Ekolojik YaşamManşet

Kırsal Yaşamdan Öyküler 2: Şimdi hedef “Sebze Bahçesi”

0

Konumuz yine kendine yeterlilik. Neden diye soracak olursanız, her şeyin başı kendine yeterlilik derim. Misal, geçenlerde pazara gittik. Kolektif üyelerinden Durukan ve bendeniz. Elimizde pazar arabası, oradan oraya dolanıyoruz, bir türlü ne almamız gerektiği konusunda ortaklaşamıyoruz. Pazarda herkes deli gibi alışveriş yapıyor, pazar çantaları doldukça doluyor, herkeste bir telaş, kasalardan kirazlar, taze fasulyeler, şeftaliler taşıyor, bizse elimizde boş arabayla yürüdükçe yürüyoruz. İşte pazar tartışmamızdan bazı replikler:

–          Durukan muz alalım. Tarlaya giderken iyi oluyor atıyorsun çantaya, tok tutuyor hem uzun süre.

–          Abi ağaçta erik var, onu yeriz işte.

–          Oğlum erik tok tutmuyor ki.

–          Niye abi ben merada üç gün erik yedim geçen gün.

–          Öf iyi tamam.

–          Durukan bulgur ve bakladan baydık. Sebze alalım pişirmelik.

–          Tarlada o kadar bakla varken sebze alırsak ben bi’ daha ortamlarda kendine yeterlilikten bahsedemem abi.

–          Eyvallah haklısın da her gün bakla yenmez. Bu bölgede yetişen, sezonu olan sebze alalım.

–          Bu bölgede bu sezonda sadece bakla yetişir. Bi’ de soğan sarımsak.

–          Öf iyi tamam.

Velhasıl bu muhabbet böyle sürdü gitti ve elimizde boş pazar arabasıyla öylece dolandık durduk. Sonra biraz mercimek, lor ve yufka aldık. En son Durukan’ın isteği üzerine biraz da tuzlu fıstık aldık. ‘Hani kendine yeterlilikti?’ diye sorduğumda ‘Bizde bunun alternatifi yok.’ şeklinde ikna etti beni.

Bütün bu uzun süre bakla-soğan-sarımsakla beslenmenin ve pazar muhabbetlerinin üzerine, evin yakınına bir sebze bahçesi kurmaya karar verdim. Zira son zamanlarda baklayla ve sarımsakla yapılabilecek her şeyi yaptık. Olur da bizim köye ayak basarsanız, bizi bulabilmek için sarımsak kokusunu takip etmeniz yeterli.

sarimsak...

Bizimkiler bu sebze bahçesi işine pek memnun oldu. Sadece pazar alışverişimiz büyük oranda ortadan kalkacağı için değil, aynı zamanda ben tarımı öğreneceğim için de. Çünkü hedef yakın gelecekte tarım işlerinden benim de sorumlu olmam. Ufaktan başlamak gerek. Ne yalan söyleyeyim, beni de epey heyecan bastı bu tarım işlerini düşündükçe. Bit kadar tohumlara bakıp bakıp şaşırıyorum nasıl koca koca sebzelere dönüştüklerine. Evet, yirmi sekiz yaşındayım ve hala buna şaşıyorum. Çünkü ben hayatım boyunca sebzeyi marketten aldım ve bana gelene dek başından neler geçtiğine, tohum haline, fide haline, çiçeklenişine, sonra yavaş yavaş büyüyüşüne hiç tanık olmadım. Şimdi yine romantik diyeceksiniz ama, bence bütün bunlara tanık olacak olmak çok heyecan verici!

Buyrunuz bu sebze bahçemizin olacağı alan:

bos_bahce...

Bugün ilk adımı atıp köyden bir abimize otları biçtirdik. Tohumlarımız da hazır, geriye kompost ve malçla toprağı biraz kendine getirmek ve ektiğimiz tohumların çıkmasını beklemek kalıyor. O zamana kadar da bakla pişirmeye devam.

traktor...

Esen kalınız.

Gonca Mine Çelik

 

 

Gonca Mine Çelik

You may also like

Comments

Comments are closed.