Manşetİklim Kriziİklim ve Enerji

IPM raporu ‘2050 Net Sıfır’ hedefi için Türkiye’nin yol haritasını çizdi

0

Türkiye’nin, Paris Anlaşması‘na uygun olarak küresel sıcaklık artışını 1,5 derecenin altında tutmak amacıyla ekonomisini 2050’ye kadar karbonsuzlaştırmak için nasıl bir dönüşümden geçmesi gerektiğini ortaya koyan “Türkiye’nin Karbonsuzlaşma Yol Haritası: 2050’de Net Sıfır” başlıklı rapor yayımlandı.

İstanbul Politikalar Merkezi (IPM) tarafından yayımlanan rapor, Dr. Ümit Şahin, Doç. Dr. Osman Bülent Tör, Dr. Bora Kat, Dr. Saeed Teimourzadeh, GTE Carbon Yönetici Ortağı Kemal Demirkol
Venesco Yönetim Kurulu Başkanı Arif Küna, Prof. Dr. Ebru Voyvoda ve Prof. Dr. Erinç Yeldan’ın katılımlarıyla hazırlandı.

‘2050’de Net Sıfır hedefine yaklaşmak mümkün’

Türkiye’nin mevcut Net Sıfır hedefine nasıl ulaşacağına ve güncellenmesi beklenen Ulusal Katkı Beyanı’nın içeriğine dair yayımlanmış ilk çalışma olan bu raporun sonuçlarına göre; Türkiye ekonomisinin fosil yakıtlar terk edilerek, yenilenebilir enerjiye geçilerek, enerji verimliliği ve ilgili sektörlerde elektrifikasyon yoluyla 30 yıl içinde büyük ölçüde karbonsuzlaştırılması ve 2050’lerin başında Net Sıfır hedefine yaklaşılması mümkün.

‘Net ve ölçülebilir hedefler konulmalı’

Raporda kullanılan varsayımlarda mevcut ekonomik yapının temel nitelikleri korunmakta, ağırlıklı olarak enerji dönüşümü ve karbonsuz teknolojilere yapılacak yatırımlara dayanan politika değişikliklerinin sonuçları gösteriliyor. IPM’in raporunda bunun için orta ve uzun vadede net ve ölçülebilir hedeflerin konulması gerektiği belirtiliyor.

Çalışmada yapılan incelemeler sonucunda Türkiye’nin 1990’dan itibaren yaklaşık yüzde 130 artan emisyonlarının 2018’de tepe noktasına çıktıktan sonra azalmaya başladığı ve 2050’de Baz Senaryo’da öngörüldüğü gibi 700 milyon ton yerine Net Sıfır Senaryosu’nda 2018’e göre yüzde 70 azaltımla 130 milyon tona düştüğü ve 1990 seviyesinin yüzde 13 altına indiği ifade ediliyor.

2050’de kalan artık emisyon düzeyinin sanayi prosesleri dahil edilmediğinde 2018 seviyesine göre yüzde 80 azalarak 74 milyon tona düştüğü belirtilen raporda, 1990 seviyesinin yüzde 43 altına indiği aktarılıyor.

‘2030’de yüzde 32 azaltım sağlanabilir’

IPM’in raporunda tüm sektörlerde enerjiden kaynaklanan karbondioksit emisyonlarının 2030’da 2018 seviyesine göre yüzde 37, bütün karbondioksit emisyonları ise 2030’da 2018 seviyesine göre yüzde 32 azaltılabileceğine dikkat çekiliyor.

Raporda ayrıca elektrik üretiminin en hızlı azaltım sağlanacak sektör olmasından hareketle elektrik sektöründen kaynaklanan emisyonların 2030’da yarıya indirilmesinin hedeflenebileceği belirtiliyor.

Kömürden çıkış

Enerji üretiminde kömürün 2035’te tamamen terk edilmesinin hedeflenebileceğinin belirtildiği raporda, elektrik üretiminde doğal gazın, şebeke esnekliğiyle ilgili daha iddialı çözümler üretmek yoluyla 2050’den önce tamamen terk edilebileceği söyleniyor.

Yenilenebilir enerjilere geçiş

Modern yenilenebilir enerjilere de değinilen raporda, rüzgâr, güneş, jeotermal ve biyokütle enerjilerinin kurulu gücünün elektrik kurulu gücündeki payının 2030’da yüzde 50’ye çıkarılabileceği ifade ediliyor.

2030’a kadar her yıl ortalama 3 GW güneş ve 2,5 GW rüzgâr enerjisi santrali yapılarak 2030’da her iki yenilenebilir enerji kurulu gücünün yaklaşık 35 GW’ye ulaştırılmasının hedefler dahilinde olabileceğine değinilen çalışmada, “Elektrikli araçların toplam binek araçları arasındaki oranının 2030’da en az yüzde 20’ye, toplu taşımada ve yük taşımada kullanılan araçlar arasındaki oranının en az yüzde 10’a çıkarılması hedeflenebilir” ifadeleri kullanılıyor.

Sanayi emisyonları

Binalarda kömür kullanımının en kısa zamanda sonlandırılması, doğal gazdan elektriğe geçilmesi ve ısı pompalarının kullanımının hızlandırılması yoluyla 2030’da 2018 seviyesine göre yüzde 50 emisyon azaltımının hedeflenebileceğinin belirtildiği raporda “Sanayi ve diğer üretici sektörlerin enerji tüketiminden kaynaklanan emisyonları 2018 seviyesine göre 2030’da yüzde 26, 2050’de yüzde 67 azaltılabilir, ancak sanayi proseslerinden kaynaklanan emisyonların azaltılabilmesi ve tüm sanayi emisyonlarının daha hızlı düşürülmesi için enerji verimliliği, elektrifikasyon, yeni teknolojiler, yeşil hidrojen ve CCSU konusunda araştırma ve geliştirme çalışmaları yapılması gerekmektedir” sözlerine yer veriliyor.

Tarımdan kaynaklı emisyonların azaltımı ve atık kontrolü politikası

Çalışmanın en önemli kısıtlarından birinin bütün sera gazlarını kapsamaması ve ekonomi genelinde emisyon azaltımını öngörmemesi olduğunun belirtildiği raporda “Sera gazları içinde CO2 dışındaki en önemli paya sahip olan CH4 ve N2O emisyonlarının azaltılması için sadece fosil yakıt kullanımında ve sanayide alınacak önlemler yeterli değildir. Özelikle tarımdan kaynaklanan emisyonların azaltılması ve atıkların kontrolü için politikalar geliştirilmelidir” sözlerine yer veriliyor.

Ayrıca raporda Türkiye’nin ekonomi genelinde sera gazı emisyonları azaltım hedefini belirlemek ve 2050’lerde net sıfır sera gazı emisyonu hedefini yakalayabilmek için CO2 dışındaki sera gazlarının nasıl azaltılacağını da modelleyen çalışmalara ihtiyaç olduğu vurgulanıyor.

Türkiye’nin iklim politikaları nasıl iyileştirilebilir?

Son olarak söz konusu çalışmanın içerdiği azaltım patikasını da kapsayan senaryoları da farklı metodoloji ve varsayımlarla tekrar tekrar çalışılması, dönüşümün maliyet ve yan faydalarını belirleyen araştırmaların da yapılması ve çalışma sonuçlarının şeffaf biçimde kamuoyuyla paylaşılmasının önemli olduğuna değiniliyor. IPM’in raporunda “Türkiye’nin iklim politikaları ancak bilimsel çalışmalara dayalı olarak ve müzakereci bir politika yapım süreciyle iyileştirilebilir” önerisinde bulunuluyor.

More in Manşet

You may also like

Comments

Comments are closed.