İklim bilimcilerinden kırmızı alarm: Artık ‘keşfedilmemiş’ bir bölgedeyiz

Binlerce bilim insanından oluşan bir koalisyon, 2019 Dünya Bilim İnsanlarının İklim Acil Durumuna İlişkin Uyarısı’nı güncelleyerek , dünyanın “kuşatma altında” olduğunu ve “keşfedilmemiş bölgeye” girildiği uyarısında bulundu.

BioScience Dergisi’nde yayımlanan raporun, 15.000’den fazla imzacısı, son yıllarda yaşanan çok sayıda sıcaklık rekorunun, gezegenin “yaşam belirtilerine” yönelik ciddi tehditlere işaret ettiğini belirtti. Bu terim, insan nüfusu ve enerji tüketiminden Brezilya Amazon yağmur ormanlarının kaybına kadar uzanan 35 göstergeyi ifade ediyor. Rapora göre bu hayati belirtilerin 20’si şu anda rekor düzeyde aşırılıklar gösteriyor.

Beklenmedik yerlerde büyük felaketler

Rapora göre, temel sera gazlarından üçü olan karbondioksit, nitröz oksit ve metan rekor seviyelerde ve ortalama küresel CO2 konsantrasyonu, sınır kabul edilen milyonda 350 parça sınırının çok üzerinde. Yazarlar ayrıca 2023’te kayıtlara geçen en sıcak yaz mevsiminin yaşandığını ve muhtemelen şimdiye kadar kaydedilen en sıcak yıllar arasında yer alacağını söylüyor.

Okyanus asitliği, buzul kalınlığı ve Grönland buz kütlesi tüm zamanların en düşük seviyelerine ulaştığına,  okyanusların her zamankinden daha sıcak olduğuna dikkat çekilen çalışmada, bunun denizde can kaybından, gezegenin daha önce gördüğü türden yoğun tropik fırtınalara kadar uzanan çok yönlü etkilere sahip olacağına dikkat çekiliyor. 2023’teki aşırı hava koşullarının, kuzey Çin ve başta Libya olmak üzere Akdeniz‘de binlerce kişiyi öldüren sel ve güçlü fırtınalar gibi  alışılmadık bölgelerde tehditlerin ortaya çıktığı da vurgulanıyor.

Makalede, ayrıca bazı çevrelerin “yeşil toparlanma” umutlarına rağmen, fosil yakıt kullanımının, Covid-19 kapanmalarının sona ermesinin ardından hızla arttığı belirtiliyor. Buna göre, yenilenebilir enerji tüketimi 2021 ile 2022 arasında yüzde 17 arttı, ancak fosil yakıt enerji tüketimi hala yaklaşık 15 kat daha fazla ve Rusya‘nın Ukrayna‘yı işgali Avrupa‘nın bazı bölgelerinde yenilenebilir enerjiye geçişi hızlandırırken, bazı ülkeler sonunda Rusya’nın kömür ve gaz kaybını telafi edebilir. Fosil yakıt sübvansiyonları ise işgalden bu yana yüzde 107 arttı.

Yazarlar, küresel ağaç kaybı oranının, özellikle Amazon‘daki tahribatın en büyük mimarlarından olan eski Brezilya devlet Başkanı Jair Bolsonaro‘nun iktidardan ayrılması sonucunda yüzde 9.7 oranında azalmış olmasına karşın gezegenin ormansızlaşmayı tersine çevirme yolunda olmadığını ve yıkıcı Kanada orman yangınlarının hem ormansızlaşmaya hem de karbon emisyonlarına katkıda bulunduğunu yazdı.

Makalenin sonuç kısmında bilim insanları, büyük zorluklardan birinin geleneksel ekonomik büyüme fikri ile çevresel hedefler arasındaki çatışma olduğuna dikkat çekti:  “Bu nedenle ekonomimizi, zenginlerin aşırı tüketimi yerine tüm insanların temel ihtiyaçlarının karşılanmasını destekleyen bir sisteme dönüştürmemiz gerekiyor.

2019’da küresel emisyonların yüzde 48’inin emisyon salan en zengin yüzde 10’luk kesim tarafından oluşturulduğunu, en alttaki yüzde 50’nin ise sadece yüzde 12 emisyon yaydığını hatırlatan uzmanlar, “Yalnızca karbon azaltımına ve iklim değişikliğine odaklanmak yerine, altta yatan ekolojik aşma sorununu ele almak, uzun vadede bu zorluklarla başa çıkmamız için bize en iyi şansı verecektir. Bu, Dünya üzerindeki tüm yaşam için derin bir fark yaratma anımızdır ve zamana karşı dayanıklı bir değişim mirası yaratmak için bunu sarsılmaz bir cesaret ve kararlılıkla kucaklamalıyız” dedi.

Paylaş
Yazar:
Yeşil Gazete