Ana Sayfa Blog Sayfa 1926

1059 gündür tutuklu yargılanan Kavala hakkında Bakanlık görüşü: Makul süre aşılmadı

1059 gündür tutuklu bulunan iş insanı ve insan hakları aktivisti Osman Kavala hakkındaki bireysel başvuru dosyasını inceleyen Anayasa Mahkemesi (AYM), Adalet Bakanlığı‘ndan Kavala’nın tutukluluğuna dair görüş yazısı istedi.

Kavala, Gezi davasında beraat etmesine karşın önce “darbeye teşebbüs” ardından ise “casusluk” iddiasıyla yeniden tutuklananmıştı.

Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Daire Başkanı Hacı Ali Açıkgül’ün hazırladığı 20 Ağustos tarihli görüş yazısında Osman Kavala’nın herhangi bir hakkının ihlal edilmediğini ve tutukluluğunda makul sürenin aşılmadığını iddia etti. Bakanlık, Kavala’nın ‘casusuluk’ suçu işlediğine dair kuvvetli belirtinin olduğunu savundu.

‘AİHM kararı farklı bir konuda’

Kavala hakkında verilen 3 ayrı tutuklama kararının nedenlerini anlatan bakanlık Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) verdiği ‘derhal tahliye’ kararıyla şu an tutuklu bulunduğu kararın farklı olduğunu ifade etti. Bakanlık konuyla ilgili şu değerlendirmede bulundu:

Başvurucu hakkında mevcut tutuklama kararına konu suç (casusluk) ve bu suçun işlendiği yönündeki deliller ile başvurucu hakkında verilen 10 Aralık 2019 tarihli AİHM kararına konu 1 Kasım 2017 tarihli tutuklama kararında belirtilen suç ve deliller birbirinden farklıdır.

Dolayısıyla başvurucunun mevcut tutukluluk hali, daha önceki tutuklandığı suça ilişkin olmayıp, süreç içerisinde elde edilen yeni delillere bağlı olarak başka bir suç nedeniyle verilen 9 Mart 2020 tarihli tutuklama kararıyla birlikte başlamıştır.

‘Kuvvetli deliller var’

Kavala’nın Gezi Parkı davasındaki “darbeye teşebbüs” suçundan tutuklanmasının sona erdiğini anlatan bakanlık, Kavala’nın “devletin güvenliği veya dış siyasal yararlar bakımından niteliği itibariyle gizli kalması gereken bilgileri siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin etmek” suçundan tutuklu olduğu savundu.

Adalet Bakanlığı, HTS kayıtlarında olmayan Osman Kavala – Henry Barkley görüşmelerini ise ‘delil’ olarak gösterdi ve AYM’nin karara bağlayacağı dosyayla ilgili şunları söyledi:

Dolayısıyla başvurucunun atılı suçu işlediğine dair kuvvetli belirtinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu doğrultuda, başvurucu hakkında uygulanan tutuklama tedbirinin meşru bir amacının bulunduğu ve ölçülü olduğu değerlendirilmektedir.

Sonuç olarak bakanlığımız, tutuklamanın hukuki olmadığı iddiasına ilişkin olarak bir ihlalin bulunmadığı açık olduğundan başvurucunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerektiği kanaatindedir.

Bakanlık görüşünde, “Hukukun üstünlüğünün esas olduğu demokratik bir devlette, kişinin işlediği iddia olunan bir suç nedeniyle tutuklandıktan sonra tahliye olması ve hatta söz konusu suçtan beraat etmiş olması, o kişinin işlediği iddia olunan diğer suçlardan soruşturulmasına engel değildir. Doğal olarak, soruşturma sürecinde ihtiyaç duyulan tedbirler de kanunilik, meşru amaç ve ölçülülük ilkeleri doğrultusunda mahkemelerce alınmaktadır. Bakanlığımız, bu kapsamda alınan bütün tedbirlerin hukukun üstünlüğü ilkesi kapsamında bağımsız ve tarafsız mahkemeler önünde itiraza tabi olduğunu Anayasa Mahkemesi’nin dikkatine sunar” değerlendirmesini yaptı.

‘Tutukluluğu makul süreyi aşmadı’

Bakanlık, Kavala’nın tutukluluğunun makul süreyi aştığına dair iddiasının da kabul edilemez bulunmasını istedi. Kavala’nın son tutukluluk süresinin görüşün yazıldığı tarih itibariyle yaklaşık 5 ay olduğu belirtti.

Tutuklama tedbirinin ölçülü olduğu iddia edilen bakanlık, Kavala’nın tutukluluğun devamının hukuka uygun olduğunu savundu.

Bakanlık, “genel olarak soruşturmanın yürütülmesinde savcılık makamlarınca hareketsiz kalınan bir dönem olmadığı gibi bir özensizlik gösterildiği de tespit edilmemiştir” ifadesini kullandı.

Gelen tepkilerin ardından tiyatro, bale ve operaya getirilen yasak kaldırıldı

Kültür ve Turizm Bakanlığı, gelen tepkilerin ardından tiyatro gösterimleri ile opera ve bale temsillerinin il hıfzıssıhha kurullarının kararları dışına alındığını açıkladı.

Bakanlığın açıklamasında “Kültür ve Sanat Tesislerinde Kontrollü Normalleşme Süreci Genelgesi”nde belirtilen kurallara uyulması suretiyle, il hıfzıssıhha kurullarınca alınan kararların kapsamı dışına alındığını belirtildi. Açıklamada şunlar söylendi:

İçişleri ve Sağlık Bakanlıklarımız ile yaptığımız değerlendirmeler neticesinde açık ve kapalı alanlarda sahnelenecek tüm tiyatro gösterimleri ile opera ve bale temsilleri Bakanlığımızca 23.06.2020 tarihinde yayımlanan ‘Kültür ve Sanat Tesislerinde Kontrollü Normalleşme Süreci Genelgesi’ndeki kurallara uyulmak koşulu ile il hıfzıssıhha kurullarınca alınan kararların kapsamı dışına alınmıştır.

İçişleri Bakanlığı: Ruhsat değiştirip eski faaliyetini sürdüren eğlence mekanları kapatılacak

Türkiye’de görülen koronavirüs salgınındaki vaka sayılarının yeniden yükselişe geçmesiyle birlikte normalleşme süreci adıyla gevşetilen koronavirüs tedbirleri yeniden sıkılaştırılıyor.
İçişleri Bakanlığı, 81 il valiliğine “Umuma açık istirahat ve eğlence yerleri” konulu genelge gönderdi. Genelgeye göre ana faaliyeti gazino, pavyon, diskotek, bar, birahane, gece kulübü olup ruhsatına tali faaliyet işleten iş yerlerinin çalışmasına ise müsaade edilmeyecek.
Ayrıca, faaliyet konusunu değiştirerek salgınla mücadele kapsamında alınan tedbirleri devre dışı bırakacak şekilde çalışan işletmeler kapatılacak.

‘Yeniden ruhsatlandırma gerekiyor’

Genelgede, Covid­-19 salgını kapsamında faaliyetleri geçici süreliğine durdurulan ve hâlihazırda kapalı olması gereken bazı gazino, pavyon, diskotek, bar, birahane, taverna veya gece kulüplerinin belediye veya il özel idaresine başvurarak faaliyet konularını değiştirdikleri ya da mevcut ruhsatlarına talî faaliyet alanı işleterek eski faaliyetlerine devam ettiklerinin anlaşıldığı belirtildi.

Bu kapsamdaki umuma açık istirahat ve eğlence yerlerinin ana faaliyet konusunu değiştirerek kafe, restoran, lokanta vb. olarak faaliyet göstermek istemeleri durumunda İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmelik çerçevesinde eski ruhsatın iptal edilip yeniden ruhsatlandırma işlemi yapılması gerektiği belirtildi.

Denetimler yoğunlaşacak

Valiler ve kaymakamlar tarafından, 15 Mart tarihi itibariyle faaliyet konusu gazino, pavyon, diskotek, bar, birahane, taverna veya gece kulübü olup belediye ve il özel idarelerine müracaat eden, bu tarihten sonraki  eski ruhsatını iptal ederek yeniden ruhsat almak suretiyle ana faaliyet konusunu değiştiren ya da ruhsatına talî faaliyet konusu ekleyen işyerlerinin listeleri  belediyelerden ve il özel idarelerinden alınacak.

Ana faaliyeti gazino, pavyon, diskotek, bar, birahane, taverna veya gece kulübü olup sonradan ilgili yerel yönetime müracaat ederek ana faaliyeti değiştiren işyerlerine yönelik denetim faaliyetleri yoğunlaştırılacak.

İşletmeler kapatılacak

Bu denetimlerde faaliyet konusunu değiştirerek salgınla mücadele kapsamında alınan tedbirleri devre dışı bırakacak şekilde eski faaliyetine devam ettiği tespit edilen işletmeler, ilgili genelgeler çerçevesinde derhal kapatılacak ve İş Yeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmeliğin Ek 3’ncü maddesi çerçevesinde ayrıca işlem yapılacak. ­

Vali/Kaymakamlarca yukarıda belirtilen esaslar çerçevesinde gerekli kararların Umumi Hıfzıssıhha Kanununun 27’nci ve 72’nci maddeleri uyarınca ivedilikle alınacak.

Uygulamada herhangi bir aksaklığa meydan verilmeyecek ve mağduriyete neden olunmayacak. Alınan kararlara uymayanlara Umumi Hıfzıssıhha Kanununun ilgili maddeleri gereğince idari işlem tesis edilecek ve konusu suç teşkil eden davranışlara ilişkin Türk Ceza Kanununun 195’inci maddesi kapsamında gerekli adli işlemler başlatılacak.

Dünya genelinde 366 gazeteci koronavirüs sebebiyle yaşamını yitirdi

Cenevre merkezli sivil toplum kuruluşu Press Emblem Campaign (PEC), koronavirüs salgının etkili olduğu Mart ayından bu yana 47 ülkede en az 366 gazetecinin virüs nedeniyle hayatını kaybettiğini duyurdu.

Birleşmiş Milletler (BM) Cenevre Ofisi’nde dün başlayan BM İnsan Hakları Konseyinin 45’inci oturumunda sunum yapan PEC Genel Sekreteri Blaise Lempen, son günlerde gazetecilerin Covid-19 kaynaklı ölümlerinde keskin artış olduğunu söyledi.

bianet’in aktardığına göre Lempen, 47 üyeli İnsan Hakları Konseyi’ne çağrıda bulunarak, gazetecilerin küresel sağlık krizlerinden korunmasını güçlendirecek karar almalarını istedi.

Ölüm sayısı ikiye katlandı

PEC verilerine göre, dünyada mart başından bu yana Covid-19 nedeniyle 47 ülkede en az 366 gazeteci hayatını kaybetti.

1 Temmuz’dan eylül başına kadar geçen iki ayda Covid-19 nedeniyle yaşamını yitiren gazetecilerin sayısı da ikiye katlandı. PEC, 1 Temmuz’da 35 ülkede en az 186 gazetecinin Covid-19’dan öldüğünü açıklamıştı.

En fazla ölüm Latin Amerika’da

PEC’in araştırmasına göre, Latin Amerika ülkelerinde 205, Asya‘da 90, Avrupa‘da 28, Afrika‘da 22 ve Kuzey Amerika‘da da 21 gazeteci virüs nedeniyle öldü. 82 gazetecinin hayatını kaybettiği Peru listede ilk sırada yer alırken, Ekvador‘da 40, Hindistan‘da 36 ve Bangladeş‘te 31 gazeteci yaşamını yitirdi.

Meksika’da virüs nedeniyle 26 gazeteci, ABD‘de 20, Brezilya‘da 19 ve Pakistan‘da da 10 gazeteci hayatını kaybetti.

Bolivya, İngiltere ve Nijerya‘da 8 gazeteci, Honduras 7, Nikaragua‘da 6, Rusya ve Dominik Cumhuriyeti‘nde 5, İspanya ve Fransa‘da ise 4 gazeteci virüs nedeniyle öldü.

’54 gazeteci çeşitli nedenlerle öldürüldü’

İtalya, Kamerun, Mısır, Guatemala ve El Salvador‘da 3 gazeteci, Afganistan, Güney Afrika Cumhuriyeti, Cezayir, Kolombiya, Endonezya, Nepal ve İsveç‘te ise 2 gazeteci yaşamını yitirdi.

Suudi Arabistan, Arjantin, Avusturya, Belçika, Kanada, Irak, İran, Japonya, Kazakistan, Kırgızistan, Fas, Panama, Paraguay, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Tacikistan, Togo, Venezuela ve Zimbabve‘den ise birer gazeteci Covid-19 nedeniyle yaşamını yitirdi.

PEC, dünya genelinde yılbaşından bu yana 54 gazetecinin de çeşitli nedenlerle öldürüldüğünü, böylelikle yıl içinde hayatını kaybeden gazeteci sayısının 400’ü geçtiğini bildirdi.

Sally Kasırgası ABD’nin güney kıyılarına yaklaşıyor

ABD’de aralarında Kaliforniya‘nın da bulunduğu batı eyaletleri haftalardır devam eden orman yangınlarıyla uğraşırken güney eyaletleri de kasırgalara hazırlık yapıyor.

ABD Ulusal Kasırga Merkezi (NHC) tarafından yapılan açıklamada, Atlantik Okyanusu’nda etkisini sürdüren Sally Kasırgası‘nın salı günü Meksika Körfezi üzerinden Louisiana, Mississippi ve Alabama eyaletlerini vurmasının beklendiği belirtildi.

‘Yavaş ama etkili olacak’

Sally Kasırgası’nı “yavaş hareket eden tehlikeli bir kasırga” olarak niteleyen yetkililer, söz konusu eyaletlerde 2-3 gün devam edecek şiddetli yağış ve fırtınalar nedeniyle sel felaketlerinin yaşanabileceği uyarısında bulundu.

AA’nın aktardığına göre NHC’de görevli Daniel Brown, “Bu tür kasırgalar sadece hasara yol açan fırtınalara değil, aşırı yağış nedeniyle sel ve deniz kabarmalarına da neden olur” ifadesini kullandı.

Brown, Sally Kasırgası’nın ağır hareket etmesinden dolayı karaya çıktıktan sonra 61 santimetreye kadar yağış bırakabileceği tahmininde bulundu.

Üç bölgede olağanüstü hal

Alabama, Louisiana ve Mississippi valileri, fırtına karaya inmeden önce acil durum federal yardım talebinde bulundu ve Olağanüstü Hal ilan etti. Louisiana, Grand Isle ve New Orleans‘ın yüksek sel riski bulunan bölgelerindeki halktan zorunlu olarak evlerini boşaltmaları istendi.

Mississippi Valisi Tate Reeves Pazartesi gecesi bir tweet’te “Alçakta kalan bölgeleri boşaltmak için tahliye başlatılıyor” dedi.

Yerel medyada yer alan görüntülerde, yaklaşan şiddetli kasırgaya karşı bölge sakinlerinin ev ve iş yerlerinin camlarını tahta plakalarla kapattığı ve sellere karşı kum torbalarından barikatlar kurduğu görüldü.

Fotoğraf: Scott Threkeld/ Nola

Aynı anda 5 tropikal siklon olayı

Meteoroloji yetkilileri, Atlantik Okyanusu üzerinde 5 tropikal siklon olayının yaşandığına işaret ederek, bunun daha önce ilk kez 1971’de görüldüğünü aktardı.

Yetkililer, mevcut 5 tropikal siklondan Sally ve Paulette‘nin şu an kasırga kategorisinde bulunduğunu, diğer 3’ü Teddy, Vicky ve Depression Rene‘nin de tropikal fırtına seviyesinde devam ettiğini kaydetti.

Sally’nin ardından gelen Paulette Kasırgası’nın Bermuda adalarını vurarak saatte 180 kilometreye varan hızla Atlantik Okyanusu açıklarında devam ettiği, ABD’ye yönelip yönelmeyeceği konusunda ise tahminde bulunmak için çok erken olduğu bildirildi.

‘Yoğun bakımda yaş aralığı kalmadı, hastalar nefes alabilmek için gözümüzün içine bakıyor’

Akdeniz Üniversitesi Hastanesi yeni tip koronavirüs (Covid-19) yoğun bakım servisi sorumlusu Prof. Dr. Murat Yılmaz, solunum cihazlarına bağlı hastalarının iyileşmesi için verdikleri mücadeleyi ve kızına olan özlemini anlattı.

Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yılmaz, AA‘dan Ayşe Yılmaz‘a,  21 yıldır yoğun bakım servisinde çalıştığını ancak Covid-19’dan sonra servisin yorucu hale geldiğini anlattı. Yoğun bakım hastalarının tedavisinin çok zor olduğunu vurgulayan Yılmaz, tedavi sürecinde tüm ekip olarak hasta olma korkusu yaşadıklarını bildirdi.

Zorlu bir süreçten geçtiklerine dikkati çeken Yılmaz, şunları kaydetti:

Hastalarımızı iyi ederken, içerideki hiçbir hemşiremin, doktorumun, hasta bakıcımın hasta olmaması için çok büyük çaba sarf ediyorum. Burada diğer hastalıklardan çok daha farklı bir süreç işliyor. Hasta nefes alabilmek için gözümüzün içine bakıyor, şuuru açık ama nefessizlik çekiyor. Siz onun için tıbbın verdiği tüm imkanları kullanıyorsunuz ama hala nefes açlığını gideremiyorsunuz. Hastayı suni solunum cihazına bağlıyorsunuz. Onun adaptasyonlarını sağlamak için bazı ilaçlar kullanıyorsunuz. Her gün bu ilaçları keserek hastayı makineden ayırmaya çalışıyorsunuz ama maalesef bu işlemi gerçekleştirmek çok da kolay olmuyor.”

’30-40 yaşındakiler de entübe oluyor’

Bazen her şey yolunda giderken hastanın bir anda kötüleştiğine değinen Yılmaz, Covid-19’un kötü bir hastalık olduğunu vurguladı.

Salgın sürecinde yaşadığı olumsuzlukları unutmaya çalıştığını ifade eden Yılmaz, “İşin güzel yanlarını hatıramda tutmak istiyorum. Aylarca baktığımız, ‘Bu hasta acaba iyi olur mu?’ endişesi taşıdığımız ve sonrasında bizi ziyarete gelen çok fazla hastamız var. Mesleğimi daha iyi yapabilmek için bu sürecin güzel taraflarını hatırlamak istiyorum” diye konuştu. 

Bazı hastaların iki -üç ay yoğun bakımda yattığını, bunun da yatak sıkıntısına neden olacağını anlatan Yılmaz, yoğun bakımdaki 15 yatakta da entübe hastaların olduğunu söyledi.

Artık yaş aralığı kalmadığını, 30-40 yaşındakilerin de entübe olduğunu kaydeden Yılmaz, hastanede dokuz yataklı yoğun bakım daha açacaklarına değinerek şunları söyledi.

“Hastaların en büyük endişesi, astronot gibi giyinmiş, yüzü gözü görünmeyen gruplar halinde insanlar başına geliyor. Yatağınızı yapıyor, tedavinizi üstlenmiş. Şuuru açık hastalarla sürekli konuşarak, hep iyi olacaklarını anlatmaya çalışıyoruz. Bulaşma riskine rağmen solunum cihazlarına bağlı hastaların akciğerlerinin sürekli temizlenmesi, havalanmayan kısımlarının havalandırılması için çalışıyoruz.” 

‘Kızıma sarılamıyorum, artık eve de gidemeyeceğiz’ 

Yılmaz, psikolojik, sosyolojik açıdan da kendilerinin çok zorlandığını, evlerine gidemedikleri zamanlar olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

“Kızım ve oğlum var. Kapıdan girer girmez eşim bana karantina uygulamaya başlıyor. Üstümdekileri hemen makineye atıyor, doğrudan banyoya giriyorum. Salonda hep tek başıma oturuyorum. Kızım, ‘Babam yine köşesine çekildi.’ diyor. 14 yaşındaki kızımı ben aylardır öpemiyorum. Eve gidemediğimiz günler oluyor. 4-5 aylık süreçte şu üç, dört haftada çektiğimiz zorluğu yaşamamıştık. Artık eve gidemeyeceğimizi düşünüyorum. Ekip olarak, odalarımızda ona göre önlemler aldık, yedek çamaşırlarımızı getirdik.” 

Prof. Yılmaz insanların sosyal mesafe, maske ve hijyen kurallarına uymasını şu ifadelerle istedi: “Bizim bu şartlarımızı görmüş olsalardı eminim bırakın maske takmayı, yolda, sokakta astronot gibi gezerlerdi. Şu anda 41 yaşında hastamız var, nefes alamıyor. Çektiği sıkıntıları biz de ekip olarak çekiyoruz. Sevdiklerinden, ailesinden herkesten ayrı. Ailesi biziz, her şeyini biz yapıyoruz.”

Türkiyeli ve Yunan kadınlardan Doğu Akdeniz’de barış çağrısı

Türkiye ile Yunanistan arasında Doğu Akdeniz’deki doğal gaz arama çalışmaları nedeniyle gerginlik tırmanırken, her iki ülkeden kadınlar harekete geçti. Kadınlar, iki ülke arasındaki artan gerilime ‘dur’ demek için barış çağrısı yayınladı.

Kadın hakları aktivisti Gülseren Onanç’ın başlattığı “Türkiye ve Yunanistanlı Kadınların Barış İnisiyatifi” ile iki ülkeden 350 kadının imzaladığı ortak çağrı metniyle, anlaşmazlıkların özenli bir diplomasi doğrultusunda, uluslararası hukuk ve hakkaniyet çerçevesinde çözülmesi talep edildi. Kadınlar, Ege’de ortak kültürü geliştirerek dayanışma ve dostlukla, barış içinde yaşamaya kararlı olduklarını deklere ettiler.

Türkçe, Yunanca ve İngilizce olarak yayınlanan çağrıya www.womencallforpeace.net sitesinden ulaşılabiliyor.Çağrıyı desteklemek isteyen kadınlar bu site üzerinden imzalarını ekleyebiliyor.

Hukuk ve hakkaniyet çağrısı

Türkiye’den sanatçılar Jülide Kural, Füsun Demirel, yazar Ayşe Kulin ve siyasetçi Binnaz Toprak’ın da destek verdiği barış çağrısında şu ifadelere yer verildi:

“Biz Türkiyeli ve Yunanistanlı kadınlar, Doğu Akdeniz’de her geçen gün artan gerilimi endişe ile takip ediyoruz.  Çatışmacı söylemler ile yükseltilen gerginlik ve her iki tarafın da bölgede askeri varlıklarını artırması, sıcak çatışma riskini artırıyor. Çatışma söylemleri ve olası çatışmalar sadece iki ülkenin yurttaşlarının güvenliklerini değil, aynı zamanda tüm bölgeyi de tehdit ediyor. Biz kadınlar olarak, bu tehlikeli tırmanışa ‘dur’ diyoruz.

Yunanistan ve Türkiye’nin anlaşmazlıklarını barışçıl ve özenli bir diplomasi ile uluslararası hukuk ve hakkaniyet çerçevesinde gerekirse uluslararası kurumlardan gözlemciler ile çözebileceklerine inanıyoruz. İki ülkenin barışsever kadınları olarak, dünyayı tehdit eden patriarkal sisteme rağmen, Ege’de, ortak kültürümüzü geliştirerek, dayanışma ve dostlukla, barış için çabalamaya kararlıyız.“

Metne imza atan 350 kadının isimleri şöyle:

• Arife Dursun (Emekli)
• Aimilia Voulvouli (Akademisyen/Selanik Aristotle Üniversitesi)
• Alessandra Pagani (Artist /Aktivist)
• Anastasia Georgiou (Göç ve Mülteci Politikası Uzmanı)
• Anastasia Sachinidio (Memur)
• Angela Brisnovali (Akademisyen)
• Angeliki Demesci (Samos Kadınlar Birliği)
• Angeliki Papazoglou (Kifisia Belediye Meclisi Üyesi, Belediye partisi “Aktif Toplum” lideri, Cinsiyet Eşitliği Komisyonu Başkanı)
• Anna Karamanou (EMP-FEMM Komite Başkanı)
• Anneta Kavadia (Gazeteci)
• Antigoni Karali-Dimitriadi (Doğu Akdeniz, Ortadoğu ve Kafkasya’dan Sorumlu Sosyalist Enternasyonal Kadın Örgütü Başkan Yardımcısı, KEDE Başkan Yardımcısı)
• Aslıhan Tekin (Avukat/Eko Feminist)
• Asuman Bayrak (Ekonomist)
• Asuman Kayan
• Asuman Höbek (Emekli Mühendis)
• Athanazia Zoe (Oşinograf)
• Ayda Arel (Sanat Tarihi Profesörü)
• Ayla Türksoy (Gazeteci)
• Aynur Yalçın (Emekli)
• Ayşe Erzan (Akademisyen/Fizikçi)
• Ayşe Kulin (Yazar)
• Ayşe Arat (Emekli)
• Ayşe Erdem (Yayıncı)
• Ayşe Gözen (Akademisyen)
• Ayşe F.Akbulut (Emekli)
• Ayşegül Altınay (Akademisyen)
• Ayşegül Devecioğlu (Yazar)
• Ayşegül Dinçkök (Sualtı Fotoğrafçısı)
• Ayşegül Özsan (İnsan Kaynakları Danışmanı)
• Ayşenur Atik (Emekçi)
• Aysun Höbek (Mühendis)
• Ayten Yıldırım (Diş Hekimi)
• Banu Tuna (Gazeteci)
• Begüm Zorlu (Doktora Öğrencisi)
• Berat Alanyalı (Yazar)
• Betty Dimitriou (Serbest Çalışan)
• Betül Ünal (Emekli)
• Betül Sinanoğlu (Grafiker)
• Binnaz Toprak (Siyaset Bilimi Profesörü)
• Birgül Değirmenci (Avukat)
• Birsen Temir (Öğretmen)
• Buket Uzuner (Yazar)
• Burcu Karakaş (Gazeteci)
• Büşra Ersanlı (Siyaset Bilimi Profesörü)
• Calliopi Liadi (Akademisyen)
• Canset Big Aksel (Emekli)
• Catherine Varvia (Serbest Meslek)
• Cemile Mavioğlu (Emekli Bankacı)
• Ceyda Uzunkaya (İşçi)
• Chloe Koutsoumpeli (Yazar)
• Chrisanthi Sterregaard (Emekli Kamu Çalışanı)
• Chrissanthi Karra (Çevirmen)
• Christina Varvia (Mimar)
• Christina Cautrakis (Ressam /Müzisyen)
• Çiğdem Erko (Emekli Yönetici)
• Dafni Themeli (Ön Büro Otel Müdürü)
• Danae Sakellari (Fiziksel Eğitim Öğretmeni)
• Demet Koç (Mimar)
• Deniz Şengeç (Yönetmen)
• Despina Arial (Samos Kadınlar Birliği)
• Despina Charalambidi (STK Sekreterliği)
• Despoina Logiadou (Yunanistan Kadınlar Birliği Başkanı, Yunan Kadın Bilim İnsanları Derneği Başkan Yardımcısı)
• Dilek Koç (Yorumcu/Y. Mimar)
• Dilek Bil (Danışman/Sivil Toplum Gönüllüsü)
• Dilek Gökçin (Yönetmen)
• Dimitra Nassou (Emekli)
• Ece Temelkuran (Yazar)
• Eda Gemi (Kıdemli Öğretim Görevlisi ve Göç Yönetimi Araştırmacısı)
• Efharis Mascha (Yardımcı Öğretim Görevlisi, Helenik Açık Üniversitesi)
• Efi Kanner (Öğretim Üyesi /Atina Ünversitesi)
• Eirini Ntai (ENA Enstitüsünde Araştırmacı)
• Eirini Avramopoulou (Sosyal Antropoloji Yardımcı Doçent, Panteion Üniversitesi)
• Ekaterini Behtsi (Emekli)
• Eleftheria Kinia (Emekli Kamu Personeli)
• Elena Karavakou (Banka Çalışanı)
• Elena Natassa Kaitsa (Gazeteci)
• Elengo Manusaki (Biyolog)
• Eleni Polychronatou (Sanatçı/ Sanat Teorisyeni)
• Eleni Zondirou (Avukat, KINAL Entegrasyon, Sosyal Uyum ve Sosyal Yardım Dairesi Genel Sekreter Yardımcısı)
• Eleni Stavrou (İnsan Hakları Aktivisti, Demokratik Sosyalistler Hareketi Kadın Ağı’nın Ulusal Koordinatörü)
• Elif Aytaç (Mimar)
• Elisabeth Papachristou (Dilbilimci)
• Ellie Simigdala (Ev Kadını)
• Elsa  Chiou (Yazar)
• Emel Şensezgin Kurmuş (STK Yöneticisi)
• Emine Akın Fırat (Kuşadası Kent Konseyi Üyesi)
• Emine Uşaklıgil (Yazar)
• Emine Gönel (Avukat)
• Eminenur Diler (Tasarımcı)
• Erato Tati (Çevirmen)
• Esra Koç (Ziraat Yüksek Mühendisi)
• Esra Mungan (Akademisyen)
• Ester Behmoaras (Emekli Öğretim Üyesi)
• Eten Aysan Dramaturg (Yazar)
• Eva Mavraki (İnsan Kaynakları, Doktora Adayı (AUEB)
• Eva Frantzi (Lise Öğretmeni)
• Fadime Kam Temel (Emekli)
• Fani Stathoulopoulou (İşyeri Sahibi)
• Fatma Gülten Gülay (Akademisyen)
• Fatma Duran (Hemşire)
• Fatma Özüpak (Emekli)
• Fatma Sema Özülker (Arkeolog)
• Fethiye Çetin (Avukat)
• Figen Altıntaşbaş (Ressam)
• Figen Öcal (Yazar)
• Fikriye Yadırgı (Öğretmen)
• Filiz Kardam (Emekli Öğretim Üyesi)
• Firdevs Güremen (Kimya Mühendisi)
• Fotini Tsibiridou (Profesör Sosyal Antrepoloji)
• Fotini Sianou (Barış Araştırma ve Eylem Merkezi Başkanı WINPEACE Koordinatörü)
• Fügen Aybars (Emekli Bankacı)
• Fulya Erdoğan (Ekonomist)
• Fulya Önay (Şehir Planlayıcısı)
• Füsun Demirel (Oyuncu)
• Füsun Ertuğ (Arkeolog)
• Füsun Erkel (Emekli Doktor)
• Gamze Elvan (Gazeteci)
• Gaye Boralıoğlu (Yazar)
• Georgia Ftinoyianni (Emekli)
• Georgia Mathiopoulou (Avukat)
• Giovanna Voutsinou (Ruh Sağlığı Danışmanı)
• Gonca Bağdat (Emekli)
• Güler Kandemir (İşsiz)
• Gülsen Şahinbaş (Öğretmen)
• Gülsen Tayluk (Tekstilci)
• Gülseren Onanç (SES Eşitlk Adalet Kadın Platformu Kurucusu)
• Gülsüm Akbay (Emekli)
• Gülsüm Doğan (İşsiz)
• Gülten Kaya (Yapımcı, Prodüktör, Aktivist)
• Hacer Ansal (Akademisyen)
• Halime Güner (Uçan Süper Kadın Derneği Başkanı)
• Hande Karakulah (Avukat)
• Hande Arslan (İletişimci-Reklam Yazarı)
• Haralambia Stathoulopoulou (Gemi Acentesi)
• Havva Gürbüz (Emekli)
• Hayriye Aru (Emekli)
• Hülya Bal (Emekli)
• Hülya Gülbahar (Avukat/ Kadın Hakları Aktivisti)
• Hülya Karapınar (Gazeteci)
• Hülya Topaloğlu (Emekli Gazeteci)
• Hürriyet Özçelik (Mali müşavir)
• Hüsniye Demircioğlu (Öğretim Üyesi)
• Ifigenia Papandreou (Emekli, Özel Sektör Çalışanı)
• İlay İlkay (Emekli)
• İlknur Birol (Emekli Öğretmen)
• İnci Kılıç (Gastronomi Uzmanı)
• Ioanna Papaioannou (Psikoterapist)
• Ioanna Varvaropoulou (Öğretmen)
• İpek Cem Taha (İş Kadını, Gazeteci)
• Ira  Mitrousi Glarou (Makine Mühendisi)
• Iris Mavraki (Müzisyen/ Solist)
• Iro Zavogianni (Siyaset Bilmci)
• Itır Erhard (Akademisyen)
• Jülide Kural (Tiyatro Sanatçısı)
• Kadriye Gümüştaş (Emekli Öğretmen)
• Kalliopi Gkavrou (İthalat-ihracat Yöneticisi)
• Karolina Kedra (Nakliye İstemleri Analisti)
• Kate Horti (Gazeteci)
• Kate Kazanci (Gazeteci)
• Katerina Travasarou (Eczacı)
• Katerina Papadopoulou (Avukat, Yardımcı Öğretim Görevlisi, Helenik Açık Üniversitesi)
• Katerina Varvia (Serbest Çalışan)
• Katerina Moustaki (Mimar, Mikrasiatiki Erythraia Çalışma ve Araştırma Başkan Yardımcısı)
• Katia Avramidou (Hukuk Danışmanı)
• Kiki Kontaxi (Öğretmen)
• Kiraz Talayoğlu (Emekli)
• Kudret Canpolat (İşsiz)
• Kutlu Turpan (Emekli)
• Lale Alatlı (Çevirmen)
• Lale Işık (İşsiz)
• Latife Tekin (Yazar)
• Lerzan Özkale (Akademisyen)
• Leyla Kayhan Elbirlik (Akademisyen)
• Leyla Sakpınar (Sanatçı/Eğitmen)
• Lila Sabanopulu (Arkeolog)
• Lina Papadopoulou (Selanik Aristoteles Üniversitesi’nde Yunan ve Avrupa Anayasa Hukuku Doçenti)
• Litsa Mousouli (Yazar)
• Lon Mutlu Briet
• Louisa Psychoyiou (Yayıncı)
• M.Gülgün Etker (Uzman Pedagog)
• Magda Ehaliotou (Mimar)
• Mara Lampiri (Yönetici)
• Maria Svastaki (Ressam)
• Maria Kaminaki (Ekonomist)
• Maria Zarifi (Gazeteci)
• Maria Yiannakaki (Eski Adalet, Şeffaflık ve İnsan Hakları Bakanlığı Genel Sekreteri, Milletvekili)
• Maria Mantakidi (Serbest Meslek)
• Maria Liora (Serbest Meslek)
• Maria Haraka
• Marianna Varvia (Sanatçı)
• Marilia Tsachali (Psikoterapist)
• Marilia Oikonomidou (Homeopatik Tıp Doktoru)
• Marina Avramidou (Ev kadını)
• Marisia Tzioufa (Tasarımcı)
• Maro Karamani (Kamu Sektörü Emekli)
• Maside Ocak (Cumartesi Annesi, İnsan Hakları Savunucusu)
• Mebuse Tekay (Avukat)
• Mehtap Özge (Gazeteci)
• Mehveş Evin (Gazeteci)
• Melda Onur (Sivil Toplum Yöneticisi);
• Melek Birsel (Akademisyen)
• Melek Yaşar (Mühendis-Emekli)
• Melek Ulagay (Yapımcı)
• Melek Köni (Serbest Ticaret Emeklisi)
• Melis Arıtman (Yönetici)
• Meral Uysal (Emekli Profesör, Eczacılık Fakültesi)
• Meral Tamer (Gazeteci)
• Mimika Nassou (İngilizce ve Fransızca Edebiyat Öğretmeni)
• Mine Nazari (İnsan Hakları Aktivisti)
• Mübeyyen Koçer (Emekli)
• Müjde Ar (Oyuncu)
• Mukaddes Sever (İşsiz)
• Mukaddes Şamiloğlu (Gıda Mühendisi)
• Münevver Eminoğlu (Şehir Plancısı)
• Müzeyyen Azizoğlu Şen (Sivil Toplum Yöneticisi)
• Myrevi Nasiou (Siyaset Bilimci, Kültürel Miras Yönetim Danışmanı)
• Naciye Konca (Emekli Öğretmen)
• Nafsika Galanaki (Profesör)
• Necla Kanbur (Emekli)
• Necmiye Alpay (Dil Bilimci)
• Necmiye Tükengün (Emekli)
• Nefeli Pitouropoulou (İletişim Profesyoneli)
• Nergiz Ovacık (Emekli Mühendis)
• Nermin Korkmaz (Endüstri Mühendisi)
• Neşe Özgen (Antropoloji Profesörü)
• Neşe Yaşin (Akademisyen)
• Nesrin Nas (Ekonomist)
• Nesrin Küçükelbir (Emekli)
• Nesteren Davutoğlu (İletişimci)
• Nezihe Bilhan (Kütüphaneci)
• Nezihe Horuz (Emekli)
• Nike Asimakopoulou (Emekli)
• Niki Roubani (ENOW Avrupa Kadın Ağı Başkanı, Yunanistan)
• Niki Stavridi (Tercüman)
• Niki Tsilingiroglou (Gazeteci)
• Nilgün Demirbilek Alpaslan (Ege Barış ve İletişim Derneği Yönetim Kurulu)
• Nilgün Tuncer (Emekli)
• Nilüfer Duna (Ev Emekçisi)
• Nilüfer Nurkan (Ekonomist)
• Nurhan Altıntaş (Emekli)
• Nursel Taşçı (Emekli)
• Öğet Öktem Tanör (Nöropsikoloji Profesörü)
• Olympia Anthopoulou (Fotoğrafçı)
• Ömür İlgör (Emekli Öğretmen)
• Örge Yeğen (Hukukçu)
• Oya Baydar (Yazar)
• Oya Ersoy (Politikacı)
• Oya Akıncı (Yazar/Siyaset Bilimci)
• Özlem Kurum (Emekli)
• Paulina Lampsa (Uluslararası İlişkiler Uzmanı)
• Penelope Ortolano (Tüccar)
• Perihan Koca (KHK’lı Öğretmen)
• Photini Stephanidi (Ressam /illüstratör)
• Pınar Akpınar (Akademisyen)
• Pınar Alp (Emekli)
• Pınar Kür (Yazar)
• Polly Kypraiou (Psikoterapist)
• Quin Minassian (Öğretmen/Yazar)
• Rahime Acar (Emekli)
• Rea Papadopoulou (Eczacı)
• Rengin Uz (Tiyatro eleştirmeni)
• Rima Dilmener (Emekli)
• Rodopi Petrou (Yönetici)
• Roula Stefanaki Mavrosatis (Doktor)
• Roula Yfanti (Aktris)
• Roxanne-Evangelia Bei-Karampotsou (KYADA Başkan Yardımcısı, Atina Belediye Meclisi Üyesi)
• Sabahat Yavuz (Öğretmen)
• Sabiha Balık Apaydın (Emekli Bankacı)
• Safiye Sel (İşsiz)
• Saime Topçu (Modelist)
• Sakine Kırteke (Emekli)
• Satia Advan (Doktor)
• Sebla Arcan (Ekonomist)
• Sefa Çetin (Tekstilci)
• Selin Tunç (Senarist)
• Selma Acuner (Kadın Koalisyonu Dış İlişkiler Koordinatörü)
• Selma Esen (Emekli)
• Sema Gülez (İş İnsanı)
• Sema Görkay (Ev Emekçisi)
• Sema Özülker
• Semra Somersan (Akademisyen)
• Semra Tank (İşsiz)
• Sena Kaleli (İş İnsanı)
• Serap Dalkılıç (Ekonomist)
• Serap Kayhan (Seramik Sanatçısı);
• Sevda Bozkurt (Psikolog)
• Sevda Alakuş (Akademisyen)
• Sevda Erdan Kılıç (Avukat)
• Sevgi Delibaş (İşsiz)
• Sevgi Binbir (Avukat)
• Sevilay Çelenk (Akademisyen/Yazar)
• Sevilay İlkay (Emekli Bankacı)
• Sevinç Baştürk (Emekli)
• Sevinç Yavuz (Emekli)
• Servisimin Cömert (STK Gönüllüsü)
• Sevtap Yokuş (Akademisyen)
• Seyran Candan (Emekli)
• Sibel Asna (İletişim Danışmanı)
• Sofia Pierrou-Dimitriou (OIKOPOLIS ‘in Başkanı)
• Songül Kırca  (Emekli)
• Sonia M itralia (Feminist Aktivist)
• Sophia Antiochou (Sosyal Antropolog)
• Sophia Alexiou (Artist)
• Sophia Chrona (İnsan Kaynakları Müdürü)
• Sophia Tiraski (Yönetici Sekreter)
• Sophie Liora (Emekli)
• Sotiria Dimopoulou (Medeniyet Bilimcisi)
• Spiridoula Makri (Özel sektör)
• Spyridoula Georgiou (Avukat, Ombudsman, Demokratik Sosyalistler Hareketi Adalet Dairesi Başkanı)
• Stella Maragou (Fiziksel Eğitmen)
• Süheyla Doğan (İnşaat Mühendisi)
• Şule Soysal (Emekli Büyükelçi)
• Şule Yapar (Emekli)
• Suna Şen (Emekli)
• Suna Kılıç (Çevirmen)
• Susen Orhun (Eczacı)
• Tamar Polat (Satış Danışmanı)
• Theodora Paxinou (Filolog, MA Felsefe ve Etik)
• Tomris Türmen (Çoçuk Sağlığı Profesörü)
• Tonia Tsitsovits (Tercüman)
• Tonia Çiçoviç (Kolumnist)
• Tuğçe Aksoy (İşsiz)
• Türkan Elçi (Tahir Elçi İnsan Hakları Vakfı Başkanı)
• Ülkü Süelkan (Emekli Memur)
• Ümide Çelik (Emekli)
• Ümmühan Kurşun (Mali Müşavir)
• Varvara Assimakopoulou (Liderlik Koçu)
• Vera Pratikaki (Psikoterapist, yazar, Yakın  Ertürk Sosyoloji Emeritüs Profesörü BM Kadına Yönelik Şiddet Özel Röportörü)
• Yasemin Öz (Avukat/Aktivist)
• Yasmin Babat Kayhan (Sivil Toplum Yöneticisi)
• Yeliz Vergili (Sivil Toplum Yöneticisi)
• Yeter Kandemir (İşsiz)
• Yıldız Temürtürkan (Dünya Kadın Yürüyüşü)
• Yüksel Selek (Eğitimci)
• Yüksel Yadırgı (İşsiz)
• Zefi Dimadama (PES Kadın Başkan Yardımcısı/KINAL Sözcü Vekili)
• Zehra Arat (Siyaset Bilimi Profesörü)
• Zehra Şenoğuz (Basın Yayın Emekli)
• Zehra Parlak (İletişimci)
• Zeliha Temel (Emekli)
• Zeliha Emel Zengin (Öğretim Üyesi)
• Zeynep Altıok (Yazar)
• Zeynep Taymas (Ekonomist)
• Zeynep Akıncı (Emekli Öğretim Üyesi)
• Zeynep Atikkan (Gazeteci / Yazar)
• Zeynep Miraç Taner (Gazeteci)
• Zoe Sideratou (Müzisyen)
• Zoi Papadopoulou (Avukat)
• Zühal Macit (Gazeteci)

Van Gölü’nde iklim krizi etkisi: Göl suyu 200 metre çekildi

Van Gölü, küresel iklim değişikliği sebebiyle tehlike altında. Kuraklığın artmasıyla birlikte Türkiye’nin en büyük gölü olarak bilinen gölün yüzey alanı günden güne küçülüyor.

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, DHA’ya yaptığı açıklamada gölün Edremit ilçesine bağlı Enginsu Mahallesi‘ndeki kıyı kesimlerinde 200 metreye yakın çekilme olduğunu belirtti.

Göllerin su seviyesinin mevsim şartlarına bağlı farklılık göstermesinin normal olduğunu belirten Prof. Dr. Alaeddinoğlu, geçmişe kıyasla bu seviye oranlarında ciddi değişikliklerin olduğuna işaret etti.

Fotoğraf: Behçet Dalmaz /DHA

‘İklim krizi gölleri de etkiliyor’

İklim krizinin tüm dünyada büyük ekolojik dengesizlikler yarattığını anlatan Alaeddinoğlu, “Tabi bu olumsuzluk şüphesiz okyanusları, denizleri etkilediği gibi, daha çok iç gölleri, yani kapalı gölleri etkiliyor. Yani denize ya da dışarıya akışı olmayan kapalı havzalardaki gölleri etkiliyor” dedi. Artan buharlaşmanın göllerin alanının küçülmesine sebep olduğunu belirten akademisyen şunları söyledi:

Geçmişte de kapalı göllerin şöyle bir özelliği vardı. Su sevileri yıl içinde, yağışlı dönemlerde yükselir, yağışın az olduğu yaz aylarında da yağışın azlığına bağlı olarak düşüş oluyor. Küresel iklim değişikliği aslında yağışın miktarında değişime neden olmadı. Fakat yağışın şeklinde, mevsimler arası o geçişgenlikte, yıl içindeki o periyotlarda bulunan farklılıklarda meydana gelen birtakım ciddi ve radikal değişiklikler var. Ancak, toplam miktar olarak havzaya düşen yağış oranı çok ciddi bir değişikliğe uğramadı.

Küresel ısınmaya bağlı dünyanın daha fazla ısınmasıyla birlikte yaşanan şey, artık buharlaşma. Yani geçmişteki buharlaşma yüzde 20, 30 yer yer 40’a varan bir artış kaydetti. Düşen yağış aynı, ancak buharlaşma daha fazla olduğu için düşen yağış buharlaşarak atmosfere tekrar geri dönüyor. Havzada kalmıyor. Göllerdeki seviye farkları da buna bağlı olarak, bugün bir metreye, hatta zaman bir metreyi aşan yıllık periyotlara işaret ediyor.

‘Gölde 200 metre çekilme var’

Enginsu Mahallesi hakkında konuşan Prof. Dr. Alaeddinoğlu, “Bu mahallede akarsu var. Bu akarsu şüphesiz göle malzeme taşıyor. Gölün kara ile birleştiği yer de bir sığlık yaratıyor. Bu sığlık bir metrelik periyotların çok daha bariz görünmesine neden oluyor. Burada yatayda 200 metreyi bulan bir çekilme var. Hatta ekim ayında şu an gördüğümüzden daha da ileriye gölde çekilme yaşanacak. Bu olağan bir şey mi? Hayır değil” ifadelerini kullandı.

Fotoğraf: Orhan Asan / DHA

‘Van Gölü tehlikede’

Tehlike altında olan Van Gölü’nün taşıma su ile döndürülemeyeceğini de söyleyen Alaeddinoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

Burada yağan yağış suları sadece burayı besliyor. Bu alandaki buharlaşma, gerçek bir buharlaşma. Van Gölü şu an tehlike altında. Uzun vadede Van Gölü, çok ciddi bir tehdit altında. Belki bunu 20 yıl ciddi bir tehdit olarak görmeyeceksiniz. Ama uzun yıllar, burası maalesef sürekli seviye kaybedecek. Geçmişte sonbaharda yağışlar ekimde başlıyordu, kış aylarına kadar yoğunlaşıyordu. Ama şu an öyle değil. Sonbaharda düşen yağışlar artık kış ve ilkbahara kalmış. Kar şeklinde düşen yağışlar da büyük şekilde sağanak yağmur şeklinde oluyor.

Bu aslında Van Gölü için değil, havzadaki bütün yerleşik alanlar için bir tehdit oluşturuyor.Çünkü buharlaşma sadece Van Gölü’ndeki su seviyesinin yok olmasına veya bu alana kaybetmek gibi ilişkili bir şey değil. Bu havzada yaşayan insanların içme ve kullanma suyunu da tehdit ediyor. Hızlı buharlaşmasından kaynaklı o akarsuların hızlıca göle dökülmesi, aslında  çiftçinin su ihtiyacını da Van Gölü’ne aktarıyor.

Ferhat Tunç hakkında ‘Cumhurbaşkanı’na hakaret’ten yakalama kararı

2016’da yaptığı sosyal medya paylaşımları nedeniyle hakkında “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla dava açılan sanatçı Ferhat Tunç’un duruşması İstanbul Büyükçekmece 14. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. 

Bir önceki duruşmada mahkeme heyeti, Tunç’un ifadesinin alınması için yaşadığı Almanya’daki makamlara “adli yardımlaşma” talebinde bulunulmasını istemişti. Ancak Almanya, bu talebi reddetti. Mahkeme, Tunç hakkında yakalama kararı çıkararak, duruşmayı 23 Şubat 2021’e erteledi.

‘İfade özgürlüğüne ve anayasamıza aykırı’

Sanatçının bulunduğu Almanya,  Türkiye’nin Frankfurt Başkonsolosluğu aracılığıyla iletilen “adli yardımlaşma” talebine verdiği yanıtta şu ifadelere yer verdi: 

İfade özgürlüğü hakkının Federal Almanya Cumhuriyeti Anayasasınca vazgeçilmez temel bir hak olması sebebiyle, adli yardımlaşma talebinizin yerine getirilmesinin Ceza İşlerinde Karşılıklı Adlî Yardım Avrupa Sözleşmesi’nin 2b maddesi uyarınca Federal Almanya Cumhuriyeti’nin anayasal düzenine aykırılık teşkil edeceği belirtilmektedir.”

İddia makamı ise buna karşı Tunç’un ifadesinin alınması için Türkiye’ye gelmesini beklenilmesini isteyerek hakkında yakalama kararının çıkarılmasını istedi.  Mahkeme, savcının talebini kabul ederek duruşmayı 23 Şubat 2021’e bıraktı.

TEMA’dan Fatsa videosu: Cennetin ortasında bir cehennem…

 

TEMA Vakfı, Fatsa’da beş yıldan bu yana işletilen altın madeninin doğaya verdiği zararları özetleyen bir video hazırladı.

Videoda maden sahasının görüntüleri eşliğinde Fatsalılar’ın tanıklıklarına yer veriliyor.

‘Nerede bizim tavşanlarımız? Kuşlarımız kurtlarımız…?’

“Altın madeni hakkında Fatsalılar’ın anlatacakları var! Altın madeni sadece beş yılda, Fatsa’da geri dönülmez kayıplara neden oldu” başlığıyla yayınlanan videoda konuşan Fatsalılar, şöyle yakınıyor:

Cennetin ortasında bir cehennem yaratıldı.

Bu kadar ormanlar gitti, bu kadar ağaçlar gitti. Ağaçlar yıkılırken ben ağladım.

Bu memlekette benim çocuklarım, benim torunlarım yarın yaşayamayacaksa, yazık olsun bizlere diyebiliyorum yani.

Nerede bizim tavşanlarımız? Nerede bizim kuşlarımız kurtlarımız? Çakallarımız vardı. Ötüyordu. Nerede?

Elma ağaçları vardı, erik ağaçları vardı, üzüm asmaları vardı, hepsini yok ettiler.

20 sene sonra artık kanser olup, hastane kapılarına düştükten sonra bizi buradan kaldıracaklarsa, o zaman kaldırmasına gerek yok. Siyanür havuzlarının üzerinde kuş bile uçmuyor diyorlar.