ManşetTürkiye

Özkök: Asker, 2003’te “muhtıra” istiyordu

0

“Ergenekon” davası kapsamında tanık olarak ifadesine başvurulması kararlaştırılan eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, 2003’teki toplantıda ‘muhtıra’ sözünün geçtiğini söyledi.

Ergenekon ” davasında tanık olarak dinlenilen eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Hilmi Özkök, kendisine 2004 yılının bahar aylarında bir vasıtayla bir CD geldiğini belirterek, “Bunun içindeki sunumlar ‘Ayışığı’ ve ‘Yakamoz’ olduğu iddia edilen sunumlardı. Dezenformasyon da olabilirdi, doğru da olabilirdi. ‘Ayışığı’ ve ‘Yakamoz’ meşru bir belge olmadığından işlem yapmadım” dedi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi ‘nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi’ndeki salonda yapılan duruşmada tanık olarak dinlenilen emekli Orgeneral Hilmi Özkök, askerliğiyle ilgili şahit olduğu şeyleri anlatacağını ve sorulan sorulara bilgisi dahilinde cevap vereceğini söyledi.

Özkök, 2002 yılının ağustos ayında Genelkurmay Başkanlığı görevine atandığını, görevine başlamasından kısa bir süre sonra AKP’nin iktidara geldiğini hatırlatarak, “Bu, ben dahil olmak üzere Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarında bir tedirginlik oluşturdu. Bu kişilerin eski söylemlerine bakıldığı zaman, ‘bir kötüye doğru gidiş olur mu?’ diye endişe ettik. Bunları kendi aramızda da konuştuk. Çeşitli kişiler, çeşitli fikirler söyledi. Askerlikte herkes hür fikrini söyler. Sonunda komutanın dediği olur. Benim görüşlerim ile astlarım arasında ayrışmalar oldu. Bu çok normal” diye konuştu.

“Ayışığı” ve “Yakamoz”

Özkök, o dönemde yoğun bir gündemin olduğunu belirterek, şöyle devam etti: “Bana 2004 yılının bahar aylarında bir vasıtayla bir CD geldi. Bunun içindeki sunumlar ‘Ayışığı’ ve ‘Yakamoz’ olduğu iddia edilen sunumlardı. Dezenformasyon da olabilirdi, doğru da olabilirdi. Bu nedenle astlarımla bile paylaşmadım. Genelkurmay Başkanı olarak temkinli olmam gerekiyordu. Bazen bir fıkra, bazen bir espri, bazen de açıkça, bu konulardan haberdar olduğumu ifade ettim. Bulunduğumuz makamlar çok önemli makamlar. Örneğin bir Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın emrinde 300 bin kişi var. Meşru olmayan, gerçek olup olmadığını bilmediğim bir belgeyle işlem yapamazdım. Bu astlardan şüphe duyduğum anlamına gelir. Astlara güven vermek çok önemlidir. Benim uçağıma havada yakıt ikmali yapıldı. Ben cesur olduğumdan mı? Onların eğitimlerine güven duyduğumu belirtmek için yaptım. ‘Ayışığı’ ve ‘Yakamoz’ meşru bir belge olmadığından işlem yapmadım.”

Daha sonradan bazı kişilerin emekli olduğunu, bazılarının kaldığını aktaran Özkök, bu konuların kendisinin emekliliğinden sonra yeniden gündeme geldiğini söyledi.

“Muhtıra verilmesi yönünde teklifte bulunan oldu mu?”

Özkök, savcılıktaki ifadesinde “Genelkurmay Başkanlığı yaptığınız dönem içerisinde mahiyetinizdeki kuvvet komutanlarından dönemin yürütme organına yönelik muhtıra verilmesi yönünde telkin ya da teklifte bulunan oldu mu? Olduysa kimler tarafından ne amaçla ve nasıl oldu?” sorusuna verdiği cevap okunduğu sırada araya girerek, şunları kaydetti: “Geçen bir gazeteci burada, bir röportajıma atıfta bulunarak ‘Teklif diye soruldu, başka şekilde sorulsaydı cevabım başka olurdu’ dediğimi belirtmiş. Buraya bir açıklık getirmek istiyorum. Teklif askerlikte çok özel bir terimdir. Daha önce emredilen bir konuda astlar bir çalışma yapar ve emri verene bu konuyla ilgili bir sunumda bulunur. Bunun dışında zaman zaman toplanır beyin fırtınası yaparız. Orada kişiler aniden aklına geleni söyler. Saldırı, savunma ve geri çekilme gibi birbirinden farklı 3 hareket tarzı vardır. Evet, orada böyle bir söz söylendi. Muhtemel hareket tarzlarından biriydi.”

Başbuğ duruşma salonuna geldi

Bu arada, duruşmaya verilen kısa aranın ardından davanın tutuklu sanıklarından eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ da duruşma salonuna geldi. Davada kısa beyanda bulunduktan sonra celselere katılmayacağını bildiren Başbuğ, yaklaşık 3 aydan sonra ilk defa duruşmada bulundu.

Özkök: Ergenekon belgesi yüzde 90 aynı

Hilmi Özkök daha sonra kendisine sorulan soruları yanıtladı. Dosyada bulunan ’ Ergenekon Şeması’ ve ekindeki belgeler Özkök’e gösterilerek, 10 Temmuz 2003’te Genelkurmay Başkanı olarak kendisine sunulan ” Ergenekon ” belgeleri ve şemasıyla aynı olup olmadığını soruldu. Kendisine mübaşir aracılığıyla verilen belgeleri tek tek inceleyen Özkök, “Ek-7’de bulunan belge çağrışım yaptırıyor. Aradan geçen yıllar ve yaşımı da dikkate alırsanız bana verilen evraktaki şema ile bu şema yüzde 90 aynı” diye cevap verdi. Özkök 26 Mayıs 2006 tarihinde Genelkurmay İstihbarat Başkanı’na sulunan şemadan ise haberi olmadığını sözlerine ekledi. Özkök, “MİT tarafından verilen belgenin üzerinde makam, tarih ve imza yoktu. Hala üzerinde işlem yapılabilecek bir evrak olarak düşünmüyorum” dedi. Sorular üzerine Özkök, ” Ergenekon adını ilk kez MİT’in belgesinde gördüm. O zaman tutarsız olarak değerlendirdiğim belge dışında bilgim yok” dedi.

‘Belge tutarsızdı’

Savcı Pekgüzel’in “Bu belgenin arşivlenecek mahiyette olmadığını söylüyorsunuz. Size MİT tarafından yapılan arzın nasıl olduğu, içeriği konusunda detaylı bilgi verir misiniz?” sorusu üzerine Özkök şu cevabı verdi:

” Ergenekon belgesinde büyük tutarsızlık vardı. Askeri yönden olmayan bir mantık hatası vardı. Şemada kıdemsiz komutanlar kıdemlilerin üstünde yer alıyordu. Ben belgeyi İstihbarat Başkanı’na gönderdim. İnceler, ciddi bir durum olursa bana bildirir. Ancak böyle birşey olmadı. Belgeler makamımda, MİT müsteşarı tarafından, kağıt şeklinde verildi.”

26 Mayıs 2006 tarihinde Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı’na da gönderilen MİT belgesini Genelkurmay Başkanlığı’na sorduklarını hatırlatan savcı Pekgüzel, ancak bunlara rastlanmadığının bildirildiğini aktardı. Özkök de, 2006 yılında kendisine gelmediğini belirterek, o dönemdeki istihbarat başkanını da hatırlamadığını kaydetti.

Hilafetin kaldırılmasıyla ilgili toplantı soruldu

Savcı Pekgüzel, Özkök’e 3 Mart 2004 tarihinde Ankara Ticaret Odası’nda yapıldığı iddia edilen hilafetin kaldırılmasıyla ilgili toplantıyı sordu. Toplantının yapıldığı tarihte yurtdışında olduğunu anlatan Özkök “Konferansla ilgili bilgi verilmedi. Benim yerime kuvvet komutanım katıldı. Rahatsız oldum. ’Keşke gitmeseydiniz, gitmeseydiniz iyi olurdu” dedim. Toplantıyı kimin organize ettiğini bilmiyorum. Ancak katılımdan memnun olmadığımı ifade ettim’” dedi. Özkök sorular üzerine “Gayri resmi yollardan, imzasız mektup, CD ve benzeri şekilde Genelkurmay Başkanlığı’na çok sayıda ihbar gelir. Bunların özel kalemim tarafından seçilerek bana sunulur. Hatta bazıları Genelkurmay 2. Başkanı’na danışılarak bana sunulurdu. İmzalı olmayan bu belgelerle hukuki bir işlem yapmayız. Ancak, ileri ki çalışmalarımızda bunları dikkate alırız” diye konuştu.

(Ajanslar)

More in Manşet

You may also like

Comments

Comments are closed.