RTEÜ Su Ürünleri Fakültesi Mikroplastik Araştırma Grubu ekip lideri, Deniz Biyolojisi Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Ülgen Aytan, “Günlük hayatta kullandığımız her türlü plastik çeşitli yollarla denize ulaşıyor. Öğrencilerimizle 300 metrelik kıyı şeridi boyunca 80 kilogram çöp topladık, yüzde 90’ını plastikler oluşturuyor. Bunların içerisinde plastik şişeler ve yiyecek ambalajları çok önemli bir yer tutuyor. Birkaç gün sonra özellikle bir fırtına sonrası bu kıyı şeridine geldiğimizde bu miktar ya da daha fazla plastik bulmamız oldukça olası” dedi.
“Deniz bizim ona gönderdiğimiz plastikleri kusuyor, plajda sonlanıyor” diye konuşan Aytan şunları kaydetti:
“Bu plastikler deniz yaşamı için çok büyük bir tehdit çünkü bir süre sonra yine denize ulaşıyorlar. Akıntı ve rüzgarlarla kıyıya vuruyorlar, kıyıdan tekrar denize, bu iki ortam arasında gide gele her geçen gün ufak parçalara ayrılarak mikroplastiklere dönüşüyorlar, bunların da parçalanması ile birlikte nanoplastikler oluşuyor.”
Doç. Aytan plastiğin global problem ve denizler üzerinde hızla artan en büyük tehdit olduğunu anlattı:
“Plastik üretiminin önümüzdeki yıllarda hızla artması bekleniyor. Günlük hayatta kullanılmaları denizde sonlanmaları demek. Bu artan üretim trendleriyle birlikte yakın gelecekte denizde plastik miktarlarının daha da artmasını bekliyoruz. Olumsuz etkileri laboratuvar çalışmalarıyla doğrulanıyor. Ülkemiz denizlerinde yapılan çalışmalar mikroplastiklerin birçok besinsel seviyeden canlıda, mikroskobik canlılardan tutun da omurgasız canlılara, balıklara, deniz memelilere kadar bulunmakta. Dolayısıyla çeşitli yollarla deniz ortamını tehdit etmekte, iklimimize etki etmekte. Yapacağımız şey plastikleri ciddi anlamda azaltmak.”
Günlük hayatta kullanılan plastiklerin büyük kısmının tek kullanımlık plastiklerden oluştuğunu belirten Doç. Dr. Aytan, “Yapmamız gereken şey öncelikle tek kullanımlık plastikleri hayatımızdan çıkarmak. Yine bertarafın doğru şekilde yapılması lazım. Özellikle Karadeniz’de kıyı boyunca yapılan dolgular ve nehir vadisine yapılan boşaltımlar denize çok büyük bir plastik girdisi sağlıyor. Yerel yönetimlerin bunu göz önünde bulundurarak Karadeniz’e giren plastik miktarını azaltmada büyük çaba sarf etmesi gerek” diye konuştu.
Türkiye sadece Karadeniz’i değil, bütün denizlerini başta plastik olmak üzere çöpe boğan ülkelerin başında geliyor. WWF’nin 2019’da yayımladığı rapora göre, her yıl doğaya terk edilen plastik atıkların 600 bin tonunun yolculuğu Akdeniz’e kadar uzanıyor. Akdeniz bölgesinde atık yönetimi dışında kalan plastik çöplerin yüzde 43.1’i Mısır’da, yüzde 19.1’i Türkiye’de, yüzde 7.6’sı ise İtalya‘da. Bu üç ülkeyi Cezayir ve Fas takip ediyor.
2019 rakamlarıyla Mısır’da doğaya terk edilen plastik atıkların yaklaşık 250 bin tonu Akdeniz’e karışıyor. Türkiye’de bu rakam 110 bin, İtalya’da ise 40 bin.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…