ManşetTürkiye

Maden ruhsatı tehdidi yurdu sardı: 24 ilde 20 bine yakın ruhsat

0
Ordu

TEMA Vakfı, Türkiye’nin 24 ilinde yaklaşık 20 bin maden ruhsatının; ormanlar, korunan alanlar (milli park, sit alanı vb.), tarım alanları ve kültür varlıkları ile ilişkisini inceledi.

Çalışmaya dahil edilen illerin ortalama ruhsatlılık oranı yüzde 63 çıkarken, TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç bu durumun statü ve nitelik gözetmeksizin her yerde madenciliğe izin veren mevzuatın bir sonucu olduğunu ifade etti. Ataç, madencilik faaliyetlerinin tehdidi altındaki coğrafyalara ve mevzuatın doğal varlıkları ve yaşam alanlarını korumaya yetmediğine dikkat çekti.

TEMA Vakfı 2020 yazında, Kaz Dağları Yöresi’nin yüzde 89’unun madenlere ruhsatlı olduğunu ortaya koyan “Kaz Dağları Yöresi’nde Madencilik” çalışmasını kamuoyuyla paylaşmıştı.

Vakıf, 22 ilde daha maden ruhsatları haritalama çalışmaları gerçekleştirdi. Çalışmalar, Çanakkale ve Balıkesir’den sonra Muğla, Tekirdağ, Kırklareli, Afyon, Kütahya, Uşak, Zonguldak, Bartın, Eskişehir, Karaman, Kahramanmaraş, Erzincan, Tunceli, Ordu, Tokat, Artvin, Erzurum, Bayburt, Şırnak, Siirt, Batman ve Sivas illeri özelinde yapıldı.

Seçilmeleri tesadüfi olmayan bu iller, doğal varlıklar bakımından oldukça zengin bir ekosisteme, güçlü tarımsal üretime ve turizm potansiyeline sahip olmasına rağmen madencilik faaliyetlerinin yoğunlaştığı alanlar olarak öne çıkıyor.

Ruhsatların en yoğun olduğu il: Kütahya

TEMA Vakfı’nın çalışmalarına göre 24 il yaklaşık 20 bin maden ruhsatına bölünmüş durumda.

Buna göre; ruhsatların büyük bölümünü ihale edilmeyi bekleyen ruhsatlar (14 bin 967) oluştururken, ihale ruhsatlarını 2 bin 158 ruhsat ile işletme ruhsatları; bin 871 ruhsat ile arama safhasındaki ruhsatlar oluşturuyor.

Vakfın açıklamasına göre; işletme safhasındaki ruhsatların en yoğun olduğu yerleri, Muğla, Sivas ve Kaz Dağları Yöresi’nin Çanakkale-Balıkesir illeri oluşturuyor. Her an hayata geçirilebilecek bu ruhsatlar, özellikle bu illerde madencilik faaliyetleri özelinde ciddi bir tehdit olduğunu ortaya koyuyor.

Arama ruhsatları ise Siirt- Şırnak-Batman, Eskişehir ve yine Çanakkale-Balıkesir illerinde yoğunlaşıyor. Yine TEMA Vakfı’nın çalışmasına göre ruhsatların en yoğun olduğu il, yüzde 92’si madenlere ruhsatlı olan Kütahya. Kütahya’yı, Çanakkale-Balıkesir (yüzde 79) ve Uşak (yüzde 80) illeri izliyor.

Türkiye’nin tüm doğal değerleri madencilik faaliyetlerinin inisiyatifinde

TEMA Vakfı’nın çalışmasına göre; 24 ilin ortalama ruhsatlılık oranı yüzde 63.  Bu illerde bulunan ormanların ortalama yüzde 60’ı, tarım alanlarının ortalama yzüde 57’si, meraların ortalama yüzde 55’i, korunan alanların ortalama yüzde 57’si, potansiyel koruma alanı olması gereken alanların (Önemli Doğa Alanı) ortalama yüzde 63’ü madenlere ruhsatlı. Bu sonuçlar; Türkiye’nin doğal, ekonomik ve kültürel olarak her türlü değerinin, madencilik faaliyetlerinin inisiyatifine bırakıldığını gösteriyor.

Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, “Maden Kanunu yasalaştığı 1985 yılından bu yana 20’den fazla kez değişti. Her değişiklikle daha fazla alanda madencilik faaliyetleri yapılabilir hale geldi” diyor.

Ataç, maden ruhsatlarının gerçek hayatta nerelere karşılık geldiğini değerlendirdikleri haritalama çalışmalarının sonuçlarının statü ve nitelik gözetmeksizin her yerde madenciliğe izin veren mevzuatın bir sonucu olduğunu belirterek şunları aktardı:

“Ne yazık ki bu manzara bizleri doğal alanlarımız, tarım alanlarımız, meralarımız, kültür değerlerimiz ve sağlığımız konusunda büyük bir kaygı ile karşı karşıya bırakıyor. Bütüncül bir planlama yaklaşımından yoksun, kamu yararını yalnızca madenlerden yana gören, tarımsal üretimi, turizmi ve en önemlisi insan sağlığını dikkate almayan madencilik uygulamaları doğal, kültürel ve ekonomik yaşam için büyük bir tehdit oluşturuyor. Ormanlarımız, tarım alanlarımız parçalanırken, su varlıklarımız kirleniyor, tükeniyor, kültürümüz de tıpkı zeytinliklerimiz gibi köklerinden ediliyor, sağlımızı kaybediyoruz.”

Dünya çapında yoksulluk ve gıda krizi tartışmalarının yapıldığı bugünlerde doğaya ve tarım alanlarına yapılan her müdahalenin, yoksulluğu daha da derinleştireceği ve çevre adaletsizliğini artırdığını hatırlatan Ataç, “Ülkemizdeki mevzuat ne yazık ki ormanlarımızı, tarım alanlarımızı, meralarımızı, yaban hayatını ve yaşam alanlarını korumaya yetmiyor. Ne yazık ki yakın zamanda zeytinliklerimizi madenciliğe feda eden yönetmelik değişikliğini hep birlikte gördük” diyerek yetkilileri yasal düzenlemelerle bu vahim tabloyu değiştirmeye çağırdıklarını ifade etti.

More in Manşet

You may also like

Comments

Comments are closed.