Dünyada ve Türkiye’de ilk kez düzenlenen IPEC 2024 Türetim Ekonomisi Konferansı, İstanbul’da yoğun bir katılımla başladı.
Kadir Has Üniversitesi Cibali kampüsünde gerçekleşen konferansta, Alternatif ve Yeni Ekonomiler, Degrowth, Donut Ekonomisi, Post Growth, Sosyal Ekonomi, Dayanışma Ekonomisi, Kamu Yararı Ekonomisi, Türetim Ekonomisi, Hareket Oluşturma, Yeşil Politika, Yerel Para Birimleri gibi başlıklar inceleniyor; uluslararası pek çok konuşmacı ve katılımcı ağırlanıyor.
Konferansın ilk gününde, küresel ekonomik büyümenin sonu ve alternatif ekonomik sistemlerin gerekliliği üzerinde duruldu. Bu kapsamda, degrowth (küçülme) hareketi, Doughnut (simit) ekonomisi ve ortak iyilik ekonomisi gibi yeni ekonomik modeller tartışıldı.
Konferansın sabah oturumunda ilk konuşmayı degrowth hareketinin liderlerinden Vincent Liegey yaptı. Liegey, Amerika Birleşik Devletleri’nde halkın yüzde yetmişinin “çevreyi korumanın ekonomik büyümeden daha önemli olduğuna” inandığını belirterek, ekonomik büyümenin sonunun kaçınılmaz olduğunu söyledi. “Yeni bir sisteme geçilmesi şart” diyen Liegey, mevcut ekonomik sistemin sonsuz büyüme üzerine kurulu olmasının sürdürülebilir olmadığını vurguladı.
Partnerlerinden olduğumuz Türetim Ekonomisi Konferansı’nın ilk gününü tamamladık!#IPEC2024 @TuretimED pic.twitter.com/6J8MM38DLl
— İklim Öncüleri (@IklimOnculeri) May 29, 2024
Doughnut ekonomisi: Adil paylaşım ve sürdürülebilirlik
Günün ikinci konuşmacısı Doughnut ekonomisinin temsilcisi Erinch Sahan, 20. yüzyılda finansal sermayenin öncelikli olduğunu, ancak gezegenin sınırlarının ve sosyal adaletin öneminin o dönem bilinmediğini ifade etti. Sahan, Doughnut Ekonomisi’nin dünyanın kaynaklarına saygılı ve refahın adil paylaşımına dayanan yenilikçi bir model olduğunu belirtti. “Ekonomik büyüme gerçekçi bir kavram değil” diyerek, kaynakları sınırlı olan bir gezegende sonsuz büyümenin mümkün olmadığını vurguladı.
Günün üçüncü konuşmacısı Christian Felber, ortak iyilik ekonomisinin insan haklarını, adaleti ve sürdürülebilirliği teşvik eden bir ekonomik sistem olduğunu söyledi. Bu modelin, iş kararlarını evrensel değerlere uygun olarak yönlendirdiğini belirtti. Felber’in ardından konuşan Georgia Bekridaki, sosyal dayanışma ekonomisinin kapitalizme alternatif olabileceğini ve kooperatiflerin toplumsal eşitsizlikleri gidermede önemli rol oynadığını vurguladı.
Konferansın ikinci günü, ekonominin nasıl daha adil ve etik hale getirilebileceği üzerine yapılan ilginç sunumlarla devam etti.
World Fair Trade Organization CEO’su Leida Rijnhout, kâr maksimizasyonunun ana hedef olmadığı, çevresel ve sosyal maliyetlerin fiyata dahil edildiği bir iş devriminin gerekliliğini savundu. Rijnhout, toplumu yeniden inşa etmemiz gerektiğini ve küçük ölçekli işletmelere daha fazla önem verilmesi gerektiğini belirtti.
Good Market’in kurucusu Amanda Kiessel, mevcut ekonomik sistemin iklim değişikliği, eşitsizlik ve açlık gibi sorunların temelinde yattığını belirterek, ekonomik sistemin yeniden yapılandırılması gerektiğini söyledi. Kiessel, kuralların ve bağlantıların değiştirilmesi gerektiğini ve farklı gruplar arasında işbirliğinin önemini vurguladı.
Good4Trust.org’dan Ece Satıcı, türetim ekonomisinin ekolojik ve sosyal açıdan adil bir üretim modeli olduğunu anlattı. Bu sistemin, doğaya ve topluma minimum negatif etki yapmayı hedeflediğini belirtti. Satıcı, ekonomik sistemlerin doğadaki döngüsel ekosistemlerden ilham alarak kurulması gerektiğini savundu .
IPEC 2024 Türetim Ekonomisi Konferansı, sürdürülebilir ve adil ekonomik modellerin tartışıldığı önemli bir platform olmaya devam ediyor. Konferans, küresel ekonomik büyümenin sonu, yeni ekonomik modeller ve toplumsal dayanışma üzerine yapılan sunumlarla katılımcılara yeni perspektifler sunuluyor.