvılcımları görmenin kendisini mutlu ettiğini belirtiyor.

 

“Sokakta insanlar mutsuz, işlerinde mutsuz, ilişkiler berbat, ülkenin üzerinde devamlı bir kara bulut var ve aslında tüm dünya böyle. Vermek istediğim mesajların dışında çöpten resmimi alan arkadaşların yüzlerindeki ifadeyi görünce zaten yaptığım işin doğru olduğunu görüyorum.”

“ Benim ‘kafalar hep karışık’ projesindeki amaçlarımdan biri de sanatın toplumdan uzaklaştırılması ve toplumun aslında sanata nasıl    sahip çıktığını göstermekti. Bunu da başardığıma inanıyorum. Bu projeye dahil olan toplumsal etkileşim, diğer sanat dallarında da kendini gösterdi. Şimdiye kadar herkes bir şekilde kendini bu projeye ait hissetti. Yoksa ‘yıllardır müzik yapmaktaki tek mantığımız buydu’ gibi mesajlar almazdım.”

“Bence herkes sanatçı; keşfetmek için zaman harcamak gerekiyor.”

Başlangıçta 15 eserle tamamlayıp bir video projesi olarak kurguladığı sergi beklediğinden fazla “dikkat” çekince bu projeye yeni aşamalar eklemeye karar veren sanatçıdan ikinci aşamada resim bırakmaya devam edeceğini öğreniyoruz.

Grafik tasarım, heykel, resim ve sinema

2000’ li yıllarda gece kulüplerinin el ilanlarını, müzik festivallerinin afişlerini tasarlarken aynı zamanda müzik videosu çalışmalarına ağırlık veren sanatçı, bir süre sonra grafik işlerindeki yoğunluk ve kendini tekrar eden döngüden sıkılıp Türkiye turuna çıkıyor.  İkinci bir Türkiye turuna çıktığında ise ‘bugüne kadar yaşadıklarınızdan çıkarttığınız hayat dersi nedir?’ sorusunu insanlara soruyor ve sonucunda “1+1=3” adlı belgesel ortaya çıkıyor.

2009 yılında “Farka Saygı” adlı ilk kişisel heykel sergisini Taksim metrosunda gerçekleştiriyor.

2014 yazında çekmeye başlayacağı “Zombie Zealous” adlı filmine kadarkafalar hep karışık” olmaya devam edecek.  Bu deneyde yer almak, eserleri görmek, dokunmak ve hatta duvarınıza asabilmek için sanatçıyı buradan ve buradan takip edebilirsiniz.

 

(Yeşil Gazete)

 


You may also like

Comments

Comments are closed.