EkolojiManşet

[Özel Haber] İztuzu’nda doğa korumacılar karşı karşıya geldi

0
Fotoğraf: Gokbel.net İztuzu Kumsalı 2008'de Avrupa'nın en iyi açık alanı seçilmişti
Fotoğraf: Gokbel.net İztuzu Kumsalı 2008'de Avrupa'nın en iyi açık alanı seçilmişti

Fotoğraf: Gokbel.net
İztuzu Kumsalı 2008’de Avrupa’nın en iyi açık alanı seçilmişti

Muğla’nın Köyceğiz-Dalyan Özel Çevre Koruma Bölgesi’ndeki (ÖÇKB) İztuzu Kumsalları, Ekim 2013’te Deniz Kaplumbağaları Araştırma, Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezi’nin (DEKAMER) yenileme çalışması ile ilgili gündeme geldi.

Dalyan ve Muğla’daki derneklerin biraraya gelerek oluşturduğu İztuzu Kumsalını Kurtarma Platformu (İKUP), yeni merkez yapısının bölgeye kalıcı şekilde zarar vereceği iddiasıyla projenin durdurulması için kampanya başlattı ve topladığı 17.000 imzayı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na, Orman ve Su İşleri Bakanlığı’na, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na, Pamukkale Üniversitesi ve Deniz kaplumbağaları Araştırma ve Rehabilitasyon Merkezi (DEKAMER) Müdürü Yakup Kaska’ya ve Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) Başkanlığı’na gönderdi.

DEKAMER, bu yeni merkez yapısının alana zarar vermeyeceğini, kamuoyunun yanlış yönlendirildiğini söylerken İKKP projeye prensipte karşı olmadıklarını ancak inşaat sürecinin doğaya hasar vereceğini düşündüklerini ve bu projeyle İztuzu’nda yapılaşmanın ilk adımlarının atıldığına dair kaygıları olduğunu belirtiyor.

DEKAMER’de 70’e yakın kaplumbağa kurtarıldı

DEKAMER'de yapılan tedavi sonrası 70'e yakın deniz kaplumbağası sağlığına kavuşup denize bırakıldı

DEKAMER’de yapılan tedavi sonrası 70’e yakın deniz kaplumbağası sağlığına kavuşup denize bırakıldı

DEKAMER, kurulduğundan beri her yıl ortalama 30.000 ziyaretçi tarafından ziyaret ediliyor. Ziyaretçiler DEKAMER’in gönüllü ekibi tarafından koruma çalışmaları, deniz kaplumbağaları, denizel yaşam gibi konular ile ilgili bilgilendiriliyor. Her sene 100’ün üstünde gönüllü merkezde kalıp gece-gündüz koruma faaliyetlerine katkı sağlıyor. Gönüllüler, gündüz bilgilendirme faaliyetlerine, yaralı kaplumbağa bakımına destek veriyor, gece de yuva koruma çalışması yapıyor.

DEKAMER, 2015 yılında dünyanın en büyük ve prestijli deniz kaplumbağası etkinliği olan 35. Uluslararası Deniz Kaplumbağalarının Biyolojisi ve Korunması Sempozyumu’na evsahipliği yapacak. Bugüne kadar merkeze çeşitli yaralanmalar nedeniyle 100’e yakın deniz kaplumbağası geldi, 70’e yakını tedavi edilerek doğal hayata bırakıldı. DEKAMER’de gerekli steril ortam ve anestezi koşulları olmadığı için acil müdahale edilemeyen 10’a yakın kaplumbağa iç kanama, bağırsak düğümlenmesi vb sebeplerden dolayı kurtarılamadı. Şimdi Pamukkale Üniversitesi, bakanlık destekleri başta olmak üzere özel kuruluşlardan alınan proje destekleri ile bu işlerin de yapılabileceği daha donanımlı yeni bir merkezin yapılması planlanıyor.

İKUP: Projeye karşı değiliz ama…

İKUP, prensipte projeye karşı olmadığını söylüyor. Merkezin yeri ve inşaat sürecine karşılar. Mevcuttaki haliyle bile merkezin Önemli Doğa Alanı (ÖDA) olan İztuzu’na yeterince zarar verdiğini düşünüyorlar. Ayrıca alanın imara açılmasından kaygılılar: “Burası için bir imar planının yapılmasıyla gerisi de gelecek ve Özel Çevre Koruma Bölgesi içinde olan bu alan yapılaşacak.”

Önemli deniz kaplumbağası kumsallarından biri olan Sarıgerme örneğini vererek, “Zamanında bir akademisyen, deniz kaplumbağalarını koruyarak otel olabilir diye rapor vermişti. Sonuç, Sarıgerme sahilinde onlarca otel yapıldı, deniz kaplumbağalarının sayısı çok azalmış durumda, ekosistem yok oldu” diyerek kaygılarını ifade ediyorlar.

Buraya bir gösteri merkezi ve gönüllü çalışanlar için bir apart otel tipi lojman yapılacağını düşünüyorlar. Bir gösteri merkezi olacaksa da bunun şehir merkezinde olması gerektiği fikrindeler. Ayrıca az sayıdaki kaplumbağa rehabilitasyonu için bu kadar geniş bir alanın tahsis edilmesine karşılar. (Hatırlamakta fayda var; Sarıgerme ÖÇKB içinde değil)

DEKAMER: Merkez kumsalda değil, kumsalda da herhangi bir şey yapılmasına izin vermemiz mümkün değil

DEKAMER'de tedavi edilen deniz kaplumbağaları ayrı tanklarda tutuluyor. Bu kısım ziyaretçilere açık

DEKAMER’de tedavi edilen deniz kaplumbağaları ayrı tanklarda tutuluyor. Bu kısım ziyaretçilere açık

DEKAMER Müdürü Prof. Dr. Yakup Kaska merkezin yeri ile ilgili olarak algının yönlendirildiğini söylüyor; “Merkezimiz kumsalda değil, kumsalda da herhangi bir şey yapılmasına izin vermemiz mümkün değil. İtalya, Yunanistan, İspanya ve Hırvatistan’da faaliyet gösteren benzer merkezlere bakarsak lokasyonları yaralanma vakalarının yoğun olduğu bölgelere yakın seçilmeye çalışılıyor” dedi. Ayrıca, merkezin Dalyan İlçesi içinde denizden uzak bir yere yapılmasının da mümkün olmadığnı söylerken nedenlerini sıralıyor:

  • Yaz dönemi için günlük yaklaşık olarak 120 m3 suyun sirküle olması gereklidir. Bu miktardaki suyun fiziken ve madden taşınması ve geri boşaltılması denizden uzak bir yerde mümkün değil.
  • Deniz kaplumbağalarının rehabilitasyonunda kullanılan su bir depo içerisinde bekletilemez. Eğer bekletilirse bakteriyel gelişim gerçekleşir. Bu yüzden havuzların suları günlük olarak değiştirilmelidir.
  • Bu miktardaki tuzlu su deniz kenarından uzakta başka bir ortama boşaltılamaz. Sadece deniz kenarında yeraltına verilebilir.
  • Bu su atık değildir. İçinde sadece kaplumbağa dışkısı ve besin artıkları bulunur.
  • Denizden uzak bir yerde kurulması durumunda büyük akvaryumlarda olduğu gibi suyun dezenfekte edilmesi ve filtreden geçirilmesi gerekir. (Sadece bu işlemin maliyeti benzer 2-3 merkezin kurulma maliyetine eşdeğer)

İnşaat, alanı nasıl etkileyecek?

dekamer proje

Yeni yapının inşaatının yaratacağı etkiye dair iddialara yanıt olarak DEKAMER “Yapımızın maksimum kaplayacağı alan 380 m2’dir. Yapı prefabrik olarak planlanmıştır. Alt katta havuzlarımız ve ameliyathane, laboratuar gibi alanlar olacak, bina içerisinde ise ziyaretçilerin havuzları rahat görebileceği yüksek bir platform olacak. Böylece kaplumbağalar ile ziyaretçiler arasında da bir fiziki bariyer oluşmuş olacak. Toplam iznin geniş bir alanı kaplaması, mevcut kullanılan ve taşınmasının fayda/maliyet açısından uygun olmadığı dalış havuzu gibi alanların kaçak durumuna düşmemesi için. Sonuçta biz tam anlamıyla yasal zeminde, koruma ve araştırma çalışmalarının yürütülebileceği bir merkez haline gelmek istiyoruz” diyen Kaska, inşaat faaliyeti ile ilgili olarak da “Bahsi geçen temele ait bölgenin yapısını değiştirecek işlemler yapılmayacak. Zaten proje için seçilen açıklık alan 1980lerde yapılmak istenen otelin inşaatı sırasında inşaattan etkilenen zemin üzerine yapılacak. Zaruri olmayan herhangi bir işlem, temel-beton işine girilmeyecek” diyor. Yapının çevreye zarar vermeyeceği ile ilgili DEKAMER açıklamasını İKK Platformu inandırıcı bulmuyor ; “Çelik konstrüksiyon prefabrik kandırılması yapılıyor. Çok katlı AVMler de çelik konstrüksiyonla yapılıyor”.

“Yapının doğaya zarar vermeden yapılması mümkün sadece söylenmesi yeterli değil”

DEKAMER’in mimari projesi ile ilgili görüş aldığımız mimar Gürem Özbayar’a göre  DEKAMER’in yapım süreci ile ilgili verdiği bilgideki gibi yapının doğaya zarar vermeden yapılması mümkün ama sadece söylenmesi yeterli değil; “Daha detaylı projelendirilmiş halinin onaya sunulması, paylaşılması gerekir, altyapı ve statik projeleri de incelenmeli, silüetlerle yapının çevresiyle ilişkisi degerlendirilmeli. İlk bakışta iki tane mimari çizim bu yapının ordaki duruma etkisini anlatmak açısından ikna edici olmaktan uzak”.

Ağaçlara ve Göcek kara semenderine ne olacak?

dekamer lok

Yerel gazetelere yaptığı açıklamalarda İKUP alanda 100’ün üstünde ağacın kesileceğini söylüyor. DEKAMER ağaçların kesileceği varsayımından rahatsız: “Ne yazık ki kamuoyunun son dönemdeki hassasiyetinin olumsuz yönde kullanılması söz konusu. Tahsis edilen orman alanı içindeki ağaçların işaretlemesi amenajman planı çalışması için yapılmıştır. Amaç ağaçları kesmek değil aksine güvence altına almaktır. Bu ağaçların kesilmesi söz konusu değildir.”

Göcek kara semenderi ve diğer türlerle ile ilgili iddialara ise DEKAMER’in yanıtı sert; “Bahsi geçen türler bilimsel altyapı olmadan, zorlamayla seçilmişler”  derken ekliyor “Dalyan ve çevresinde bu türün yaşadığını biliyoruz. Arkadaşlarımızın tez çalışmalarını ve çeşitli araştırmalar içerisinde bu türlerin incelenmesini yürütüyoruz. Daha önce bölgede proje ekibinin su samuru, Göcek kara semenderi dâhil çeşitli amfibilerle ilgili yapmış olduğu ve halen yürüttüğü çalışmalar da mevcut. Ancak bahsi geçen semender türünün proje alanı içerisinde yaşayabilmesi mümkün değil. Dediğimiz gibi kitaplara ve kaynaklara bakılarak ses getireceği düşünülen türler seçilmiş olduğunu görüyoruz. Örneğin bir başka önemli tür olan kum zambağının kum tepelerinde bulunduğu bilinirken, kumsalla alakası olmayan proje alanı içerisindeymiş gibi gösterilmesi buna bir örnek”

DEKAMER Şubat ayı içinde  ilgili tüm paydaşları davet ederek
bir bilgilendirme toplantısı yapmayı planlıyor.

Deniz kaplumbağalarının %80’i son 50 yılda tükendi

Fotoğraf: David Schricte / Sea Turtle Conservancy Deniz kaplumbağalarının son 50 yılda %80'i yok oldu

Fotoğraf: David Schricte / Sea Turtle Conservancy
Deniz kaplumbağalarının son 50 yılda %80’i yok oldu

Özellikle yuvalama kumsallarının bozulması, ağ, olta ve tekne pervanelerinden dolayı yaralanma gibi insan kaynaklı etkiler nedeniyle dünyadaki deniz kaplumbağası nüfusunun %80’i son 50 yılda tükendi. Deniz kaplumbağaları, sağlıklı denizlerin işareti. Onların tükenmesi denizlerin de tükenmesi demek. 1000 yumurtadan çıkan en fazla 2 ya da 3 deniz kaplumbağası, erginliğe ulaşıp tekrar yumurta bırakabiliyor. Eğer yumurtadan çıktığı sahili insansız ve bozulmamış olarak bulabilirse… Bu nedenle bugün tek bir kaplumbağanın kurtarılması bile kritik önemde.

Haber: Özlem Katısöz

(Yeşil Gazete)

More in Ekoloji

You may also like

Comments

Comments are closed.