İllüstrasyon: Sarah Grillo
Joe Biden ABD başkanlık yarışı tarihindeki en yüksek oy miktarını alarak rakibi Donald Trump’ın başkanlık görevine son verdi. Bu seçimin önceki seçimlerden bir farkı da iklim krizinin ilk kez seçimin merkezinde yer alması oldu.
Seçmenler sadece Demokrat Parti’ye değil Biden’ın uluslararası iklim diplomasisini benimseme ve temiz enerji ve yeşil işleri desteklemek için 2 trilyon dolardan fazla harcama sözüne de oy verdi.
Anketler ise ABD halkının tarihte ilk kez iklim politikalarını desteklemeye bu kadar hevesli olduğunu gösteriyor. Morning tarafından seçim sonrasında yapılan anket, Biden’a oy verenlerin yüzde 74’ü için iklim değişikliğinin ‘çok önemli’ olduğunu gösterdi. Fox News ve Associated Press tarafından yapılan bir başka anket ise bütün seçmenlerin yüzde 67 oranında iklim planlarını desteklediğini ortaya koydu.
Zafer konuşmasını yapan Biden da bu durumun farkında olarak “Bize Covid, ekonomi, iklim değişikliği ve sistematik ırkçılıkla ilgili eyleme geçmek için açık bir yetki verdiler” ifadelerini kullandı. Peki Biden’ın zaferi iklim kriziyle mücadelede ne anlama geliyor? Biden neler vadetti ve önündeki engeller neler?
Başkan Donald Trump’ın ilk kez Haziran 2017’de duyurduğu Paris İklim Anlaşması‘ndan çıkma niyetiyle ilgili 4 Kasım 2019’da yaptığı resmi başvuru, bir yıl sonra yürürlüğe girdi.
Böylece dünyanın ikinci büyük sera gazı salıcısı, küresel iklim değişikliğiyle mücadele paktının dışına çıktı ve ABD, anlaşmayı imzalayan 197 ülke içinden çekilen tek ülke oldu.
Biden, seçildiği taktirde Paris Anlaşması’na yeniden katılma sözü vermişti. Paris’e yeniden katılmak uluslararası iklim eylemi için önemli bir destek olacak. Ancak birçok eyalette anlaşmayı uygulamaya karşı güçlü bir muhalefet ile karşılaşması da oldukça muhtemel.
Her ne kadar ABD’de pek çok eyalet, şehir ve yerel yönetim güçlü iklim eylemi planlarına kaydolsa da bazıları bunu yaparken yasal zorluklarla karşılaşıyor.
Anlaşma uyarınca tüm ülkelerin beş yılda bir sera gazı emisyonlarını sınırlamak için Ulusal Katkı Beyanları’nı (NDC) açıklaması gerekiyor. Bu da 2030 yılı için yeni hedefler öngören NDC’lerin bu yıl sonuna kadar açıklanması gerektiği anlamına geliyor.
Guardian’ın aktardığına göre Biden, bu süreyi kaçıracak. Ancak verdiği söz onu önümüzdeki Kasım ayında gerçekleşecek BM Hükümetler Arası İklim Değişikliği 26’ncı Taraflar Konferansı’na (COP26) kadar bu taahhüttü açıklaması için zorlayacak.
Biden’ın seçim öncesindeki en iddialı vaatlerinden biri ise 2050 yılında ülke genelinde net sıfır emisyona ulaşma, 2035 yılına kadar da enerji sektöründe net sıfır emisyona ulaşma sözü oldu. Ayrıca bu plan çerçevesinde temiz enerji alt yapısına iki trilyon doların üzerinde bütçe ayıracağını belirtmişti.
Bu sözün uygulanması ABD emisyonlarının 30 yıl içerisinde 75 gigaton karbondioksit veya eşdeğerinde azalma olacağı anlamına geliyor. Climate Action Tracker tarafından yapılan hesaplamalar bunun ise 2100 yılına kadar yaklaşık 0.1 derecelik bir sıcaklık artışını önlemeye yeterli olacağını gösteriyor.
Ancak Biden’ın iddialı eylem planlarını uygulamaya geçirmesi Senato’da Demokrat Parti’nin ne kadar etkili olabileceğine bağlı. Şu anda Cumhuriyetçilerin ağırlığındaki Senato’da bu planların kabul edilme ihtimali de oldukça düşük görünüyor.
Eğer planlara yasal itirazlar getirilirse bu kez de Biden’ın ilerici planlarına ilişkin kararı son derece muhafazakar ağırlıkta olan yüksek mahkeme verecek.
Her ne kadar Senato ve Yüksek Mahkeme açısından Biden’ın eli kolu bağlı gözükse de gene de başkanlık pozisyonunu kullanarak alabileceği birçok karar bulunuyor.
Ayrıca Biden’ın başkanlık yetkileri arasında ülke çapında iklim acil durumu ilan etmek de bulunuyor. Bu da ona, elektrikli araçların üretimini artırmak ve güneş panelleri veya diğer malzemelerin üretiminin artırılması gibi endüstriye dair birçok politikayı doğrudan uygulama yetkisi verebilir.
Elbette bütün bunları yapıp yapmayacağı verdiği sözlere ne kadar bağlı kalacağına ve hem Demokrat Parti hem de Cumhuriyetçi Parti içerisinde etkili olan fosil yakıt lobisine karşı direnmek için ne kadar kararlılık göstereceğine bağlı. ‘
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…