Olağanüstü zamanlar olağanüstü liderler gerektirir

“Hayır”ı cevap olarak kabul etmiyoruz

Greenpeace International Genel Müdürü Kumi Naidoo ve Filipinler İklim Komisyonu delegesi, iklim aktivisti Yeb Sano’nun Huffington Post’da yayınlanan yazısını Vahit Kozacıoğlu’nun çevirisiyle yayınlıyoruz.

Kutuplar, iklim mücadelesinde, belki de dünyanın diğer bölgelerinden çok daha önemli bir mevzi. Bir medeniyet olarak geleceğimiz bu bölgenin kaderine bağlı; çünkü kutuplarda olan kutuplarda kalmıyor.

Dünya liderleri uzun bir süredir bekletilen New York’daki iklim zirvesi için hazırlana dursun, iklim bilimciler kendilerini, Kuzey Kutbu Deniz Buzulları’nın bu sene içinde tarihin en düşük seviyesine gerileyecek olmasına hazırlıyorlar. Kuzey Kutbunu örten deniz buzulları inanılmaz bir hızda yok oluyor, bu da, deniz buzullarındaki minimum düzeyin yıllık ölçümünü, iklim değişikliğinin ortaya çıkardığı belirtilerden en yakın takip edileni haline getiriyor.

Bu kadar hızlı erimemesi gerekiyordu.

Aynı şey, Grönland buz örtüsü için de geçerli. Bu devasa buz kütlesi, geçtiğimiz on yılda sadece bir önceki on yıla kıyasla altı kat hızlı eridi! Bazı bilim insanları, uyuyan devi uyandırdığımızı ve artık uyumaya devam etmeyeceğini söylüyorlar.

Bu iki mevzu, Kutup buzullarının erimesi ve okyanuslardaki asitlenmeyle birlikte küresel ölçekte yıkımlara, daha fazla ısınımyala daha yüksek deniz seviyelerine ve aşırı iklim olaylarına yol açabilir; kimse yaşanacaklardan muaf değil.

Yaktığımız her ton petrol, kömür ve gaz veya yok ettiğimiz her orman kutupların üzerindeki baskıyı arttırıyor, riski hepimiz için büyütüyor. Yaktığımız her ton fosil yakıt bizi geri dönülemez noktaya, iklim değişikliğinden kaynaklı etkilerin kontolden çıktığı bir sarmala, ve artık eylemin anlamını yitireceği zamana taşıyor.

Buna rağmen, Kuzey Kutbu hala gezegendeki en savunmasız bölge. Petrol şirketleri erimelerin yaşandığı bölgelere daha fazla petrol çıkarmak için, sanki gezegenimizi talan ettikten sonra gidecek ikinci bir gezegenleri varmışçasına, üşüşüyorlar.

Neyse ki, İnsanlar bunun olmasını bir köşede oturup beklemiyorlar. Kuzey Kutbu bizim kuşağımızın verdiği savaşın en ünlü cephelerinden biri haline geldi: Dünyanın her yerinden milyonlarca insanın güçlerini birleştirdiği, bir sınır çektiği ve petrol şirketlerine GERİ BAS dedikleri bir cephe…

Greenpeace katılacağı iklim zirvesinde altı milyon kutup savunucusunun mesajını iletecek: Kuzey Kutbu bizim ortak mirasımız, sömürülmek yerine korunmalı! Dünyanın tepesinde bir Kuzey Kutbu koruma alanına ihtiyacımız var. Yakabileceğimizden çok daha fazla petrolü zaten çıkardık, artık bu manyaklığın durması gerekiyor. Fossil yakıt çağı artık bitti.

Dünya liderlerinden gerçek bir liderlik bekliyor ve kamunun parasıyla fosil yakıtlara destek vermek yerine, sağlık sigortası, ev ve iş edindirme programlarına destek; fosil yakıtlara dayanan enerji sistemlerinden aşamalı vazgeçiş için irade; yenilenebilir enerjinin önünü açacak kısa dönemli planlar ve iklim gerçeğinin yıkıcı sonuçlarıyla çoktan karşılaşan yoksul kesimler için koruyucu tedbirler bekliyoruz. Ayrıca, Kuzey Kutbu’nun petrol arama sondajlarından ve endüstriyel balıkçılıktan tamamen arındırılmasını istiyoruz.

Ve Hayır’ı bir yanıt olarak kabul etmiyoruz! Uyanmakta olan dev, dünyanın dört bir yanında orgütlenen ve dört yılda bir sandık başına gitmenin yeterli olmadığını anlayan kitlelerdir. Sokaklara dönüyor ve iklim için eylem talep ediyorlar. Bu durum iklim hareketine, ne hükümetlerin ne de büyük şirketlerin kendilerini artık göz ardı edemeyeceği bir potansiyel sağlıyor.

Bu güç çoktan kömür santral ve madenlerini kapattırıyor, petrol boru hattı projelerini durduruyor, yatırımların fosil yakıt projelerinden çekilmesini sağlıyor, güzelim ormanları koruyor. Halkların, su, sağlık, temiz enerji ve hava talepleri değişim için bir güç haline geliyor. Dünyanın dört bir köşesinde döşenen güneş panelleri, ve toplulukların sahip olduğu rüzgar tribünleri hak etttiğimiz geleceği müjdeliyor. Alternatif paradigma mevcut statükoyu giderek daha fazla zorluyor. Adil, yeşil ve barışçıl bir gelecek artık fantezi değil, onu yakalayabiliriz.

Bunlar olağan stü zamanlar ve olağanüstü zamanlar, olağanüstü liderler gerektirir. İklim değişikliğinin kontrol çıktığına dair endişe verici bulgular var. Dünya, geçtiğimiz on yılda, görülmemiş iklim aşırılıklarına sahne oldu. Ama yine aynı zamanda, petrol ve kömür endüstirisi aşınmakta iken yenilenebilir enerjide görülmemiş yeniliklere ve atılımlara şahit olduk. Dünyanın karşı karşıya bulunduğu iklim, gıda, su ve finans krizleriyle yüzleşmek, yeşil enerji devrimini hızlandırmak ve fosil yakıt bağımlılığımızdan kurtulmak için güçlü liderliğe ihtiyaç var!

Bu liderleri New York’da bulabilecek miyiz?

 

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Adalar imar planının yürütmesi durduruldu

İstanbul 8. İdare Mahkemesi, Adalar'ı 'Özel Çevre Koruma Bölgesi' ilan ederek yetkiyi İBB'den alan Çevre Bakanlığı'nın, bölgeyi ranta açacak imar planının yürütmesini durdurdu.

Irak, kadınlar için ‘cinsel rüşt’ yaşını dokuz’a düşürmeye hazırlanıyor

Irak'ta muhafazakar Şii partilerin ağırlıkta olduğu iktidar koalisyonu, yasal evlilik yaşının düşürülmesinin yanı sıra kadınların boşanma, velayet ve miras haklarını da ortadan kaldırmayı hedefliyor.

COP’un 29 yılı: Krizler, hedefler, taahhütler, hayal kırıklıkları…

1995'te Berlin'de başlayan ve bugüne dek 29 kez toplanan iklim zirveleri'nin tarihi dirençler, engellemeler, hayal kırıklıklarının yanı sıra Kyoto Protokolü, Paris Anlaşması gibi önemli dönemeçlere de sahne oldu.

COP29 başladı: Paris Anlaşması için ‘hakikat anı’

Bu yıl Bakü'de düzenlenen ve dünyanın önemli liderlerinin katılmadığı COP29'un en önemli gündem maddesi, savunmasız ülkelere yönelik fonların artırılması olacak.

Kazdağlarını savunmak ve kurumların sessizliği: Yeni toplumsallık

'Üzerinde düşünülmesi gereken, neoliberal pratiklerle frenlenmiş toplumsal dinamik ve mekanizmaların baskı ve zor araçlarıyla kuşatıldığı şartlarda nasıl bir direnişin örülebileceğidir.'

EN ÇOK OKUNANLAR