ManşetTarım-Gıda

Nişasta bazlı şekerler yüzyılın en büyük felaketi

0

Şeker-İş Sendikası Genel Başkanı İsa Gök, son günlerde gıda sektörüne yönelik arka arkaya gündeme gelen olumsuz haberlerin bir taraftan tüketicilerin güvenini zedelerken, günlük hayatta sık kullanılan ürünlerde sağlığa zararlı maddelerin bulunmasının da bir o kadar insanlar üzerinde tedirginlik doğurduğunu bildirdi.

İsa Gök, gıda skandallarına her gün bir yenisinin eklendiği günümüzde özellikle piyasada satılan balların sahte olduğu yönündeki iddialar ile zeytinyağında hile şüphesi, salam, sosis ve sucuklarda virüse rastlandığına ilişkin haberlerin tüketicilerin sektöre olan güvenini kaybetmesine neden olduğunu söyledi. Gök, “Gelinen noktada insanların kafasında ‘Biz artık hangi ürüne, nasıl güveneceğiz?’ şeklinde de birtakım soru işaretleri bırakmıştır. Geçtiğimiz günlerde hammaddesi bir böcek olan ve kola, çikolata, bisküvi, sakız, dondurma, meyve suyu, yoğurt ve daha birçok ürünün renklendirilmesinde kullanıldığı iddia edilen karminin gündeme taşınması konunun önemini bir kez daha gözler önüne sererken, karmin içerikli ürünlerin Türkiye’de de birçok firma tarafından gıda üretiminde kullanıldığına dikkat çekilmesi sağlığımızın hangi boyutlarda tehdit edildiğini de açıkça ortaya koymuştur. Bütün bu gelişmeler yaşanırken, Türk Gıda Kodeksi’nin bu tür katkı maddelerine davetiye çıkartan yaklaşımı ise tartışmanın bir başka boyutuna işaret etmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Söz konusu karmin maddesinin dışında merdiven altı imalat ve nişasta bazlı şekerlerin kotalarının her yıl Bakanlar Kurulu’nca arttırılması ile meydanı boş bulan NBŞ kartelleri reçelden bala, şekerlemelerden çikolata ve süt ürünlerine kadar birçok gıdanın üretiminde insan sağlığı gözetmeden mısır şurubunu kullanabilmektedir.”

“NBŞ ŞEKERDEN YÜZLERCE KAT DAHA TATLI”

“Şekerden yüzlerce kat daha tatlı olan ve sağlığımızı olumsuz etkileyen yapay tatlandırıcıların ithalatındaki artışın temel nedeni şekere göre çok ucuz olmasıdır ” diyen Gök, Amerika’da bir dönem yasaklanan, kansere neden olduğu iddia edilen, diyetisyen ve doktorlar tarafından kullanılmaması tavsiye edilen yapay tatlandırıcıların Türkiye’de özellikle büyükşehirlerde tezgahlarda çok ucuz fiyatlara açıktan satıldığını bildirdi. Gök şunları söyledi:

“Bu ürünlerin ithalatını her yıl daha da artırmaktadır. Mesela, kimyasal tatlandırıcılardan aspartam ve sakarin, market raflarındaki diyet kola, düşük kalorili yoğurt ve şekersiz sakızın yanı sıra açıktan satılan baklava, reçel, helva ve süt tatlıları gibi birçok üründe rahatlıkla şeker yerine geçerken, insanlarımız aldığı birçok ürünün içinde kimyasal tatlandırıcı kullanıldığını bilmemekte, ucuz olduğu gerekçesiyle bu ürünleri tercih etmektedir. Oysaki işin sağlık boyutu dikkate alındığında on kat daha ucuza alınan ürünün sağlığımız üzerindeki olumsuz etkisi sebebiyle cebimizden kat kat daha fazlası çıkarak, bedelini vücudumuz ödeyecektir. Yani ucuz etin yahnisi bize çok pahalıya patlayacaktır.”

“NBŞ’LER YÜZYILIN EN BÜYÜK FELAKETİ”

Açıklamasında “Bize göre sağlık boyutuyla yüzyılın en büyük felaketleri arasında sayabileceğimiz nişasta bazlı şekerlerin günlük hayatta tükettiğimiz ürünlerin imalatında kullanılması gelecekte insan sağlığının önü alınamayacak boyutlara ulaşmasına neden olabilecektir” diyen Şeker-İş Sendikası Başkanı Gök, şeker pancarından elde edilen doğal şeker yerine farklı işlemlerden geçirilerek enzimlerine ayrıştırılan mısır şurubunun kullanılmasının başta obeziteye bağlı olmak üzere birçok hastalığa davetiye çıkardığının uzmanlar tarafından bildirildiğini söyledi. Gök, “NBŞ üretimiyle ülkemizde doğal şeker üretimine de darbe vurulmaktadır. Tatlandırıcıların kontrolsüz üretimi ve ithalatı, bavul ticareti ve sınır ticareti yoluyla ülkemize fazla miktarda girmesi engellenmediği taktirde şeker fabrikalarının kapanmasının yerli katma değer kaybının ve sektörden ekmek yiyen milyonlarca insanın iş ve aşını kaybetmesinin önüne de geçilemeyecektir. Önü alınamayan tatlandırıcı ithalatı ve NBŞ kotalarının her yıl Bakanlar Kurulu’nun inisiyatifi ile artırılması, beraberinde piyasada insan sağlığını olumsuz etkileyen katkı maddeli sahte bal, reçel, kola, meyve suyu gibi daha sayamadığımız birçok ürünlerin boy göstermesine sebebiyet verebilecektir. Alınması gereken tedbirlerin en başında ise ilgili bakanlıkların yapay tatlandırıcıların ithalatı ve nişasta bazlı şekerlerin kotalarını ülkemiz insanının sağlığı adına yeniden gözden geçirerek, NBŞ kotalarını AB ülkeleri seviyesine çekmesi ve halkın sağlığıyla oynayanlara en ağır cezai müeyyideleri uygulaması gelmelidir. Aksi taktirde NBŞ’lerde her kota artırımı karşımıza sahte bal gibi çok farklı ürünleri de çıkartacak, Türkiye’nin sağlığı giderek bozulacaktır” dedi.

More in Manşet

You may also like

Comments

Comments are closed.