Efsaneleriyle ünlü Kazdağları içinde Akdeniz’in sıcacık iklimini ve yürek ısıtan insanlarını barındırıyor. Şimdilerde uluslararası şirketlerin gözünü diktiği Kazdağları’nın birbirinden eşsiz hikâyeleri Melih Aşanlı’nın kalemiyle vücut buldu.
Geleneksel Yapı Teknikleri ve Benim Atölyelerim başlıklı kitaplarıyla hatırı sayılır bir kitleye ulaşan Aşanlı, bu kez Kazdağları Öyküleri ile okurlarını selamlıyor. Yazarın yayınevindeki üçüncü kitabı olan Kazdağları Öyküleri, Yeni İnsan Yayınevi’nin edebiyat serisinden.
Melih Aşanlı bir ekolojik yaşam mimarı. Yeryüzüyle barışık yaşamak; çevre dostu yerleşkeler, çiftlikler, yapılar kurmak onun işinin bir parçası.
2016’da Kazdağları’na taşınan yazar, Türkiye’deki ve dünya çapındaki ekolojik yaşamı destekleyen faaliyetlerine burada devam ediyor.
Kazdağları insanlarının yöresel ağzı kahvehanelerden, dumanı tüten evlerden doğayla iç içe sokaklardan yükseliyor. Kazdağları’nın hoyrat, çetin fakat bir o kadar samimi, içten insanları bütün gerçekçiliğiyle Kazdağları Öyküleri’nde. Yazarın Kazdağları’yla olan tanışıklığı, bölgede yaşayan insan portrelerini detaylı biçimde çizmesine yardımcı olan etkenlerden.
Kazdağları Öyküleri’ne canlılık ve hareket katan unsur yalnızca yazarın kuvvetli anlatımı değil. Kübra Köprülüoğlu Aşanlı’nın karakalem çizimleri, okurun bambaşka bir gerçeklik düzleminde var olmasını sağlıyor. Yazarın “toprağın özgür evlatları” adını verdiği köylüler, her biri ayrı hikâye barındıran yüzleriyle kitapta yer ediniyor.
Kazdağları Öyküleri, yeryüzünün önemini edebiyatın gücüyle yeniden hatırlatıyor. Ükemizde alışık olduğumuz doğa tahribatının hedeflerinden birisi de Kazdağları. Yeraltındaki madenleri yemyeşil zeytinliklere tercih edenler, Kazdağları’nın gerçek zenginliği olan doğayı, insanları ve hayvanları göremeyecekler.
Gerçek ile kurgunun karıştığı Kazdağları Öyküleri, yeryüzündeki asıl kıymetli şeyi anlatmakla kalmıyor; kaçırdığımız, yitirdiğimiz ve görmeyi özlediğimiz insan hallerini yeniden hatırlatıyor.
2 Ağustos 1980 yılında İstanbul’da doğdu. Lise öğrenimini yarıda bırakıp farklı işlerde çalışmaya başladı. 1995 yılında ülkeyi gezmeye başladı. Birçok şehirde birkaç ay yaşadı. Yaşadığı şehirlerden en fazla Ankara’da vakit geçirdi. İlkokulda Kafkas Halk Dansları ile başlayan sahne hayatı Ankara’da tiyatro ile devam etti. Amatör ve profesyonel birçok tiyatro topluluğunda sahne dekor teknisyenliği, dekor tasarımcılığı ve dansçılık yaptı.
Dalış, kaya tırmanışı, dağ bisikleti tutkusu sayesinde doğa sporları rehberi oldu. Kanyon keşifleri, yeni rotaların açılması, Likya Yolu’nun işaretlenmesi gibi organizasyonlarda görev aldı. 2001’de Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde okumaya başladı. Birçok sergiye iş üretti.
Restorasyon ve dekorasyon projelerinde yer aldı. Tiyatrolara sanat yönetmenliği yaptı. Sinema ve dizi sektöründe sanat ekiplerinde yer aldı. 2004 yılında eşi Kübra Köprülüoğlu ile tanıştı. 2006 yılında susuzluk ve kanyonların kirliliği üzerine çalışmaya başladı. Yazılar yazdı, programlar hazırladı, ama o dönem çevre kirliliği televizyon kanalları için önemli olmadığından hazırladığı programlar yer bulamadı.
2008 yılında okul arkadaşları ile ekolojik sanat ve tasarım üzerine çalışmalara başladı. 2010 yılında Kübra ile birlikte İstanbul’dan ayrılarak bir Ege kasabasında bahçeli bir eve yerleştiler. Evlerinin alt katında 2011 yılında Harmonia Multidisipliner Ekolojik Tasarım Stüdyosu’nu kurdular. Ekolojik tasarım üzerine eğitim almaya ve uygulamalar yapmaya başladılar. 2016 yılında kendi enerjisini üreten, suyunu hasat eden, orman içinde eğitim çiftliği kurmak üzere Kazdağları’na yerleştiler.
Aynı yıl kızları Asya dünyaya geldi. Yine o yıl “Geleneksel Yapı Teknikleri” adı ile Türkiye’nin ilk ekolojik mimari kitabını yazdı. Çalışmalarına eğitim arazisinde devam etti. 2019 yılında “Benim Atölyelerim” kitabı ile Türkiye’deki zanaatlerin öykülerini, el aletleri kullanım teknikleri ile harmanladığı ikinci kitabını yazdı. Harmonia’da üniversiteler, sivil toplum kuruluşları, kamu kuruluşları ve şirketlere ekolojik tasarım eğitimleri vermekte ve tasarım danışmanlığı yapıyor.
Ulusal ve uluslararası ölçekte ekolojik yerleşkeler, çiftlikler, turizm ve yaşam alanları kuruyor ve danışmanlık üstleniyor. Konferanslar, söyleşiler, köşe yazıları, arazi eğitimleri ile çalışmalarına devam ediyor. Türkiye’de ve dünyada ekolojik yaşamı destekleyen dernek, vakıf ve enstitülerde görev almakta, kurucu üyelik yapıp ve gönüllülük çalışmaları yürütüyor.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…