İklim değişikliği kadınları orantısız etkiliyor, müzakereler yerinde sayıyor

Postdam Enstitüsü İklim Etki Araştırmaları‘ndan (PIK) bilim insanları tarafından yapılan yeni bir araştırma, iklim değişikliği deneyimlerinde cinsiyetler arasındaki farklılıkları inceledi.

İklim değişikliğinin neden olduğu sıcaklık artışları ve aşırı hava olayları kadınları ve farklı cinsiyet çeşitliliğine sahip kişilere zarar vermeye devam ediyor.

Sel ve kuraklık gibi aşırı hava olayları yaşandığında kadınların yönettiği kırsal hanelerde daha fazla gelir kaybı yaşanıyor.

BM; Kadınların yüzde birinden azı cinsiyet eşitliğinin sağlandığı bir ülkede yaşıyor
Guterres: Toplumsal cinsiyet eşitliğine 300 yıl uzağız
G20 ülkeleri iklim politikalarında toplumsal cinsiyet eşitliğini gözetmiyor

Bazı çalışmalar iklim değişikliği felaketleri esnasında ve felaketlerden sonra hem çocuk evliliklerinin hem de kadınlara ve kız çocuklara yönelik şiddetin arttığını gösteriyor. Hindistan‘daki kadın tarım işçileri arasında yapılan bir araştırma ise kuraklık nedeniyle yerinden olma ile rahim yapılarının çıkarılması operasyonları arasında bir ilişki olduğunu buldu.

Ev işeri ve çocuklarla ilgilenmek gibi sorumluluklar, finansal kaynaklara erişim sıkıntısı ve cinsel taciz gibi sorunlar, kadınların iklim değişikliği müzakereleri katılımı için engel oluştuyor.

Su aramak için harcanan süre iki kat artacak

347 farklı bölgeden veri toplayan PIK araştırmacıları, artan sıcaklıkların ve değişen yağış rejimlerinin 2050 yılına kadar kadınların su aramak için harcadığı zamanın küresel olarak yüzde 30, bölgesel olarak ise yüzde 100 arttıracağını buldu.

Araştırmanın baş yazarı Robert Carr Climate Home‘a, bu artışın yol açacağı fiziksel ve psikolojik strese dikkat çekerek iklim değişikliğinin cinsiyetler üzerindeki etkisi ele alınırken yoksulluktan veya insanların hayatlarını iyileştirme potansiyellerinin nasıl etkilendiğinden pek bahsedilmediğini söyledi.

Su arama zamanındaki artış eğitim, dinlenme veya çalışma gibi faaliyetlere daha az zaman ayrılması anlamına geliyor.

Bulgulara göre kadınların çalışma zamanını kaybetmesinin maliyeti 2050 yılında kadar ülke başına yıllık 10 milyon dolardan başlayarak yüz milyonlarda dolara ulaşabilir.

Bonn müzakereleri yetersiz kaldı

Henüz iklim değişikliğinin cinsiyet eşitsizlikleri konusunda atılan adımlar yetersiz. Bu ay başında Bonn‘daki iklim görüşmelerinde kadınların iklim değişikliğinin etkilerinden orantısız olarak etkilendiğine dair sunulan kanıtlara rağmen ilerleme kaydedilemedi.

Bonn müzakerelerinden COP25‘te kabul edilen BM girişimi Lima Cinsiyet Çalışma Programı‘nın (LWP) daha güçlü bir şekilde güncellenmesi bekleniyordu. 2025 yılında güncellenmesi kararlaştırılan LWP, cinsiyet dengesini iyileştirmek ve Paris Anlaşması kapsamında kabul edilen taahhütlere toplumsal cinsiyet boyutunu da dahil etmeyi amaçlıyor.

Ancak Bonn müzakerelerinde LWP tartışmaları oldukça ağır ve gergin geçti. Şimdi ise gözler programın finalize edileceği BM Taraflar Konferansı – COP29‘a çevrildi.

İklim müzakerelerinde cinsiyet eşitsizlikleri ele alınmalı

Carr, araştırma bulgularının yerel ve ulusal düzeyde bir etki yaratabilmesi için hükümet yekililerinin COP gibi görüşmelerde bu tür araştırmalara yer vermesi gerektiğine dikkat çekiyor.

Ayrıca bu yıl COP29’da ülkelerin cinsiyete duyarlı iklim eylem planları hazırlaması ve resmi delegasyonlarında cinsiyet dengesini iyileştirmeye yönelik adımlar atması gerekiyor.

Kadınlar, COP28’de hükümet delegasyonlarının yalnızca yüzde 34’ünü oluşturuyordu ki bu oran 10 yıl önceki oranla aynı. Katılım sayısındaki eşitsizliklerin yanında kadın konuşmacıların süreleri de erkek konuşmacılara göre daha düşük.

Tepkiler ses getirdi: Azerbaycan’dan COP29 komitesine ‘kadın’ güncellemesi

COP29 müzakerelerinde iklim ve cinsiyet sorunlarının birbiri ile kesişen ırksal ve sınıfsal ayrımcılıklar gibi diğer sorunlarla bir arada ale alınması gerekiyor.

Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu‘nun (UNFPA) iklim eylemi lideri Angela Baschieri, “BM iklim süreçlerinden toplumsal cinsiyet taahhütlerinin daha iddialı olamsı ve ülkelerin toplumsal cinsiyet eşitsizliğini ele almaya yönelik eyleme dönüştürülebilir hedefler” belirlemesi gerektiğini söyledi.

Paylaş
Yazar:
Yeşil Gazete