Hatay havaalanı doğaya karşı üstünlük sağlama mücadelesinin kaybedilmesi tarihinin sayısız hikâyelerinden birisidir. Hatay’ı ilginç kılan esas nokta ise yenilgilerden ders çıkartmayı bilmeyen zihniyetin bütün çarpıklığıyla ortaya çıkmasındadır. Yağışlar karşısında acz içinde kalan yetkililer Amik Gölünün kurutulması kararını veren yöneticiler sınıfının bir sonraki kuşağıdır.
Havaalanının kurulduğu alan 1950’li yıllarda, eskilerin anlattığına göre güzelliği ve temiz suları ile bilinen bir göl idi. Bereketli Amik ovasının ortasında büyüklüğü 100 km2 bulan Amik gölü Amanoslardan gelen dereleri ve Asi nehrinin taşkın sularını düzenliyordu. Göl onbinlerce dönüm tarım arazisine hayat getiriyor ve gölün etrafındaki alan müthiş bir biyoçeşitliliği barındırıyordu. Devir büyüme ve kalkınma dönemiydi. Her mahallede, her köyde bir milyoner çıkarmak amaçlanıyordu ve yeni tarım alanları yaratılmalıydı.
Operasyon tamamlanmış, doğaya karşı olan mücadelenin ilk raundu kazanılmıştı. Yeni kazanılmış tarım alanlarında sulu tarım başlatılmış, verim katlanmış, zenginlik ve refah gözle görülür şekilde artmaya başlamıştı. Fakat bu mutluluk tablosunun fazla sürmeyeceği kısa zamanda anlaşıldı. Doğal yapının bozulmasını, bazı canlı türlerinin yok olmasını kimse umursamadı ama tarımda ilk birkaç yılda artan verim düşmeye başlayınca soru işaretleri çoğalmaya başladı.
Amik gölünün kurutularak tarım amaçlı kullanılması çılgın projesini ortaya atan genç mühendislerden biri de geleceğin Başbakanı ve hatta Cumhurbaşkanı olarak siyasi tarihimizde müstesna bir yer edinen Süleyman Demirel idi. Süleyman Demirel uzun kariyerinin özeleştirisi mahiyetindeki bir konuşmasında, en büyük üç yanlışının başında DSİ genel Müdürlüğü sırasında verdiği Amik gölünün kurutulması kararını sayar.
Amik gölünün kurutulmasında yapılan yanlışlıktan gereken ders maalesef alınmamıştır. Kendi yasalarının doğa yasalarından üstün olduğunu sananlar yine bir büyüme ve kalkınma furyasında giderek verimsizleşen Amik Ovasının havaalanına dönüştürülmesi projesini gündeme getirirler. Havaalanı yapılarak geçmişin bir büyük yanlışının üzeri örtülmeye çalışılmaktadır. Bilim insanlarının uyarıları ciddiye alınmaz. Halkın ve Sivil Toplum Kuruluşlarının söyledikleri her zamanki üslupla geçiştirilmeye çalışılır. Tüm itirazlara rağmen bir zamanlar Amik gölünün en derin noktasına, su toplama havzasının bulunduğu alana kurulan “modern” havaalanı 2007’de Başbakan’ın da katıldığı şatafatlı bir devlet töreniyle açılır.
Ocak ortasından beri süren yağışlardan sonra ovada 100 000 hektar ekili alan su altında kaldı, havaalanı ve çevresinde 260 milyon m3 su birikti. Yer yer 2-3 metre yükselen su son yağışlardan sonra 4 metreye kadar yükselmiştir. 260 milyon m3 su demek kurutulan amik gölünün kurutulduğu zamandan iki kat daha fazladır. Yani her şey aslına rücu etmeye başlamış, Doğa mühendislere bıraktığı alanı geri almaya başlamıştır. Doğa’yı alt etme mücadelesi Hatay’ın Amik Ovasında ikinci kez yitirilmiştir.
Antakya’lılar soruyorlar “ Tarım alanı kazanmak için koca Amik Gölü’nü kuruttunuz. İklimi değiştirdiniz. Küresel ısınmaya karşı sembolik de olsa hiç bir önlem almadınız, hiç bir katkı sağlamadınız. Küresel ısınmanın ve iklim değişikliğinin başlıca nedenleri olan Termik Santralları yapmayı, yaptırmayı sürdürüyorsunuz. Bir de onlarca bilim insanı ve sivil toplum kuruluşunun uyarılarına rağmen Amik Gölü’nün aynasına havaalanı yaptınız. Üstelik onları vatan haini ilan ettiniz. Sonra da Sayın
Başbakan’a açılış yaptırdınız. Halkın vergileriyle toplanan trilyonları suya gömdünüz. Düzensiz yağan yağışlarla Amik Gölü yeniden oluştu. Kim verecek bunun hesabını ? “
Evet, şimdi kim verecek bu işin hesabını?
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…