EnerjiManşetTürkiye

HDP, nükleer atıkları Meclis’e taşıdı

0

Haber: Gençağa Karafazlı

Dünyada, insan sağlığına ve çevreye büyük zararlar veren nükleer atıkların güvenli depolanması ve bertaraf edilme işlemi yapılamadığını belirten HDP İzmir Milletvekili ve Çevre Komisyonu Üyesi Murat Çepni, konuyla ilgili TBMM’ye komisyon oluşturulması talebiyle önerge verdi. 

Çepni’nin önergesi şöyle:

“Nükleer Denetleme Kurulu’nun halk sağlığı ve çevrenin korunması için başta İzmir Gaziemir olmak üzere Türkiye’de mevcut nükleer atıkların kaldırılması için gerekli çalışmaların acil başlatması, bu atıkların Türkiye’ye hangi ülkeden, ne şekilde getirildiğinin saptanması, yapımı devam eden Akkuyu Nükleer Güç Santrali projesinin nükleer atıklarının çevreye, insan sağlığına, tarım ve hayvancılığa vereceği zararların tespit edilmesi,  nükleer atıkların nasıl depolanıp, denetim altında tutulacağının, nasıl bertaraf edileceğinin belirlenmesi,  nükleer güç santralinin ilgili Meslek Odaları ve demokratik kitle örgütlerinin denetimlerine açılması ve Türkiye’nin nükleer atık yönetiminin belirlenmesine yardımcı olunması amacı ile Anayasa’nın 98. ve İç Tüzüğün 104. ve 105. Maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılmasını arz ve talep ederim.” 

‘Nükleer santrallar toplumsal yarardan çok risk oluşturuyor’ 

Çepni önergesiyle ilgili gerekçeleri ise özetle şu şekilde açıkladı:  

“Nükleer güç santralleri;  kurulumu uzun süren ve yüksek maliyetli tesislerdir. Toplumsal yarardan çok toplumsal ve ekolojik risk oluşturmakta, doğal yaşam alanlarını tehlikeye atmakta ve ciddi çevresel zararlara neden olmaktadır. Nükleer santraller ile ilgili temel sorunlardan biri de nükleer atık yönetimi konusudur. Türkiye’de nükleer santral kurulması tartışmalarında nihai atıkların güvenli bir şekilde depolanması göz ardı edilmektedir.Nükleer atıkların zararsız hale getirilmesi,  nükleer santral yapmaktan daha maliyetli olmaktadır ve ciddi ekonomik yük getirmektedir. ”

İzmir Gaziemir’deki sahanın temizlenmesi ve rehabilitasyonunun yedi yıldır halen bitirilemediğini hatırlatan Çepni, şu ifadeleri kullandı: 

İzmir Gaziemir İlçesi Emrez Mahallesinde, Aslan Avcı Döküm Sanayi Tic.A.Ş.‘ye ait olan 70 dönümlük arazide (28 Mart 2020 tarihinde Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile kapatılan) Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) tarafından 2007 yılında yapılan araştırma sonucunda 100 bin ton radyoaktif atık gömülü olduğu rapor edilmiştir. Tesiste, Türkiye’de bulunmayan nükleer çubuklar (Europium 152-154) getirilerek kurşun ve gümüş geri dönüştürülmüş, bu işlemlerin ardından, kalan tehlikeli atıklar denetimsiz bir şekilde rastgele araziye gömülmüştür. Ölçümlerde, radyasyon miktarı normal değerin 219 katı çıkmıştır. Ayrıca ağır metal atıklar da mevcuttur.  Fabrika 2010 yılında kapatarak metruk halde bırakılmıştır. “Türkiye’nin Çernobil’i” olarak adlandırılan Gaziemir’deki sahanın temizlenmesi ve rehabilitasyonu için çalışmalar olayın ortaya çıkmasının üzerinden yedi yıl geçtikten sonra başlatılmıştır. ”

Çepni, Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporu olmadan, işin nükleer atık bertaraf işi hiçbir uzmanlığı olmayan Turanlar AŞ adlı şirkete verildiğini belirterek şunları söyledi:

“Yıllardır toplum sağlığını hiçe sayarak bertaraf edilmeyen nükleer atıkların bulaşıcılık nedeniyle 250-300 bin tona ulaştığı iddia edilmektedir. Atıkların nereden, hangi yollarla, kimler tarafından getirildiği ortaya çıkartılmamıştır. Atıklar nedeniyle binlerce insan yıllardır risk altındadır..  Kapatılan TAEK’in  9 Mart 2013 tarihli Radyoaktif Atık Yönetimi Yönetmeliği’nde,   radyoaktif atıkların çalışanlar, toplum ve çevreye olan olumsuz etkileri için gerekli önlemler alınır denmesine ve Nükleer Düzenleme Kurumu’nun bölgede radyoaktif ve kimyasal temizlik için çalışmaların başlatılmasının hedeflendiğinin açıklanmasına rağmen, atıklar, hala temizlenmemiştir ve tehlike saçmaya devam etmektedir.” 

Akkuyu Nükleer Santrali’nin riskleri

Gaziemir’de nükleer atıklar temizlenemezken; 2018 yılında inşasına başlanan  Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin yapımının devam ettiğini de kaydeden Çepni, büyük hissedarı Rus CJSC Rusatom Overseas firması olan santralin Ankara ve Moskova’nın stratejik ortaklığının bir sembolü olarak politik bir proje olduğunu söyledi. HDP’li vekil, 2019’da reaktörün oturacağı zeminde iki kez çatlak oluştuğuna da dikkat çekti: 

“Etkileri halen süren Çernobil ve Fukuşima felaketinden sonra Dünyanın birçok ülkesi nükleer santralleri kapatmaya başlamıştır.  Uluslararası Atom Enerjisi Ajansının (UAEA) raporunda nükleer santrallerin dünyada enerji üretimindeki payının 2050 yılına gelindiğinde yüzde 6-3’e kadar gerileyeceği ifade edilmiştir.  Türkiye’nin enerji ihtiyacı olmadığı göz önüne alındığında nükleer güç santrali yapılmasındaki ısrar anlaşılamamaktadır” dedi. 

‘Olası zararlar önceden tespit edilmeli’

Murat Çepni önerilerini de şöyle sıraladı:

  • Nükleer Denetleme Kurulu’nun halk sağlığı ve çevrenin korunması için başta İzmir Gaziemir olmak üzere Türkiye’de mevcut nükleer atıkların kaldırılması için gerekli çalışmaların acil başlatması,
  • Bu atıkların Türkiye’ye hangi ülkeden, ne şekilde getirildiğinin saptanması,
  • Yapımı devam eden Akkuyu Nükleer Güç Santrali projesinin nükleer atıklarının çevreye, insan sağlığına, tarım ve hayvancılığa vereceği zararların tespit edilmesi, 
  • Nükleer atıkların nasıl depolanıp, denetim altında tutulacağının, nasıl bertaraf edileceğinin belirlenmesi, 
  • Nükleer güç santralinin ilgili Meslek Odaları ve demokratik kitle örgütlerinin denetimlerine açılması ve
  • Türkiye’nin nükleer atık yönetiminin belirlenmesine yardımcı olunması amacı ile Meclis araştırması açılması elzem hale gelmiştir. 

More in Enerji

You may also like

Comments

Comments are closed.