Ali Demir , geçen hafta sonu yapılan KPSS ile ilgili iddialara yönelik AA muhabirine açıklamalarda bulundu. ÖSYM ‘nin yoğun bir sınav maratonu içinde olduğunu, Lisans Yerleştirme Sınavı’na iki milyona yakın adayın girdiğini ve bu adayların evraklarının okunduğunu söyledi. ÖSYS kılavuzunun da internet sitesinde yayımlandığını anımsatan Demir, adayların kontenjanları görebileceğini, ciddi sayıda kontenjan artışının söz konusu olduğunu belirtti. Demir, “Bu hafta sonu aynı güvenlik çerçevesi içerisinde, aynı güvenlik tedbirleri içerisinde hatta bir miktar daha güvenlik tedbirlerini artırarak 7-8 Temmuz tarihlerinde KPSS lisans sınavını gerçekleştirdik. Türkiye ‘de özellikle kamuda görev almak isteyen vatandaşlarımızın çok rağbet ettikleri ve buradan alacakları puanlarla kamuda memur ya da öğretmen olacakları bir sınav, o yüzden çok kritik, çok değerli bir sınavımız” diye konuştu.
KPSS ‘nin cumartesi günü sabah oturumunda genel yetenek, genel kültür sorularına yer verildiğini anımsatan Demir, bu oturuma 980 binden fazla adayın katıldığını söyledi. Öğleden sonra yapılan eğitim bilimleri sınavına ise 300 bine yakın adayın girdiğini ifade eden Demir, pazar günü yapılan sınavlarla birlikte toplam 1 milyon 500 bin kadar adayın sınava alındığını kaydetti. Demir, “Biz gerek sınav öncesinde, gerek sınav evrakımızın nakliyesi esnasında, gerek sınavların yapıldığı binalardaki güvenlik tedbirlerimiz olarak, gerekse sınav sonrasında evrakın dönüşündeki güvenlik tedbirlerimiz olarak büyük bir dikkat ve özen içerisinde bu sınavları gerçekleştirdik” diye konuştu.
Emniyet güçlerinin yaptığı operasyona da değinen Demir, şöyle devam etti:
“Çok uzun yıllardır, aylardır takip ettikleri bir operasyonu tamamladı ve bu da kamuoyuna yansıdı. Biz cumartesi günü görevimizin başında sınavı takip ederken bildiğiniz gibi öğleden sonra sınav devam ederken bir iddiayla karşılaştık. Bu iddiayı hemen inceledik. ‘Acaba bunlar ne kadar gerçek, ne kadar bizim sorularımızı yansıtan sorular’ diye çok detaylı bir inceleme yaptık ve gördük ki bunlar bir kısmı sınava giren adayların zihinlerinde kalanlardan derlenmiş sorular. Bir kısmı ise bizim tahminlerimize göre sınavımıza giren adayların kontrol dışında veya bizim müsaade etmememize rağmen yanlarında ya parça parça ya da bir bütün olarak götürdükleri kitapçıklarda yer alan sorular olduğunu görüyoruz. Ancak bunların yeniden yazıldıklarını görüyoruz, çünkü yazım hatalarından, cevap seçeneklerinin sıralanmasından bunu görüyoruz.”
“ Ankara ‘da analiz yaptık”
Bazı sınav sorularının internet sitelerinde yayınlandığı saatlere ilişkin de açıklama yapan Demir, “Saatlere baktığımız zaman, biz öğleden sonra sınavımızı 14.30 itibarıyla başlattık. Bu iddianın ilk internete düşüş saatine baktığımız zaman yaklaşık 16.00 gibidir, sınavın büyük bir bölümü tamamlandıktan sonra. Arkasından diğer iddialar da saat 17.30’da veya 22.30’da internete düştü. Bizim düşündüğümüz bunların sınavdan sonra bir gayretle hazırlanmış ve basına verilmiş nüshalar olduğu” dedi.
Soruların yayınlanması olayını ciddiye aldıklarını ifade eden Demir, “Yakın olduğu ve Ankara ‘da bulunduğumuz için tüm Ankara ‘nın cumartesi sabah ve cumartesi öğleden sonra oturumlarının analizlerini yaptık, cevap kağıtlarını okuduk. Bu analizler bize şunu gösteriyor, geçtiğimiz yıllarla mukayese ettiğimiz zaman burada olağan dışı bir durum söz konusu değil. Doğru sayılarında olağanüstü bir artış, ortalamalarda olağanüstü bir artış diye bir şey söz konusu değil. Geçtiğimiz yıllarla mukayese ettiğimiz zaman hatta geçtiğimiz yıllardan bir-iki puan düşük olduklarını görüyoruz. Bu da bizim içimizi rahatlatıyor.”
Sınav esnasında veya sınavın büyük bir kısmı tamamlandıktan sonra salondan çıkan olası bir sorunun cevap kağıtlarına yansıması diye bir şeyin söz konusu olmadığını düşündüklerini ifade eden Demir, analizlerinin devam ettiğini bildirdi. Demir, “Gelen bütün evrakı analiz edeceğiz, inceleceğiz. Bu bilgileri kamuoyuyla zaman zaman paylaşacağız” dedi.
Demir, “Emniyet Genel Müdürlüğünden bize gelen bilgiler doğrultusunda, şunu onlar da büyük bir memnuniyetle ifade ediyorlar. Özellikle göreve geldikten sonda gerçekleştirdiğimiz her adaya farklı soru kitapçığı gündeme gelip uygulamaya başladıktan sonra pek çok kopya çekme yolu kapanmış vaziyette. Bu nedenle tek bir yol, başkası yerine bir başkasının sokulması. Bu yönde duyumlar aldıklarını, bu yönde çalışmaları olduklarını bize ilettiler. Bizden de yardımcı olmamızı istediler. Biz de bu tür usulsüzlüklerin ve yolsuzlukların giderilmesi için birlikte çalıştık” diye konuştu.
“Bazı grupların hoşuna gitmemiş olabilir”
ÖSYM ‘de göreve geldikten sonra pek çok oyunu bozduklarını belirten Demir, her adaya farklı soru kitapçığıyla çok ciddi bir değişiklik oluşturduklarını, sınavların kötüye kullanımını ciddi anlamda engellediklerini vurguladı. Demir, “Bu, bazı kısımların, bazı grupların hoşuna gitmemiş olabilir ve bunun karşılığı olarak da böyle bir operasyon düzenlemiş olabilirler” dedi. “Sızdırılan sınav sorularının sınavdan bir gün önce Google ‘da arandığı” iddialarını da değerlendiren Demir, şunları kaydetti:
“O iddiayı inceledim. Google searchin trendlerini belirleyen imkanı bunlar günlük rakam olarak veriyor. 6 Temmuz’da herhangi bir araştırma, sorgulama yok. 7 Temmuz’da iki katı, üç katı sorgulama söz konusu. Bu hangi saatte gerçekleşti? Biz şuna inanıyoruz, detaylara bakılınca, ancak bu görülebilecektir. Sınavdan çıkan adaylarımız gerek cep telefonlarından gerek internet cafeden bunu sorgulamış olabilir. Bundan daha doğal bir şey yoktur. Bunların sınav öncesi sorgulanmış gibi gösterilmesini doğru bulmuyorum. Bu sınav sonrası adayların meraklarını gidermek için yaptıkları bir eylem.”
Sınav sorularının ÖSYM ‘nin telif hakları kapsamında olan eserler olduğunu belirten Demir, bunu açıkça belirttiklerini, ÖSYM ‘nin izni olmadan, telif hakkı bedeli ödenmeden herhangi bir yerde yayınlanamayacağının söylendiğini kaydetti. Demir, “Bu nedenle o söz konusu dershanenin organize ettiği aday grubu ile soruları yayınlaması telif haklarına aykırı. Ama o dershane özür de diledi, geri de çekti. Biz bunu takip edeceğiz. İzinsiz bu tip yayınlamaların yasak olduğunu vurgulayacağız ve yasal işlem ne gerekiyorsa onu da yapacağız” dedi. Soru, sınav uygulama ve dağıtım süreci gözden geçirildiğinde bütün aşamaların çok sıkı kontrol altında olduğunu belirten Demir, şöyle devam etti:
“Soruları hazırlayan, denetleyen akademisyen arkadaşlarımız sadece kendi alanlarındaki birkaç soruyu denetliyorlar, bunları da çok önceden soru havuzumuza atmış oluyorlar. Soruların tamamını birlikte gören sadece matbaada çalışan ve kapalı bölümde bulunan arkadaşlarımız. Matbaadaki kapalı dönemde bizim önem verdiğimiz, 24 saatini hem gözlemcilerle, hem emniyet güçleriyle hem de kameralarla izlediğimiz asla içeriden dışarıya bir şeyin çıkmasına müsaade etmediğimiz bir ortam.
Öte yandan sınav evrakının merkezden illere nakillerinde il merkezlerindeki saklama merkezlerindeki saklama depolarımızdan sınav binalarımıza taşınmalarında hep hakem şahit, hep gözlemci ve emniyet güçlerimizi birlikte bulunduruyoruz. Görebildiğimiz kadarıyla zincirimizde bir açık olmaması gerekir. Buna asla müsaade etmeyiz. Şu ana kadar yaptığımız sınavlarda da bu zincirin bozulduğunu görmüyoruz. Dolayısıyla herhangi bir kontrol dışı sorunun gitmesinin mümkün olacağına biz inanmıyoruz.”
“Sınavın iptali hoş olmayan bir konu”
Demir, KPSS ile ilgili iddialara ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamalarda, uzak merkezlerdeki bir-iki hat dışında sınav evraklarının ÖSYM ‘ye geldiğini ve merkeze gelen soru kitapçık sayılarının analizini yapacaklarını söyledi. Demir, “Bütün evrakı, cevap kağıtlarını ayrıştırıp, soru kitapçıklarını sayıp eksik evrakımız var mı yok mu bunun kontrolünü yapacağız. Büyük oranda da bunun tespitini yapıp denkleştirebiliyoruz. Soru kitapçıklarını denkleştireceğiz, herhangi bir eksiklik varsa onu tespit edeceğiz” dedi.
Adayın soru kitapçığını ve cevap kağıdını salonda teslim etme zorunluluğu olduğunu vurgulayan Demir, “Zaman zaman cevap kağıdı ve soru kitapçığı eksikliğinden dolayı, soru kitapçığını salon dışına çıkardığından dolayı sınavını iptal ettiğimiz adaylarımız var. Bir aday, salon başkanı veya gözetmeninin biran dalgınlığında soru kitapçığını dışarıya çıkarmış olabiliyor. Haberimiz olduğunda takip ediyoruz, adayı buluyoruz, soru kitapçığını geri getiriyoruz, ancak sınavını iptal ediyoruz. Kontrolümüz dışında olanları da burada tespit ettikten sonra iptal ediyoruz” diye konuştu.
Salon görevlilerin de evrakın dışarı çıkmamasını sağlama görevi olduğunu belirten Demir, “6114 sayılı Yasa kapsamında biz bunların hepsine işlem yapmak zorundayız. Bugüne kadar da uyarı, soruşturma yöntemleriyle bu arkadaşlarımızı uyardık, soruşturmalarını, incelemelerin yapıyoruz” dedi.
“Savcılığa suç duyurusunda bulunduk”
Demir, şunları kaydetti:
“Şu anda bu iddiaların gerçek olduğunu düşünmüyoruz. Bunu gösteren herhangi bir kanıt, herhangi bir şeyimiz yok. Eğer bu yönde bir bulgu ortaya çıkarsa mutlaka değerlendiririz ve gereğini yaparız. Dolayısıyla tabii ki güvenlik tedbirlerimizi daha da iyileştirmemiz gerekir, sistemimizi her an iyileştirmemiz gerekir. Biz sürekli olarak, neredeyse 24 saat bunun peşinde, takibindeyiz. Ama somut olarak ‘şunu yapacağız’ dememiz şu anda söz konusu değil. Sınavın iptali hiç hoş olmayan bir konu. Ama şu var, somut veriler olduğunda bunları kimlerin kullandığını tespit edebiliriz, kimlerin kullandığını tespit ettiğimizde onların sınavlarını iptal ederiz ama genel olarak sınavı iptal edecek bir durumun olduğuna ben ihtimal veremiyorum çünkü şimdiye kadarki analizlerimiz bunu gösteriyor.”
Demir, soruların sızdırıldığı veya çalındığına ilişkin kendilerinde bir kanıtın olmadığını söyledi. Ali Demir , “Hemen bu haberleri yapan ve kamuoyunda infiale sebep olan internet sayfaları ve haber ajanslarının uyarılarını çektik ve savcılığa suç duyurusunda bulunduk” dedi. Sınava girenlerin ÖSYM hakkında suç duyurusunda bulunmasına ilişkin Demir, adayların haklarını takip edebileceklerini kaydetti. Demir, “Mağduriyetin olduğunu bilsek gereğini yapar, o mağduriyeti gidermek için ne gerekiyorsa yaparız. Bir mağduriyetin olduğunu düşünmüyoruz, olmayacaktır da” dedi.
Demir, “Yaptığımız analizler bizim bu sınavda bir haksızlık olduğu yolunda bir bulgu söz konusu değil. O nedenle adaylarımızın içlerinin rahat olmasını istiyoruz ve bu tür asılsız iddialara çok da değer vermemelerini, özellikle bizim internet sayfamızdan yapacağımız duyurulara önem vermelerini istiyoruz” diye konuştu. ÖSYM ‘nin kritik bir kurum olduğunu ifade eden Demir, herkesin gözünün üzerinde olduğu bir kurum olduğunu belirtti.
“Yoğun bir çalışma yapıyoruz”
Postayla sınava giriş belgesi, sonuç belgesi göndermeye son verdiklerini anımsatan Demir, şöyle konuştu:
“Bu ciddi bir hız kazandırdı, ciddi bir tasarruf da sağladı. Ancak sınava giriş belgesine ihtiyaç var. o adayın o binada sınava girip girmediğinin tespitini bununla yapabiliyoruz. Aday internet sayfasından kendi sınava giriş belgesinin çıktısını alıp onunla sınava giriyor. Biz bunun arkası boş bir A4 kağıdı olmasını istiyoruz. Sınav esnasında bu arkadaşlarımızın bazıları sınavda yaptıkları soruların kelimelerini yazarak kendilerini değerlendirmek, sınav sonuçlarını değerlendirmek istiyorlar. Bu nedenle yazıp salon dışına çıkabiliyorlar. Bundan sonra bunun kötü kullanımını gördüğümüzden dolayı önümüzdeki günlerde bu belgelerin toplanmasını düşünebiliriz, ÖSYM ‘ye getirilerek burada imha yoluna gidebiliriz. Bunu da gündeme getirebiliriz.”
Demir, “Cumartesi günü, bu olayı duyduktan sonra tüm arkadaşlarımızı bir alarma geçirip hem cevap kağıtlarımızın okunması hem olası bütün şeylerin değerlendirilmesi konusunda uyararak yoğun bir çalışma yapıyoruz. Bugüne kadar ki tespitlerimizde bir haksızlığa yol açacak bir olgunun olmadığını görüyoruz. O yüzden sınava giren adaylarımızın içlerinin rahat olmasını, ÖSYM ‘nin temel felsefesi olan hak ve adalet ölçüsü içerisinde sınav yapma prensibinin mutlaka uygulanacağından emin olmalarını istiyoruz” diye konuştu.
Sınav güvenliği için bu yıl uygulamaya koydukları kamerayla çekim yapılmasına da değinen Demir, “1500’den fazla rastgele seçilmiş salonda tüm sınav sürecini kayıt altına alıyoruz. Burada herhangi bir olumsuzluk olursa gerek adaylar gerek görevliler hakkında işlem yapıyoruz” dedi.
‘ ÖSYM açıklaması mantık dışı’
Öte yandan Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, KPSS ‘yle ilgili iddialara ilişkin, “ ÖSYM ‘nin açıklanan 57 sorunun kulaktan, ezberleme yöntemi ile tespit edildiğini söylemesi mantık dışıdır” görüşünü savundu. Koncuk, yazılı açıklamasında, KPSS ‘yle ilgili kopya iddialarının sürdüğünü, bu konuda en büyük problemin 2010 yılında KPSS sorularını çalanların hala ortaya çıkarılmaması olduğunu ifade etti. ÖSYM ‘nin, iddiaları daha ilk saatlerde reddettiğini belirten Koncuk, “İddialarla ilgili, hiçbir araştırma yapmadan yapılan bu açıklamalar kurumun ciddiyeti ile bağdaşmamaktadır. Aynı yaklaşımı 2010 yılında o tarihteki ÖSYM Başkanı Ünal Yarımağan da sergilemiş ve sonunda istifa etmek zorunda kalmıştı. ÖSYM ‘nin açıklanan 57 sorunun kulaktan, ezberleme yöntemi ile tespit edildiğini söylemesi mantık dışıdır. Çünkü hiçbir adayın 57 soruyu yanlış şıklarıyla beraber ezberlemesi, sınavdan sonra hatırlaması mümkün değildir” ifadesini kullandı.
Koncuk, savcılığın iddiaları ciddiye alarak ilgili yayınevi sorumlularını sorguya çekmesini, soruların hangi yolla ele geçirilerek yayınlandığını açıklamasını istedi.
Türk Eğitim-Sen’den yapılan açıklamada ise konuya ilişkin şu görüşler paylaşıldı:
“2010 KPSS ‘de yaşanan skandaldan sonra sınavda ‘kopya çekilmemiştir, çekilemez’ demek mümkün değildir. Ancak, ‘2012 KPSS ‘de kesinlikle kopya çekilmiştir’ diyebilmek de mümkün değildir. Türk Eğitim-Sen sorumluluk duygusuyla hareket eden ve her açıklamasının arkasında duran bir sendikadır. 2010 KPSS ‘de hırsızlık olduğunu söylemiş ve belgeleriyle açıklamıştır. Şu an için Türk Eğitim-Sen’e doğrudan ulaşan ve tüm kamuoyunun bildiklerinin dışında bir belge bulunmamaktadır. Tecrübelerimize dayanarak, eldeki mevcut bilgilerin sınavın iptalini gerektirecek güçte olmadığını söyleyebiliriz. Fakat ilgili yayınevi 57 soruyu ne şekilde edindiğini açıklamalıdır, kilit nokta burasıdır.”
(AA)