Fotoğraf: Hüseyin Çanlı, Şener Urfa / İHA
Buğday üretiminde Türkiye’de dördüncü sırada yer alan ve ülkenin önemli buğday üretim alanlarından biri olan Trakya‘da, yağışların mevsim normallerinin çok altında olması nedeniyle çiftçilerde kuraklık endişesi başladı.
Yağışların yetersizliği buğday ekili arazilerde tohumların çimlenmesinin engellerken, yüksek verim beklentisi de düştü.
Nehirlerin ve barajların da kuruma noktasına geldiği Kırklareli, Tekirdağ ve Edirne’de çiftçilerin gözü yağmur bulutlarında. Tek umutlarının mart ve nisan aylarında beklenen yağışlar olduğunu söyleyen çiftçiler, yağışlar gerçekleşmezse kullandıkları gübrenin buğdaya bir faydası olmayacağını belirtti.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Ziraat Mühendisleri Odası Edirne İl Temsilcisi Erdoğan Yanılmaz, “Son 90 yılın en sıcak ve kurak şubat ayını geçirdik. Buğdayda şu an azotlu gübrenin kullanıldığı bir dönemdeyiz. Yeterli yağış düşmezse kullanılan gübrenin buğdaya bir faydası olmayacak ve buğdayın gelişimine bir katkı sunmayacak” dedi.
Çiftçilerin durumdan ötürü endişeli olduğunu söyleyen Edirneli çiftçi Mümin Büyükköşkdere de, “Çiftçi kara kara düşünüyor. Yağmur yağacak diye çiftçi gübre attı ama yağış olmayınca öyle kaldı. Gözlerimiz yağmur bulutlarında, kuraklık yaşanıyor” dedi.
Kırklareli Ziraat Odası Başkanı Ekrem Şaylan, kuraklık devam ettiği sürece buğday ve arpa veriminde büyük bir sıkıntı yaşanabileceğini belirterek, “Barajlarımızın ikisi de gerçekten sıkıntılı. Özellikle Kayalı Barajı bundan sonraki süreçte ne olur bilemem ama 7-8 köyde mısır ekimi yapılamayacak gibi görünüyor” ifadelerini kullandı.
Stratejik ürün olarak değerlendirilen buğday ve arpa ürünlerinde sıkıntılar görülmeye başlandığını açıklayan Şaylan, şunları ekledi:
“Meteorolojiye baktığımızda yağmur görünüyor ama her gün yağmur erteleniyor. Bu da çiftçinin moralini bozuyor. Dört ayda buğdayda sıkıntılı dönem yaşadık ve süreç de hala devam ediyor. Yağışlar bu şekilde giderse, tarımsal kuraklık bu şekilde giderse önümüzdeki yıl süreç sıkıntılı ve zahmetli olabilir. Türkiye genelinde kuraklık baş göstermektedir. Bu da hem memleketimizi, hem de gerçekten yalnızca çiftçilik yapan biz üreticileri sıkıntıya sevk etmektedir.”
Küresel ısınma kaynaklı yağışların düzensizleştiği Doğu Karadeniz Bölgesi‘nde, birçok kent, ‘çok şiddetli kuraklık’ düzeyine geçti. Prof. Dr. Turgay Dindaroğlu, “Bu durum, bölge bitkisel üretimin kalitesinde çok ciddi düşüşler meydana getirecek” diye uyardı.
Bölgede yağış rejimindeki değişkenlik nedeniyle Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Meteoroloji Genel Müdürlüğü‘nün güncel haritasında kuraklığın etkisi daha da belirgin hale geldi.
Güncel kuraklık haritasında risk artarken; son altı ayda Ordu, Giresun, Trabzon, Rize, Gümüşhane ve Bayburt‘ta ‘şiddetli kuraklık’tan, ‘çok şiddetli kuraklık’ düzeyine geçildi.
Türkiye’nin en çok yağış alan ili konumundaki Rize ve çevre iller Gümüşhane ve Bayburt, ‘orta kuraklık’tan ‘olağanüstü kuraklığa’ geçerken, Trabzon’un da ‘şiddetli kuraklık’tan ‘çok şiddetli kuraklığa’ seviyesine yükseldiği dikkat çekiyor.
Bölgede kuraklığın en az etkili olduğu Artvin‘de ise kentin bazı bölümünde ‘hafif’, bazı bölümünde ‘orta kuraklık’ görülüyor.
Uzmanlar, meteorolojik yıllık yağış verilerine göre, bölgede 2021 ve 2022 yılları arasındaki yağışlarda yüzde 8’lik artış yaşanmasına rağmen ani ve lokal yağışların toprağın ve bitkinin suya ihtiyacı olduğu dönemde yeterli miktarda düşmemesinin kuraklığa yol açtığına değiniyor.
Tarımsal alanda vahşi sulama yönteminden vazgeçilmesini de öneren Dindaroğlu, “Özellikle üç aylık periyotlarda çok ciddi anlamda Karadeniz Bölgesi‘nde aşırı meteorolojik kuraklığın olduğunu görüyoruz” dedi.
Altı aylık değerlendirmedeki haritada aşırı kuraklığın yüzde yetmiş seviyelerinde olduğunun bölgesel bazda gözlemlendiğini kaydeden uzman, dokuz aylık ve yıllık periyotta kuraklığın etkisinin biraz daha düştüğünü ancak kısa periyotlarda yüksek bir kuraklık olduğunu ifade etti.
Dindaroğlu, şunları söyledi:
“Bu anlamda toprağın zamansal olarak talep ettiği suyun zamanında bitkiyle buluşamadığı anlamına geliyor. Yağışlar artsa da bitki ve toprak talep ettiği zamanda suyla buluşamıyor. Bu durum, bölge bitkisel üretimin verim ve kalitesinde çok ciddi düşüşler meydana getirecektir.”
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…