ManşetTürkiye

Gökyüzüne açılan bir sahne: Pole Dance

0

Haber: Melike Ceyhan

*

Dikey bir sahne, kimi zaman seksi, kimi zaman maskülen, estetik haz, güç ve dayanıklılık ise hep ön planda…

Pole Dance (Direk dansı) son 25 yıldır dünyada, yaklaşık 10 yıldır da Türkiye’de popülerleşen bir performans sanatı. Tarihi 800 yıl öncesine dayanan Pole, Hint Kültüründe ‘mallakhamb’ adı verilen bir spordan doğmuş. O dönem daha çok erkekler arasında yaygın olan bu aktivitede, kauçuktan bir çubuğun üstünde akrobatik hareketler hakimdi. Daha sonraları direği gördüğümüz yer Amerika’da nude club’ları oldu. Oradan kulüpler ve Hollywood ile birlikte yaygınlaşan pole ‘ahlaki olmayan’ bir etkinlik olarak tanımlanıyordu.

Şimdilerde ise bu dansa ilgi artmış durumda. Artık bu dans ile sosyal medyada karşılaşabilir, iş arkadaşınızın kursa gittiğini duyabilir, internette bu dansa dair videolara sıkça rastlayabilirsiniz.

‘Eskiden sadece enine bir sahnem vardı, şimdi dikine açılan bir sahnem daha var’

Zeynep Vargil, pole dance’ı bu sözlerle tanımlıyor. Çünkü pole, dans edenlere yeni ve daha geniş bir alan açıyor.

Vargil, ülkedeki ilk pole dance stüdyolarından olan WOW Classes’ın kurucusu. 10 yıl olmuş Pole’e başlayalı. İstanbul Kuzguncuk’taki stüdyosunda dans eğitmenliği yapıyor. Pole’u bir spor ekipmanı olarak gören Vargil, “Spor salonuna gidip ağırlık kaldırmak yerine kendi vücut ağırlığımda çalıştığım, yüz mekik değerinde karın yapabildiğim bir kuvvet antrenmanı benim için. Siz de pole ile ister modern dans yapabilirsiniz, ister hip hop,  isterseniz fitness ekipmanı olarak kullanabilirsiniz. Tamamen kişisel bir tercih” diyor.

Dansın seksi halini de sevdiğini söylüyor ve ekliyor:

“Dişil taraflarımızı bu kadar çok bastırmak zorunda kaldığımız bu toplumda gizlediğimiz noktaları biraz olsun atabilmemiz gerekiyor. Bir sürü insan bunu dışarı yansıtabildiği için buradan çok daha mutlu ayrılıyor.”

Pole dance’a olan önyargı giderek kırılsa da dansla aralarına mesafe koyanlar, gayri ahlaki bir şeymiş gibi bakanlar hala az değil. Gelen tepkiler nasıl sorusuna Vargil’in yanıtı şöyle:

“Bir taksiciyle konuştuğumda spor salonum var dediğim zamanlar oldu. ‘Neden bu dans?’ gibi sorularla karşılaşıyorum bazen. Ancak sonrasında ciddi düzeyde kuvvet, dayanaklılık ve esneklik gerektiği anlaşıldığında daha fazla saygı duyuluyor. Çok araştırmamış, bilmeyen kişilerde ise bir ‘göz devirme’ oluyor. Bu kadar fazla içerik varken artık bu dansa olan olumsuz yaklaşım biraz garip geliyor bana. Bir alet var ve bunun etrafında dans etmek istiyoruz. Ha tango yapmışsınız ha pole dance yapmışsınız.”

Herkes yapabilir mi?

“Bu dans için esnek olmanıza, güçlü olmanıza, daha önce spor yapmış olmanıza gerek yok” diyen eğitmen,  herkes bu dansı yapabilir mi? sorusuna da yanıt veriyor:  “Pole, sürtünme kuvvetine dayalı ve vücut ağırlığınızı azaltarak belli tekniklerle yapıldığı için ister çok kilolu olun, ister çok zayıf,  vücut tipinizle ya da daha önce bir şey yapıp yapmamış olmanızla bağlantısı yok. İyi çalışarak üç ayda ilerleme kat edebilirsiniz.”

Kas gücü, mukavemet ve teknik bilgi isteyen Pole dance’a erkekler de son yıllarda yoğun ilgi gösteriyor.

‘İçerideki duygunun dışa yansıması…’

WOW Classes’da dans eğitmeni olan Hazal Ekser için ise pole dance, hem kendi bedeniyle içsel bağlantı kurmayı sağlayan hem de içerdeki o duygunun dışarı yansıması için araç olan bir teknik demek.

Çocukluğundan beri dans eden Ekser, ailesinin yönlendirmesiyle önce Fen Lisesine, daha sonra Genetik Bölümü’ne girmiş. Dansa olan tutkusu nedeniyle yarıda bırakarak Bilgi Üniversitesi‘nde Sahne Sanatları okumuş. Genetiği ilk bıraktığında ailede bir yıkım olmuş ancak zamanla bu algı tamamen değişmiş.

Hikayenin bu kısmını Ekser anlatıyor:

“Dans dışardan göründüğünün çok ötesinde büyük bir derinlik barındırıyor ve bu derinlik benim içimde kurgulanmaya başlandıktan sonra bunu dışarıya aktarımım ve sunduğum şeyler değişti. Ailem ve çevrem de kucaklamaya başladı. Babam, 70 yaşındaki dayıma videolarımı gösterip ‘Hazal’a bak nasıl ters dönüyor’ diye gururlanmaya başladı. Yaptığımız şeyin anlamını doldurdukça dışardan okunma hali de değişiyor.”

Pole dance striptiz kulüplerinde, konserlerde ileri tekniklerle yapılıyor. Eker, kulüplerde dans edenlere büyük saygı duyduğunu söylüyor: “O da bir anlam yüklüyor, bir performans sergiliyor. Burada da bir anlam var ve bu da eşit derecede değerli. Bu değeri biz birlikte yaratıyoruz.”

‘Direğe tutunabilmemiz için tenimize ihtiyacımız var’

Pole dance ilgili merak edilen sorulardan biri de neden açık kıyafetler tercih edildiği yönünde. Ekser bu soruyu şöyle yanıtlıyor:

“Pole, çelik ya da kron kaplama oluyor. Direğe tutunabilmemiz için tenimize ihtiyacımız var. Kıyafet olduğunda üstünden kayıyoruz. Nasıl bir yüzücü mayo giyip yüzüyorsa pole için vücudun belli bölümlerini açık bırakan kıyafet gerekiyor.”

Peki ya topuklu ayakkabılar?

“Pole’a çıktığımızda başımızın bir ağırlığı var, ayakkabılar da zıt bir kuvvet yaratıyor. Balede nasıl ayak ucuna çıkmamızı sağlayan point ayakkabılar varsa, topuklu ayakkabılar da pole dance yaparken aynı işlevi görüyor.”

Eğitmen Ekser’in son olarak bu aktiviteyi yapmak isteyenlere küçük bir tavsiyesi var:

“Bazılarımızın balerin olmak, buz pateni yapmak gibi çocukluk hayalleri vardı. Benim hayallerimin önüne çok fazla engeller çıktı. Sonradan keşfettiğim pole, benim için ‘hiçbir şey için geç değil’in büyük bir kanıtı oldu. Bize çocukluk hayalimizi yeniden sunan bir tarafı var bu dansın. Eğer içinizde küçücük bir istek varsa o sesi dinleyip harekete geçin.”

More in Manşet

You may also like

Comments

Comments are closed.