Ember’da analist olan Chris Rosslowe, rüzgar ve güneş enerjisinin yükselişinin fosil yakıtların rolünü daralttığını söyledi: “Enerji sektöründe tarihi bir değişime tanık oluyoruz ve bu hızla gerçekleşiyor.”
Yapılan çalışmada, Covid-19 pandemisi ve Ukrayna savaşına bağlantılı olarak iki yıllık düşünün ardından gelen elektrik talebindeki artışa rağmen, AB ülkelerindeki elektrik santrallerinin 2023’ün ilk yarısından 2024’ün ilk yarısına kadar yüzde 24 daha az kömür ve yüzde 14 daha az gaz yaktığı bulundu.
Rosslowe, “Üye ülkeler rüzgar ve güneş enerjisine olan ilgiyi sürdürebilirlerse fosil yakıt bağımlılığından kurtulma gerçek anlamda mümkün olacak” dedi.
Avrupa, aşırı hava olaylarını daha şiddetli hale getiren gezegeni ısıtan gaza katkıda bulunan en büyük tarihi kirleticiler arasında yer alıyor, ancak aynı zamanda ekonomisini “temizlemek” için en iddialı hedeflerden bazılarına da sahip. Rusya‘nın Ukrayna’yı işgalinden bu yana, Avrupa liderleri daha güçlü söylemler ve daha gevşek izin kurallarıyla yenilenebilir enerjiye geçişlerini hızlandırdı.
Ancak güneş enerjisi patlama yaşarken, rüzgar endüstrisi politikacıların ve halkın devam eden muhalefetinin yanı sıra yüksek enflasyonla mücadele etmek zorunda kaldılar Lobi grubu Wind Power Europe‘a göre AB, 2023’te rekor seviyede 16,2 GW yeni rüzgar enerjisi kapasitesi kurdu, ancak bu, on yılın sonunda iklim hedeflerine ulaşmak için o yıl ihtiyaç duyulan miktarın yaklaşık yarısıydı.
Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) ve Uluslararası Enerji Ajansı tarafından modellenen senaryolar, temiz bir ekonomiyi çalıştırmak için ihtiyaç duyulan elektriğin çoğunun güneş ışınlarından ve rüzgar türbinlerinden kaynaklanacağını gösteriyor.
IPCC’nin enerji sistemleri hakkındaki rapor bölümünün ortak yazarı olan Danimarka Teknik Üniversitesi‘nden bilim insanı Andrea Hahmann, gelişmenin “önemli ancak şaşırtıcı olmadığını” belirtti:
“2024’ün ilk altı ayında, rüzgar enerjisinin çoğunun üretildiği Kuzey Avrupa‘da güçlü rüzgarlar yaygındı. ‘Çizgilerin kesişmesi’, AB’nin elektrik geçişinin mümkün olduğunu gösteriyor ve karamsarlığa kapılmamalıyız. Ulaşılması gereken yenilenebilir enerji hedefleri önemli ancak uygun politika önlemleriyle başarılabilir.”