Balık ya da midye yemeyerek mikroplastik yeme riskinden kurtulabilirsiniz. Ancak bu tamamıyla riski bertaraf ettiğiniz anlamına gelmiyor. Soluduğunuz havadan bile yeterince alıyorsunuz zaten. Tek çözüm plastikten kurtulmak.
Geçtiğimiz hafta, Greenpeace Akdeniz için analizleri grubumuzca yapılan bir çalışmanın sonuçları yayımlandı. Yayımlanır yayımlanmaz da büyük bir gürültü koptu. Kopmaması da zaten anormal olurdu. Çünkü balık yiyen herkesin bir şekilde yediği bazı balık türlerinin %50’ye yakınında ve hemen herkesin severek yediği midye dolmaların da %90’ında mikroplastik olduğu belirtiliyordu.
Mikroplastiklerin ne olduğunu şu yazıdan okuyabilirsiniz.
Peki, Greenpeace raporunu nasıl okumak gerekiyor. Merak eden için birkaç ipucu ile durumu anlatmaya çalışayım.
Sonuç olarak şunu diyebilirim ki elimizi atığımız her yeri adeta cehenneme çeviriyoruz. Siz siz olun plastik dost diyenlere kanıp da oltaya gelmeyin. Plastik ne bizim, ne balıkların, ne kaplumbağaların ne de kuşların dostu filan değildir. Plastik, insanlık tarihinde insanın yarattığı en hayal kırıklığı ürünlerden bir tanesidir.