İklim Kriziİklim ve EnerjiManşet

IEA: Petrol ve gaz endüstrisi için kader anı

0

Uluslararası Enerji Ajansı‘nın (IEA) bugün yayınlanan ‘Net Sıfıra Geçişte Petrol ve Gaz Endüstrisi‘ başlıklı yeni raporu, enerji ve iklim hedeflerine ulaşmak üzere endüstri üzerindeki etkileri ve fırsatları analiz ediyor.

Rapora göre;

  • 2050’ye kadar küresel net sıfır emisyona ulaşan bir senaryoda, talepteki keskin düşüşler, yeni uzun vadeli konvansiyonel petrol ve gaz projelerini atıl bırakacak.

  • 1,5°C senaryosuna uyum sağlamak için sektörün kendi emisyonlarının 2030’a kadar yüzde 60 oranında azalması gerekiyor.

  • En yüksek emisyona sahip petrol ve gaz üreticilerinin emisyon yoğunluğu şu anda en düşük emisyona sahip olanlardan beş ila on kat daha fazla ve bu da dönüşüm için büyük bir potansiyel olduğunu gösteriyor.

  • Şu anda petrol ve gaz sektörüne her yıl yapılan 800 milyar ABD dolarlık yatırım, ısınmayı 1,5°C ile sınırlayan bir patikada 2030’da yapılması gerekenin iki katına karşılık geliyor.

  • Petrol ve gaz endüstrisi 2022’de temiz enerji teknolojilerine yaklaşık 20 milyar ABD doları yatırım yaptı; bu rakam 2022 yılındaki toplam sermaye harcamalarının yüzde 2,7’sini (ve temiz enerjiye yapılan toplam yatırımın yüzde 1,2’sini) temsil ediyor. Bunun yüzde 60’ından fazlasını dört şirket karşıladı: Her biri toplam bütçelerinin yaklaşık yüzde 15-25’ini temiz enerjiye harcayan Equinor, TotalEnergies, Shell ve BP.

  • Paris Anlaşması‘nın amaçlarına uyum sağlamak isteyen üreticilerin, kendi faaliyetlerinden kaynaklanan emisyonları azaltmak için gereken yatırıma ek olarak, 2030’a kadar sermaye harcamalarının yüzde 50’sini temiz enerji projelerine ayırmaları gerekiyor.

‘Petrol ve gaz endüstrisi COP28’de bir dönüm noktasıyla karşı karşıya’

Dubai‘deki  COP28 iklim zirvesi öncesinde yayınlanan özel rapor, küresel petrol ve gaz sektörünün faaliyetlerini Paris Anlaşması’nın hedefleriyle uyumlu hale getirmek için neler yapması gerektiğini ortaya koyuyor.

En son IEA projeksiyonlarına göre, bugünkü politikalarla dahi, hem petrol hem de gaza yönelik küresel talep 2030 yılına kadar zirveye ulaşacak. İklim değişikliğiyle mücadelede daha güçlü adımlar atılması, her iki yakıta yönelik talepte de net düşüşler anlamına gelecek. Buna göre; hükümetlerin ulusal enerji ve iklim taahhütlerini tam olarak yerine getirmeleri halinde, talep 2050’ye kadar bugünkü seviyesinin yüzde 45 altına düşecek. Küresel ısınmayı 1,5 °C ile sınırlama hedefini ulaşılabilir kılmak için gerekli olan yüzyılın ortalarında net sıfır emisyona ulaşma yolunda, petrol ve gaz kullanımı 2050’ye kadar yüzde 75’ten fazla azalacak.

Ancak rapora göre, küresel enerji arzının yarısından fazlasını sağlayan ve dünya çapında yaklaşık 12 milyon işçi istihdam eden petrol ve gaz sektörü, temiz enerji sistemine geçişte en iyi ihtimalle  marjinal bir güç oldu. Petrol ve gaz şirketleri şu anda küresel temiz enerji yatırımlarının sadece yüzde 1’ini oluşturuyor ve bunun yüzde 60’ı sadece dört şirketten geliyor.

IEA Başkanı Dr. Fatih Birol da rapora ilişkin açıklamada bulunarak “Petrol ve gaz endüstrisi Dubai’deki COP28’de bir dönüm noktasıyla karşı karşıya. Dünya giderek  kötüleşen bir iklim krizinin etkilerini yaşarken, her zamanki gibi iş yapmaya devam etmek ne sosyal ne de çevresel açıdan sorumlu bir yaklaşımdır” diyor ve şunları aktarıyor:

“Dünyanın dört  bir yanındaki petrol ve gaz üreticilerinin küresel enerji sektöründeki gelecekteki yerleri hakkında derin kararlar almaları gerekiyor. Sektörün, dünyanın enerji ihtiyaçlarını ve iklim hedeflerini  karşılamasına gerçekten yardımcı olma taahhüdünde bulunması gerekiyor – bu da inanılmaz büyük miktarlarda karbon yakalamanın çözüm olduğu yanılsamasından vazgeçmek anlamına geliyor. Bu özel rapor, petrol ve gaz şirketlerinin temiz enerji ekonomisinde gerçek bir pay sahibi olurken, dünyanın iklim değişikliğinin en ciddi etkilerinden kaçınmasına yardımcı olacak adil ve uygulanabilir bir yol gösteriyor.”

‘Sektörün emisyonlarının 2030’a kadar yüzde 60 azalması gerekiyor’

Küresel petrol ve gaz endüstrisi, küçük, uzmanlaşmış operatörlerden devasa ulusal petrol şirketlerine kadar geniş ve çeşitli bir oyuncu yelpazesini kapsıyor. Dikkatler genellikle özel sektörün büyük  şirketlerinin rolüne odaklanır, ancak bu şirketler küresel petrol ve gaz üretiminin ve rezervlerinin yüzde 13’ünden daha azına sahip.

Petrol ve gazın üretimi, taşınması ve işlenmesi, küresel enerji kaynaklı sera gazı emisyonlarının yaklaşık yüzde 15’ine yol açıyor – bu oran ABD’nin enerji kaynaklı tüm sera gazı emisyonlarına eşit. Mevcut durumda, kendi emisyonlarını azaltma hedefleri olan şirketler, küresel petrol ve gaz üretiminin yarısından daha azını gerçekleştiriyor.

1,5 °C senaryosuna uyum sağlamak için sektörün kendi emisyonlarının 2030 yılına kadar yüzde 60 oranında azalması gerekiyor. En yüksek emisyona sahip petrol ve gaz üreticilerinin emisyon  yoğunluğu şu anda en düşük emisyona sahip olanlardan beş ila on kat daha fazladır ve bu da  iyileştirmeler için büyük bir potansiyel olduğunu gösteriyor. Ayrıca, petrol ve gaz faaliyetlerinden kaynaklanan toplam emisyonların yarısını oluşturan metan emisyonlarını azaltmaya yönelik stratejiler iyi biliniyor ve genellikle düşük maliyetle uygulanabilir.

Net sıfır emisyona geçişte petrol ve gaz üretimi büyük ölçüde azalsa da, 1,5°C senaryosunda bile ortadan kalkmayacaktır. Rapora göre, enerji arz güvenliğini sağlamak ve emisyonların azaltılmasının daha zor olduğu sektörlere yakıt sağlamak için petrol ve gaz arzına bir miktar yatırım yapılması gerekiyor. Ancak her petrol ve gaz şirketi üretimini sürdüremeyecek; bu da üreticilerin  gelecekteki harcamaları konusunda bilinçli kararlar verebilmeleri için tüketicilerin yönleri ve hızları konusunda net sinyaller göndermelerini gerektiriyor.

Şu anda petrol ve gaz sektörüne her yıl yapılan 800 milyar ABD doları tutarındaki yatırım, ısınmayı 1,5°C ile sınırlayan bir patikada 2030 yılında gerekli olanın iki katına karşılık gerekiyor. Bu senaryoda, talepteki  düşüşler, yeni uzun vadeli konvansiyonel petrol ve gaz projelerine ihtiyaç duyulmayacak kadar keskin. Hatta bazı mevcut petrol ve gaz üretiminin durdurulması gerekecek.

Net sıfıra geçişte, petrol ve gaz zaman içinde daha az kârlı ve daha riskli bir iş haline gelecek. Raporun analizi, tüm ulusal enerji ve iklim hedeflerine ulaşılması halinde özel petrol ve gaz  şirketlerinin bugünkü değerinin 6 trilyon ABD dolarından yüzde 25, dünyanın küresel ısınmayı 1,5°C ile  sınırlama yolunda ilerlemesi halinde ise yüzde 60’a varan oranda düşebileceğini ortaya koyuyor.

Bu zorluklara rağmen önümüzde fırsatlar var. Rapor, petrol ve gaz sektörünün temiz enerji geçişleri için bazı önemli teknolojileri ölçeklendirmek için iyi bir konumda olduğunu ortaya koyuyor. Aslında, 2050 yılında karbondan arındırılmış bir enerji sisteminde tüketilen enerjinin yaklaşık yüzde 30’u, hidrojen, karbon yakalama, açık deniz rüzgârı ve sıvı biyoyakıtlar gibi sektörün beceri ve  kaynaklarından faydalanabilecek teknolojilerden geliyor.

Ancak bunun için sektörün finansal kaynaklarını tahsis etme biçiminde bir adım değişikliğe gidilmesi  gerekiyor. Petrol ve gaz endüstrisi 2022 yılında temiz enerjiye yaklaşık 20 milyar ABD doları veya toplam sermaye harcamalarının yaklaşık yüzde 2,5’i oranında yatırım yaptı. Rapor, Paris Anlaşması’nın amaçlarına uyum sağlamak isteyen üreticilerin, kendi faaliyetlerinden kaynaklanan emisyonları azaltmak için gereken yatırıma ek olarak, 2030 yılına kadar sermaye harcamalarının yüzde 50’sini temiz enerji projelerine ayırmaları gerektiğini ortaya koyuyor.

‘Temiz enerjideki ilerleme petrol ve gaz üreticileri olsa da olmasa da devam edecek’

Rapor ayrıca, şu anda birçok firmanın geçiş stratejilerinin temelini oluşturan karbon yakalamanın statükoyu korumak için kullanılamayacağını belirtiyor. Petrol ve doğal gaz tüketiminin günümüz  politikaları çerçevesinde öngörüldüğü şekilde gelişmesi halinde, sıcaklık artışının 1,5°C ile  sınırlandırılması için 2050 yılına kadar, 23 milyar tonu doğrudan hava yakalama yoluyla olmak üzere,  32 milyar ton karbonun kullanım veya depolama amacıyla yakalanması gerekecektir. Bu teknolojilere  güç sağlamak için gereken elektrik miktarı, bugün dünyanın tüm elektrik talebinden daha fazla  olacak.

Dr. Birol, “Fosil yakıt sektörü şimdi zor kararlar vermek zorunda ve bu seçimlerinin önümüzdeki on  yıllar boyunca sonuçları olacak” diyor ve ekliyor:

“Temiz enerjideki ilerleme petrol ve gaz üreticileri olsa da olmasa da devam edecek. Ancak, net sıfır emisyona giden yolculuk, sektörün bu yolda olmaması halinde daha maliyetli ve daha zor olacaktır.”

More in İklim Krizi

You may also like

Comments

Comments are closed.