İklim Adaleti Koalisyonu, yarın (28 Kasım) TBMM‘ye gidecek Ekokırım Yasası için acil eylem çağrısında bulundu:
“Bizler, iklim krizinin nedenini sadece kuramsal hesaplamalara indirgenen karbon emisyonları olarak değil, kar amaçlı ekonomi-politik rejim olarak gören ekoloji örgütlerinin, emek ve meslek örgütleriyle ve bireylerin oluşturduğu İklim Adaleti Koalisyonu olarak; Ekokırım yasasının bir an önce çıkarılmasını yaşam alanlarının, yaban hayatını, havanın, suyun ve toprağın var olabilmesi için hayati önemde görüyoruz. Ekokırım Çalışma Grubu 28 Kasım’da TBMM’ye tüm Türkiye’den topladığımız 25 bin ıslak imzayı teslim edecek.”
Ekolojik krizi derinleştiren sermayeye karşı, havaya, suya ve gıdaya erişimde gün geçtikçe daha fazla zorlanan milyonlara işaret eden İklim Adaleti Koalisyonu şu ekokırım tahribatlarını sıralayarak bunların suç sayılması gerektiğini, bu kapsamda Ekokırım Yasası’sının kabul edilmesi gerektiğini bildirdi:
“Doğayı ve tüm yaşam alanlarını yok edenlerin fiili olarak sahip oldukları yasal dokunulmazlık kılıfını ortadan kaldıralım, Ekolojik yıkıma neden olabilecek fiiller gerçekleşmeden önce önleyelim” çağrısında bulunan koalisyon üyeleri ayrıca şu ifadeleri kullandı:
“Ancak ekokırımı suç saymasını beklediklerimiz ekokırım suçu işlemeye devam ediyor. Bu yıkımı yaratan veya göz yuman şirketlere, hükümetlere, bakanlık yetkililerine ve idarecilere yönelik yargı yolu açılsın. Bizler sadece ekokırımın iç hukukumuzda suç olarak tanımlamasıyla yetinmiyoruz, Bizim istediğimiz çok basit ve açık: Ekokırım kavramı, yerleşilen yer ve yaşam alanı anlamına gelen ‘eko’nun kırıma uğratıldığını anlatıyor. Biz evimizi, yuvamızı ortadan kaldıranlara karşı, kurdun, kuşun, insanın, tüm canlıların yuva hakkını savunuyoruz. Yuvamızı bir avuç kar için şirketlere ve devletlere vermeyeceğiz.”
“Eko”, Yunancadaki “oikos” yani, ev anlamının Türkçedeki anlam karşılığı olan, yerleşilen yer ve yaşam alanı anlamları ile “kırım” yani, yok etmek, öldürmek, varlığını sistematik bir biçimde ortadan kaldırmak anlamlarının bir araya gelmesi ile oluşmuş, yeni bir adlandırma (neoloji) ile dilimize kazandırılmış bir sözcüktür.
70’li yıllardan itibaren hukukun konusu olan ekokırımın uluslararası hukukta ve ülkelerin iç hukuklarında tanınması için çalışmalar tüm dünya genelinde yürütülüyor. Bu çabalardan birisi de ekokırımın, Lahey’deki Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin baktığı dört temel suça (insanlığa karşı işlenen suçlar, soykırım, savaş ve saldırı suçları) eklenerek beşinci suç olarak kabul edilmesi.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…