Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yaklaşık üç ay kala, aday spekülasyonlarının etrafta uçuştuğu bu bol bulutlu günlerde ‘Cumhurbaşkanı aranıyor’ kampanyası sessiz sedasız kendini duyurmaya başladı. Kampanyanın sözcülerinden Oya Baydar’la arayışın nedenini ve nasılını konuştuk.
Bu yaz her açıdan sıcak geçecek. Türkiye siyasi tarihinde bir ilkin yaşanacağı Ağustos ayında ülkenin Cumhurbaşkanı ilk defa vatandaşlar tarafından seçilecek. İki turda gerçekleşecek seçimler için aday belirleme süreci ise 29 Haziran’da bitiyor. Yani yaklaşık bir buçuk ay içinde vatandaşlar, kime neden oy vermesi gerektiğini ölçüp tartacak. Geleneksel siyasetin siyah beyaz çigilerle ilerleyen mesaisi ise devam ediyor. “Erdoğan cumhurbaşkanı adaylığını koyacak mı?” ya da “CHP’nin adayı kim?” sorularının ötesine geçme amacıyla bir grup vatandaş harekete geçti ve seçim öncesi bir grup vatandaşın reis-i cumhurdan taleplerini sıraladı.
Gencay Gürsoy, Melek Taylan, Emine Uşaklıgil, Mebuse Tekay ve Aydın Engin gibi isimlerin de katılımıyla oluşan ‘Cumhurbaşkanı Aranıyor’ kampanyası geçtiğimiz hafta internet sitesiyle kendini duyurmaya başladı. Aynı zamanda bir manifesto olan imza kampanyası herkese açık, talepleri akla yatkın bulanlar tarafından imzalanabilir. Girişimin nasıl oluştuğunu öğrenmek için kampanyanın temsilcilerinden Oya Baydar’a bağlandık.
Biz kim miyiz? Yerinde bir soru bu. Biz: Ayşe, Fatma, Ahmet, Mehmet, sıradan yurttaşlarız. Tek özelliğimiz; dünyanın, memleketin, halkın hallerini dert etmek ve yurttaş sorumluluğumuzla, hem tek tek hepimizi, hem de toplumu etkileyecek belli gelişmeler karşısında tavır almaktan, tepki göstermekten, çözüm aramaktan kaçınmamak. Siyasal partilerle, örgütlerle organik bağı olmayan, bağımsız, özgür bireylerin belli bir fikir ve eylem etrafında biraraya gelmeleriyle oluşan bu türden yurttaş girişimlerine bizim toplumumuz pek de alışık değildir. Bu yüzden de başta mesafeyle, hatta kuşkuyla bakılır çoğunlukla. “Kim bunlar” sorusu, “Ne diyorlar, ne istiyorlar”ın önüne geçer. Herkesin istediği gibi katılabileceği, işin ucundan tutacağı, kafası basmadığı zaman fikrini özgürce söyleyeceği, istediği zaman çıkıp gideceği gevşek yapılanmalardır yurttaş girişimleri.
‘Cumhurbaşkanı Aranıyor’ kampanyasını örgütlemeye çalışanların önemli bölümü, 1998’de Türkiye’nin en yaygın ve ses getiren kampanyası “Sürekli aydınlık için bir dakika karanlık” eylemini örgütleyen Yurttaş Girişimi’nden geliyorlar. Daha sonra Irak savaşı sırasında aynı kişiler, yeni arkadaşların da katılmasıyla Barış Girişimi’ni oluşturdular ve “Irak’ta savaşa, işgale hayır” diyerek aynı çizgideki bütün partilerle, örgütlerle, siyasetlerle birlikte savaş karşıtı hareketin yaygınlaşmasını sağladılar. Bugün de iyi bir cumhurbaşkanı adayı arıyorlar işte…
“Herşey ‘cumhurbaşkanlığı için bir kadın aday önerebilir miyiz?’ sohbetiyle başladı”
Her şey, bundan iki ay kadar önce bir kadın arkadaşımızın ofisinde kadın kadına biraraya geldiğimizde ortaya atılan “cumhurbaşkanlığı için bir kadın aday önerebilir miyiz?” sohbetiyle başladı. Yerel seçimlere doğru gidilen günlerdi, hepimiz toplumdaki ayrışmadan, kutuplaşmadan kaygılıydık. Gerçekçilik ağır bastı; bir aday aramak yerine Çankaya’da nasıl bir cumhurbaşkanı görmek isterdik, hangi niteliklere sahip olmasını arzu ederdik sorusu üzerine yoğunlaşmanın daha anlamlı olduğunu düşündük. Barış Girişimi’ndeki arkadaşlarımıza haber verdik, 10-12 kişi biraraya geldik. İş “kadın işi” olmaktan çıktı, genişledi. Daha geniş bir toplantı yaparak çok çeşitli kesimlerden kişilerin, arkadaşların da fikrini alalım; böyle bir çabaya girişmeye değer mi diye soralım dedik. Bir kaç arkadaş acele bir toplantı düzenledik. Çeşitli çevrelerden ilk aklımıza gelen adları çağırmak istedik; kimisine ulaştık, kimisine ulaşamadık, biraz hababam işi oldu doğrusu. Bu yüzden de alınanlar, darılanlar, işin içinde “kumpas” arayanlar, hatta girişim konusunda kuşku yaratmaya çabalayanlar oldu, hâlâ da sürüyor bu. O ilk toplantıda bir mail grubu kurduk, toplantıya katılmamış bildiğimiz adresleri de ekledik. Kıstasları internet ortamında tartışarak oluşturduk. Tabii ki herkes her maddede mutabık değildi ama ana çizgilerde mutabakat vardı. Özellikle de adayların seçildiklerinde halkın bir kesiminin değil yüzde 100’ünün cumhurbaşkanı olması konusunda.
Tek metin üzerinde uzlaştığımızda, metni siteye yerleştirdik.
“Saydığımız özelliklere sahip bir cumhurbaşkanı toplumu geren havayı dağıtabilir”
Evet; Kürt meselesinin çözümü, ülke kaynaklarının, doğal zenginliklerimizin talanı, tarihimizle yüzleşme gibi birkaç madde; öğrenilmiş ve algı yönetimi konusu edilmiş önyargıların toplumun çeşitli kesimlerindeki yaygınlığı nedeniyle yüzde yüzü kapsayamayacaktır. Ama herkes barış ister, herkes doğanın korunmasını ister, tarihten gelen kamburlardan kurtulup hafiflemek ister. Öncelikle, mesele bu konularda farkındalık yaratabilmektir, çünkü çoğunlukla bilmediğimizden, farkında olmadığımızdan, ya da yanlış bilgilendirildiğimizden karşı oluruz bazı şeylere. Bir diğer nokta da; saydığımız özelliklere sahip bir cumhurbaşkanının kitleleri bir adım öteye taşıyabileceği, toplumu geren, bölen, cepheleştiren şu zehirli havayı dağıtmaya katkıda bulunabileceği gerçeği.
Kampanya bir aday çıkarmayı hedeflemiyor; olsa olsa aday gösterecek siyasal partileri saydığımız nitelikleri taşıyan bir aday çıkarmaları yönünde uyarıyor. Biz yurttaşlar, ancak böyle bir adayı destekleyeceğimizi ifade etmiş oluyoruz. Bu saydıklarımızı önemsediğini, öyle düşündüğünü söyleyen ve taahhüt eden bir adaya oy vereceğiz diyoruz. Artık kendileri bilirler. Seçmen yurttaşın boykot hakkı her zaman vardır.
“Seçildikten sonra cumhurbaşkanının tavrını denetlemek gibi bir niyetimiz yok”
Seçildikten sonra cumhurbaşkanının tavrını, icraatını denetlemek gibi bir niteyimiz ve hazırlığımız bu aşamada yok. Gerekirse bir başka yurttaş girişimi yapar bunu.
İstanbul Sözleşmesi ile bu kampanya arasındaki benzerlik ikisinin de siyasal parti ve yapılardan bağımsız yurttaş girişimleri olması. Hedefleri, amaçları farklı; hatta belki kompozisyonları da…
Internet ortamı dışında kampanyanın yaygınlaşmasının manivelası bana göre şu anda görsel ve yazılı medya. Cumhurbaşkanı Aranıyor kampanyası gazetelerde, televizyonlarda yer bulabilirse, haber olabilirse, köşe yazarları yazar, TV programcıları konuyu ve bizleri programlarına taşırsa yol alabiliriz… Herkese, hepimize iş düşüyor.
Kampanyanın taleplerini öğrenmek ve imza vermek için adres: cumhurbaskaniaraniyor.com
(Gözde Kazaz / Yeşil Gazete)
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…