Kategoriler: EkolojiKentManşet

İstanbul’un ısı adaları: Maslak ile Belgrad Ormanı arasındaki sıcaklık farkı 10 derece

İstanbul‘un Maslak bölgesi ve Belgrad Ormanı arasındaki sıcaklık farkı, kentleşmenin çevresel etkilerini açıkça ortaya koyuyor. Meteoroloji Mühendisleri Odası 2. Başkanı Ahmet Köse‘nin belirttiğine göre, bu iki bölge arasında sıcaklık farkı zaman zaman 10 dereceye kadar çıkabiliyor. Bu durum, kentleşmenin doğal alanlar üzerindeki olumsuz etkilerinin somut bir göstergesi.

İstanbul gibi büyük şehirlerde yüksek binalar, asfalt yollar ve betonlaşma, doğal yeşil alanların azalmasına ve şehir içinde ısı adalarının oluşmasına neden oluyor. DHA’nın aktardığına göre Ahmet Köse, yapılan bilimsel çalışmaların, cam giydirme binaların çevre sıcaklığını 3 derece kadar arttırdığını ve asfalt yüzeylerin sıcaklığını 54 dereceye kadar çıkardığını belirtiyor. Bu yapıların şehir sıcaklıklarını önemli ölçüde arttırdığı ve Maslak ile Belgrad Ormanı arasındaki sıcaklık farkının bu yüksek oranlarda olmasına katkı sağladığı vurgulanıyor.

Sessiz tehdit: Yeraltı ısı adaları kentlerin altyapısını riske sokuyor
Kentsel soğutma için çatıları ‘soğuk boyayla’ boyamak 1.5C daha serin hissettiriyor
İstanbul’da Belgrad Ormanı yakınına beton santrali inşaatı: Ne ruhsat, ne izin, ne ÇED var

Şehirleşme ve imar planlamalarında meteoroloji uzmanlarının dinlenmesi gerektiğini savunan Ahmet Köse, “Şehirleşmeyi yeniden bizim tasarlamamız gerekiyor. Artık günümüzde sürdürülebilir şehircilik kavramı hat safhada ön plana çıkmış durumda. Çünkü biz gelecek nesillere artık yaşanabilir şehirler bırakabilmemiz için meteoroloji mühendislerinin sözlerine dikkat ederek, imar planlarında onlara yer vererek imar planlarını yeniden revize etmemiz gerekiyor. Çatı eğiminden, binaların yön seçimine kadar mesela biz kuzey-güney cepheler yapıyoruz. Binalara kuzey-güney istikamette yerleştiriyoruz, batı-doğu istikamette yerleştiriyoruz. Bunlar hakikaten o yöresel şartlara uygun mu? Mesela İstanbul’da hakim rüzgar yönü poyraz olduğu için güneşi maksimum alacak şekilde şehirleri planlamamız gerekiyor. Binaları planlamamız gerekiyor. Zira mimar arsaya bakıyor. Şehre en fazla kaç metrekare alan çıkıyorsa ona göre binayı tasarlıyor ki şu an iyi günlerimiz” diyerek açıkladı.

Gökdelenlerin plansız şekilde yapılması durumunda yaşanacakları değerlendiren Köse, “Her geçen gün, iddia ediyorum her sene sel olayları katlanarak devam edecek, çatı uçmaları katlanarak devam edecek ve orman yangınları katlanarak devam edecek. Bunu önlemenin yolu sürdürebilir şehirleşme ve ulaşım. Orta çağdaki ahşap binaların ısı yalıtımı ile mevcut cam giydirme binaların ısı yalıtımı eşdeğer. Dolayısıyla biz bu evleri karşılamak için kışın sürekli buraları ısıtmak yazın ise soğutmak ile uğraşıyoruz. Bu da hava kirliliğine neden oluyor çünkü sürekli sera gazı salmak zorunda kalıyoruz. Bu kısır döngü devam ettiği sürece bizim sorunlarımız katlanarak devam edecek” dedi.

Paylaş
Yazar:
Haber Merkezi