Aydın Germencik Kızılcaköy’de kadınların jeotermal santrallarına karşı mücadelesine destek vermek için Denizli ve Uşak’tan gelen çevreciler Aydın bölgesinde görev yapan jandarma ve polisin engeline takıldı.
Geçen Pazar günü (28 Ekim) yaşanan olayda bir yandan kullanılan aracın kontrolü, bir yandan eylemcilerin GBT kontrolü ile çevreci grubun Kızılcaköy’e gidişi engellenmeye çalışıldı. Doğaseverler Kızılcaköy’e ulaşıncaya kadar 7 kez durduruldu. Normalde 1,5 saat olan yol, toplam 5 saati buldu.
Ziyaret jandarma ve polis tarafından engellenmek istendi
GBT uygulamasına tabi tutulanlar güvenlik güçlerinin “talimat aldık” açıklamasıyla Aydın’a girmelerinin bilinçli olarak engellenmek istendiğini iddia etti. Sabah 8’de Denizli’den hareket eden grup GBT kontrolünün ardından 15.00’da Kızılcaköylülerle buluşarak yürüyüşe katıldı.
Aydın’ın İncirliova ilçesine bağlı Kızılcaköy Mahallesi’nde Gürmat Elektrik Üretim Anonim Şirketi tarafından yapılması planlanan Sarı Zeybek Jeotermal Santrali (JES) projesine ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile şirket yetkililerince organize edilen Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) toplantısına ise köylülerin protestosu engel oldu.
“Birinci sınıf tarım arazisine bu tür tesislerin yapılması yasal değil”
Toplantının yapıldığı çadıra ‘Aydın’ın içme suyu İkizdere Barajı kirlenmesin’ pankartı asan köylüler, ‘Ağaç yoksa hayat yoktur’, ‘Bu topraklar bizimdir, bizim kalacak’ yazılı dövizler taşıdı. Toplantının yapıldığı çadıra yoğun güvenlik önlemleri arasında gelen Bakanlık ve firma yetkilileri, köylülerin düdük ve ıslıklı protestosu karşısında konuşma yapamadan toplantıyı terk etmek zorunda kaldı.
Menderes Havzası İnisiyatifi, Uşak’tan ÇEDAY, Avgan Banaz Çayı Yaşatma Derneği, Murat Dağı Koruma Platformu,Uşaklılar Kadın Dayanışması, Aydın Çevre Platformu ve çok sayıda doğasever JES direnişine destek verdi.
JES’lerin yaygın olduğu Aydın’da, kanser oranlarının arttığı ve doğa kirliliğinin (su, toprak, hava ve gıda) baş gösterdiği, birinci sınıf tarım arazisine bu tür tesislerin yapılmasının yasal olmadığı gerekçeleriyle projeye karşı çıkan Kızılcaköy sakinleriyle birlikte yürüyüş gerçekleştiren Menderes Havzası İnisiyatifi, projenin iptal edilmesini istedi.
“İkizdere Barajı’nın kirlenmesi yetişen bütün ürünlerle hepimizin zehirlenmesi demek”
Köylüler adına söz alan Kızılcaköylü Avukat Akın Yakan, toplantının usule aykırı düzenlendiğini belirtti. Yakan, “Bu toplantının yapılması gereken yer burası değil Kızılcaköy’dür. ÇED raporu için konuşacak olanlar da firma değil, Bakanlık yetkilileri olmalıdır. Yasalar bize bu jeotermal kuyularının birinci derecede tarım alanlarına ve su kaynaklarının olduğu yere yapılmaması gerektiğini söylüyor. Ama buna rağmen Aydın Valiliği ve Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü bunların hiçbirini görmeden, mahkeme kararlarını dinlemeden karar veriyor. Hiçbir şekilde yerleşim alanlarının olduğu yere JES yapılmaması gerekiyor. Burası su alanlarının göbeği, buraya bunun yapılmaması gerekiyor. Sulama alanı derken neyi kastediyoruz? İkizdere Barajı ve onun kaynakları bütün ova sulanıyor. Bu su kaynağının zehirlenmesi demek, bütün yer altı sularının da kirlenmesi demek. Yetişen bütün ürünlerle hepimizin zehirlenmesi demektir. Bu yüzden de JES’e karşıyız” dedi.
Köylüler de yaptıkları konuşmalarda jeotermal santral istemediklerini ifade etti.
“Menderes havzasında kanserden ölüm oranları Türkiye’nin iki katı”
Germencik Çevre Derneği Başkanı Metin Aydın, Menderes havzasındaki kirliliğe odaklanan bir konuşma yaptı. Menderes kirliliğinin çok yönlü olduğu, sanayi atıkları, kanalizasyon atıkları, JES gibi birçok kirleticilerle Afyon ve Uşak’tan başlayan kirliliğin Aydın’da en yüksek düzeye ulaştığına dikkat çekti. Metin Aydın, Menderes suyunun 4. düzey kirliliğe sahip olduğu ve hiçbir amaçla kullanılamayacağı, kirliliğin doğaya ve insanlara olan zararları ile konuşmasını devam ettirdi. Kirliliğin kanserojen olduğunu su, toprak ve gıdalar aracılığıyla kanserojen etkinin yaygınlaştığını sözlerine ekledi.
“Birçok endemik tür yok oluyor”
Menderes havzasında kanserden ölüm oranlarının Türkiye’nin iki katı olduğunu, bunun yanında kirliliğin solunum sistemi hastalıklarına (KOAH), kalp damar sistemi hastalıklarına ve sinir sisteminde sorunlara da yol açtığı Aydın tarafından dile getirildi. Kirliliğin sonuç olarak yaşam süresini kısalarak erken ölümlere neden olduğuna dikkat çeken Aydın, doğada birçok endemik türün yok olmasının da önemli olduğunu vurguladı. Konuşmasının son kısmında JES’lere de yer veren Aydın, kanunlara aykırı ve yeterince denetlenmeden kurulan jeotermal santrallerin, bölge halkının hem sağlığını hem de tek ekonomik geçimi olan tarımı olumsuz etkilediğini ifade etti.
(Özgürdenizli, Mezopotamya Ajansı, Artı Gerçek)