Yılın son MGK’sının sonuç bildirisinde tek bayrak, tek vatan, tek millet vurgusu yapıldı ve bunların ortak payda olduğu belirtildi.
Demokratik özerklik ve iki dil tartışmalarının yapıldığı bir döneme denk gelen yılın son MGK’sı yaklaşık 6 saat sürdü.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül başkanlığında yapılan toplantının sonuç bildirisi, gündeme ilişkin mesajlar içerdi.
İki sayfalık sonuç bildirisinde, “Tek bayrak, tek millet, tek vatan ortak paydamızdır” denilirken, iki dil tartışmalarına da “Resmi dil Türkçe’dir, aksi girişimler kabul edilemez” sözleriyle yanıt verildi.
“Bütünlüğü hedef alan tahrik girişimleri sonuca ulaşamayacaktır” denilen MGK bildirisinde şu ifadelere yer verildi:
”Toplantıda, toplumda infial yaratabilecek ve demokrasiye, kişisel hak ve özgürlüklerin gelişimine, toplumsal barışa ve kardeşlik duygusuna zarar verecek yaklaşımlardan kaçınılmasının ve herkesin sorumluluk içinde hareket etmesinin büyük önem taşıdığına işaret edilmiştir.
Bu bağlamda, ‘Tek bayrak, tek millet, tek vatan, tek devlet’ anlayışını ve önde gelen ortak paydalarımızdan birini teşkil eden Türkiye Cumhuriyeti’nin resmi dilinin Türkçe olduğu gerçeğini değiştirmeye yönelik hiçbir girişimin kabul edilmeyeceğinin bilinmesi gerektiğine dikkat çekilmiştir…”
Milli Güvenlik Kurulu Toplantısı’nın ardından yayımlanan bildiride, ”Toplantıda, ‘Tek bayrak, tek millet, tek vatan, tek devlet’ anlayışını ve önde gelen ortak paydalarımızdan birini teşkil eden Türkiye Cumhuriyeti’nin resmi dilinin Türkçe olduğu gerçeğini değiştirmeye yönelik hiçbir girişimin kabul edilmeyeceğinin bilinmesi gerektiğine dikkat çekilmiştir” denildi.
Bildiride, toplantıda ülke güvenliğini ilgilendiren iç ve dış gelişmelerin etraflı bir şekilde ele alındığı belirtilerek, şunlar kaydedildi: ”Halkımızın her zaman ortaya koyduğu kardeşlik ve huzur içinde bir arada yaşama kararlılığının Türkiye Cumhuriyeti’nin birlik ve beraberliğinin en güçlü teminatı olduğunun altı çizilmiştir.
Bu bağlamda, devletimizin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü ve toplumsal barışını hedef alan tahrik ve girişimlerin milletimizin kardeşçe yaşama iradesi karşısında hiçbir sonuca ulaşamayacağına olan kati inanç bir kere daha vurgulanmıştır.
Bu çerçevede, toplumda infial yaratabilecek ve demokrasiye, kişisel hak ve özgürlüklerin gelişimine, toplumsal barışa ve kardeşlik duygusuna zarar verecek yaklaşımlardan kaçınılmasının ve herkesin sorumluluk içinde hareket etmesinin büyük önem taşıdığına işaret edilmiştir. Bu bağlamda, ‘Tek bayrak, tek millet, tek vatan, tek devlet’ anlayışını ve önde gelen ortak paydalarımızdan birini teşkil eden Türkiye Cumhuriyeti’nin resmi dilinin Türkçe olduğu gerçeğini değiştirmeye yönelik hiçbir girişimin kabul edilmeyeceğinin bilinmesi gerektiğine dikkat çekilmiştir.
Bu yaklaşımla önümüzdeki dönemde de devletimizin terörün ve onun beslendiği ortamın tasfiyesine yönelik çok yönlü ve geniş kapsamlı mücadelesinin her zaman olduğu gibi, halkımızın sağduyusu ve desteğinden alınan güçle ve taviz verilmeksizin aynı azim ve kararlılıkla sürdürüleceği teyit edilmiştir.”
Toplantıda, Irak’taki son gelişmelerin de tüm boyutlarında değerlendirildiği belirtilen bildiride, toplantıda 21 Aralıkta yeni hükümetin kurulmasından duyulan memnuniyetin kaydedildiği ifade edildi.
Yeni hükümetin Irak halkının karşı karşıya bulunduğu güvenlik, siyasi, ekonomik ve sosyal sorunların çözülmesi yönünde göstereceği çabalara Türkiye’nin her türlü desteği vermeye devam edeceğinin vurgulandığına işaret edilen bildiride, bu kapsamda ayrıca terörle mücadeleye ilişkin Türkiye-Irak-ABD üçlü mekanizması sürecindeki gelişmelerin gözden geçirildiği bildirildi.
Kıbrıs’ta devam etmekte olan BM müzakere sürecinin de ele alındığı ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
”Ada’da adil, kalıcı ve kapsamlı bir çözüme ulaşılmasını teminen önümüzdeki dönemde atılabilecek adımlar değerlendirilmiştir. BM Genel Sekreteri’nin ortaya koyduğu ‘2010 yılı sonunda kapsamlı çözüme ulaşılması’ hedefine Türk tarafınca gösterilen tüm çabalara karşın Rum tarafının oyalayıcı tutumu nedeniyle halen ulaşılamaması üzerinde durulmuş ve BM Genel Sekreteri’nin bu durumdan duyduğu memnuniyetsizlik paylaşılmıştır.
Kıbrıs’ta en kısa sürede kapsamlı bir çözüme ulaşılması için gerekli zeminin mevcut olduğu ve bu fırsatın değerlendirilmesinin gerektiği anlayışıyla hareket eden Türkiye’nin, devam eden müzakere sürecine ve KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Eroğlu’nun yapıcı çabalarına tam destek vermeye devam edeceğinin altı çizilmiştir.” (Ntv)