15.Türkiye Felsefe Öğrencileri Birliği Kongresi geçtiğimiz haftasonu Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Fındıklı Kampüsü’nde gerçekleşti. Değişik üniversitelerin katılımıyla gerçekleşen kongrenin teması Ankara çalıştayında oy birliğiyle “Agora’dan Kürsü’ye Felsefe” olarak belirlendi.
15 senedir geleneksel bir şekilde devam eden kongre, bu kapalı kapıların ardında neler konuşulduğunu öğrencilerin gözünden aktarmaya çalışıyor. Öğrencilerin akademiye, otoriteye karşı bir duruş sergileyebildiği bu kongrede üretim de öğrencilerin elinde. İki gün süren kongrede 13 ayrı üniversiteden ellinin üzerinde sunum vardı ve toplamda iki kongre salonu ve bir sınıf olmak üzere 3 ayrı mekanda sabah 10’dan akşam 18.30’a kadar sunumlar devam etti.
Konuşmaların arasında Kürtçe felsefe yapmanın imkanından Ermeni Soykırımı’nın anıılmasına ve başkanlık sisteminin eleştirilmesine kadar giden sunumlardı ve her sunumun temelinde felsefi bakışın olmasına özen gösterildi. Sunumlardan sonra konuları devam ettirmek isteyen öğrenciler Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Fındıklı rıhtımında oturup muhabbet edip şarkılar söyleyip halaylar çektiler.
Kongre bildirisi şu şekilde:
“Türkiye Felsefe Öğrencileri Birliği (Tüföb) olarak ülke çapında her yıl bir üniversitede yapılmak üzere düzenlediğimiz kongrelerimizin 15.sini MSGSÜ’inde gerçekleştirmiş olduk. Çabalarımız, en başından beri bir parçası olduğumuz akademik alanın sevenleriyle hemhal olmak ve bu alanın dinamiklerini kullanıp geliştirmektir. Bu çerçevede Tüföb kongrelerini amaçlarımızın, dertlerimizin ve sorunlarımızın tartışılabileceği, açıklanabileceği ve elimizden geldiğince çözmeye çalışılacağı başlıklar altında kolektif dayanışmayla gerçekleştirmekteyiz. Her bir kongrede o yıl içerisinde vuku bulan önemli toplumsal ve akademik sorunları başlığına taşımıştır. Bu başlık altında yapılan tartışmalar sonucunda kongrenin temel içeriğini ve ürünlerini bir duyuru metniyle ortaya konulmaktadır. Bu yıl da bu çerçeveye sadık kalarak son yıllarda iyice artan akademik mobbing, siyasi kadrolaşma ve işlevsizleştirme sorunlarını gündeme taşımaya ve bunlara dair müdahil bir söylem geliştirmeye çaba gösterdik.
Buna uygun olarak halihazırda bir olay olan Akdeniz Üniversitesi Araştırma Görevlilerinden Sercan ÇALCI’ya karşı son 2 yıldan bu yana yürütülmekte olan yıldırma, engelleme ve yok sayma tutumları somut örnek olarak karşımızdadır. Arkadaşımızın ülkenin yakıcı problemlerinden bir haline gelen bu durumun muhataplarından biridir. Biz sözü daha fazla uzatmadan onun şahsında bütün akademik yıldırma ve engellemeler karşısında müdahil tavrımızı ve hiçbir ideoloji altında emek ve yaşam sömürüsüne boyun eğmeyeceğimizi bildirmek istiyoruz. Ayrıca öğretmen atamalarında yapılan sistematik adam kayırma ve usulsüzlüklerden dolayı Felsefe Bölümü mezunlarının istihdamı sağlanmayıp yerine felsefeyle alakası olmayanlar atanmaktadır. Aynı şeyin üniversitelerin felsefe bölümlerinde de geçerli olduğunu hatırlatmaya gerek duymamaktayız. Ancak Tüföb olarak bu zihniyete karşı mücadelemizi hiç eksiltmeden devam ettireceğimizi buradan bir kez daha yüksek sesle yinelemek istiyoruz.”
Bir sonraki sene belirlendiği üzere Mersin Üniversitesi’nde olacak kongre herkese açık olup,bu metin de felsefe öğrencilerinin ağzından bir davetiyedir.
Haber: Belemir Canbek
(Yeşil Gazete)