İklim Kriziİklim ve EnerjiManşet

Rapor: Şirketler iklim riskleri konusunda gerekli adımları hala atmadı

0

Uluslararası danışmanlık, denetim ve vergi şirketi EY (Ernst & Young), tüm dünyada şirketlerin karbon saydamlığı alanındaki raporlamalarını değerlendiren EY Küresel İklim Riski Beyan Barometresi’nin 2022 versiyonunu yayımladı. EY’ın Küresel İklim Riski Beyan Barometresi sonuçlarına göre, dünyanın dört bir yanındaki işletmeler, iklim riskleri ile ilgili açıklamalarını iyileştirme yolunda; ancak bu riskleri ele almak ve müşterilerin ihtiyaçlarına yanıt vermek için çok gerekli adımları henüz atmıyorlar.

EY tarafından dördüncüsü yayımlanan rapor, dünya çapındaki kuruluşların iklimle ilgili risk ve fırsatlar konusunda hangi düzeyde rapor verdiklerine ve harekete geçtiklerine mercek tutuyor.

47 ülkede bin 500’den fazla işletmenin katılımıyla gerçekleştirilen araştırmaya dayanan raporda yer alan bilgiler; iklimle ilgili finansal verilerin raporlanmasını teşvik etmek için kurulan “İklimle Bağlantılı Finansal Beyan Görev Gücü (TCFD)” tarafından belirlenen 11 temel tavsiye ekseninde inceleniyor.

EY Küresel İklim Riski Beyan Barometresi, şirketleri iklimsel etkileri açıklama sayılarına ve bu açıklamaların kalitesine göre değerlendiriyor.

Barometreye göre, önceki yıllara oranla bugün çok daha fazla sayıda kuruluş, tavsiyelerin her biri ile ilgili belirli düzeylerde beyan sağlıyor. Yapılan puanlamaya göre 100 üzerinden, bilgilerin eksiksiz açıklandığını gösteren ortalama puan bu yıl yüzde 84 oldu. Bu oran 2021’de yüzde 70’ti.

Geçen yıl şirketlerin iklim ile ilgili beyanlarının kalitesi yüzde 42 düzeyindeydi, bu yıl 2 puanlık artışla yüzde 44 oldu. Yüzde 100’lük bir oran, tüm bilgilerin ayrıntılı olarak açıklandığı anlamına geliyor ve gerçek rakam bunun yarısı dahi değil.

2021’den bu yana kalite puanlarında minimum artış görüldü

Yeni oluşturulan Uluslararası Sürdürülebilirlik Standartları Kurulu (ISSB) tarafından önerilen standartlar da dahil, iklim değişikliği etrafında gelişen düzenleyici faaliyetlere ve son 12 ayda beyan kurallarındaki net geliştirmelere rağmen, işletmelerin karbonsuzlaştırma yolunda pratik adımlar atmak için hala gidecek yolları var.

Ankete katılan şirketlerin sadece yüzde 29’u mali tablolarında hem nitelik hem de nicelik olarak iklimle ilgili konulara atıfta bulunuyor.

Bu durum, ihtiyaç duydukları verilere sahip olmadıklarının veya etkiyi hesaplamadıklarının bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.

Bu açıklamalarda iklim etkisine yapılan atıfların yarısından fazlasının nicel değil nitel olması da ayrıca dikkat çekiyor.

İlerleme yolunda daha olumlu işaretlerin görüldüğü alanlar da var. Küresel çaptaki araştırmaya katılan kuruluşların yaklaşık yarısı (yüzde 49), belirli risklerin olası ölçeğini ve zamanlamasını değerlendirmek ve en olumsuz durumlara hazırlıklı olmak için TCFD’nin de tavsiyesi olan senaryo analizini gerçekleştirdiklerini belirtti.

ISAR 2 Nükleer Santrali Almanya’nınn bu yıl sonunda kapatmayı planladığı üç satralden biri. Fotoğraf: Reuters

Katılan şirketlerin dörtte üçü (yüzde 75) risk analizi, yüzde 62’si fırsat analizi yaptıklarını, yüzde 61’i ise karbonsuzlaştırma stratejilerini açıkladıklarını belirtti.

EY araştırması, şirketlerin farklı risk türlerini önceki yıllara göre daha dengeli bir şekilde değerlendirdiklerini ortaya koyuyor.

Rapora göre; şirketler artık hem iklim değişikliğinin ekonomide yarattığı değişimlerden kaynaklanan “geçiş risklerine”, hem de iklim değişikliklerinin doğrudan sonucu olan “fiziksel risklere” dikkat ediyor. Şirketler geçen yıl geçiş risklerinden (yüzde 25) çok fiziksel risklere (yüzde 55) odaklanmıştı.

İklim riski ekseninde gerçekleştirilen stratejik planlamalar, şirketlerin belirgin gelişme kaydettiği alanlardan biri olarak dikkat çekiyor. EY Küresel İklim Riski Beyan Barometresi, organizasyonların planlarına iklim risklerini ve fırsatlarını ne ölçüde dahil ettiklerini veya çeşitlendirme yoluyla dayanıklılığı nasıl inşa ettiklerine odaklanarak bu alandaki stratejilerini derecelendiriyor.

Sektörel olarak puanlamalar.

Şirket tarafından yapılan rapora ilişkin açıklamaya göre; strateji için geçen yılki anket sonucunda yüzde 65 olan kapsam puanı, bu yıl yüzde 81’e yükseldi. Bu da bu yıl daha fazla şirketin söz konusu alanda en azından bazı bilgileri açıkladığını gösteriyor.

EY Türkiye Sürdürülebilirlik Hizmetleri Lideri Ece Sevin, konuyla ilgili şu değerlendirmelerde bulunuyor:

“Kurumlar iklimle ilgili açıklamalarını her geçen yıl iyileştiriyor. Bununla birlikte, raporlama yapan şirket sayısında artış dikkat çekerken, birçok organizasyonun iklim riskleri hakkında yeterince ayrıntılı bilgiye yer vermediği de görülüyor. Raporlamaların anlamlı eylemlere dönüşmesinde açıklamaların kapsamı ve detayı kritik önem taşıyor. Bu durum dünyada olduğu gibi ülkemizde de geçerli.

Aliağa Termik Santrali/ Fotoğraf: Cansu Acar

Şirketlerin oldukça iddialı iklim hedefleri belirlediğini ancak bu hedeflere ulaşmak için çok az veya hiç net planları olmaksızın yeşil dilek ve temennilerin ötesine geçemediklerini görüyoruz. Maalesef gerçekçi hedefler olmazsa dilek ve temennilerde kalan bu çabaların boşa kürek çekmekten öteye geçmesi zor. Etkileri giderek artan oranlarda hissedilen iklim değişikliği ile mücadelede olmamız gereken yerden hâlâ çok uzaktayız. Şimdi herkes için eyleme geçme zamanı.”

 

More in İklim Krizi

You may also like

Comments

Comments are closed.