Japonya’nın Gunma Eyaleti’ndeki Maebashi Mahkemesi’nde 17 Mart günü görülen davada mahkeme, Hükümeti ve Tokyo Elektrik Şirketi’ni Fukuşima Nükleer Felaketi’ne neden olmaktan ve felakete yol açan tedbirleri almamaktan sorumlu buldu. Buna göre Hükümet ve TEPCO davacı olan 62 Fukuşima mağduruna toplam 340 bin Dolar tazminat ödeyecek. Maebashi Mahkemesinde verilen bu karar Japonya genelinde 18 eyalette toplam 12 0000 kişiyi ilgilendiren 30 dava için emsal teşkil edebilir.
Fukuşima’da nükleer santral çevresindeki tahliye alanında yaşaya ve evlerini terk etmek zorunda kalan 137 kişilik grup kişi başı 100 bin Dolar’lık dava açmıştı. Mahkeme davacıların yarıdan fazlasının başvurusunu haklı gördü ve üç reaktörde çekirdek erimesi gibi bir felaketin yaşanmasını kazanın önlenebilir olmasına rağmen önlem alınmamış olmasına dayandırdı.
Davacılar, TEPCO’nun 2008 yılında 15,7 Metre yüksekliğinde bir tsunaminin Fukuşima Daiichi Nükleer santraline vuracağını tahmin ettiğini ibra etti. Mahkeme hükümeti ve TEPCO’yu tsunami öngörüsünde bulunmasına rağmen önlem almamış olmakla sorumlu tuttu.
14 metre yükseklikte tsunaminin çarpmasıyla nükleer santralde elektrik sistemi arızalandığına göre demek ki ihmal vardı. Öngörülen tehlikeye göre aksiyon alınmamıştı. Bu nedenle meydana gelen çekirdek erimesinin ise felakete dönüşen sonuçları bugün hala devam ediyor. Mahkeme eğer altyapı imkanları ve zemin üstünde bir yerde acil durumda devreye girecek dizel yakıtla çalışan elektrikli motorlar olsaydı nükleer felaket önelenebilirdi şeklinde değerlendirme yaptı.
Hükümet Temmuz 2002 yılında izleyen 30 yıl için uzun dönemli tahminler yaparak Japonya’yı tehdit eden depremlerin %20 ihtimalle Fukushima Daiichi Santrali’nin de yer aldığı kuzeydoğuyu kıyı kesimini vuracağını öngörmüştü. Sonuçta tahminlere uygun şekilde Fukuşima Daiichi Nükleer Santrali’ni içeren bölge 9 şiddetinde bir depremle sarsıldı ve onun meydana getirdiği tsunami Tohoku bölgesinde kıyı kesimini harabeye çevirdi.
Mahkeme tsunami duvarının yükseltilmemesini ve diğer düzenleyici tedbirlerin alınmamamış olmasını hükümetin TEPCO üzerindeki denetim eksikliğine bağlamak suretiyle hükümeti de sorumlu bulan bir değerlendirme yaptı.
Neticede ne Hükümet ne de TEPCO uzun dönemli tahminlerde bulunulmasına rağmen bu öngörülen yükseklikteki tsunaminin yaşanma ihtimalini fazla ciddiye almadılar. Kendilerini suçlu hissetikleri içindir ki bir çeşit panikle 11 Mart 2011 tarihinde nükleer kazanın önelenebilir bir felaket olmadığını söylediler.
Mahkeme süresince diğer bir ihtilaf konusu da TEPCO’nun Fukuşima mağdurlarına hükümet tarafından verilen izlek doğrultusunda hatırı sayılır miktarda tazminat ödemesi yapıp yapmadığına dair oldu.
TEPCO’nun bugün Fukuşima Nükleer Santrali’nin yakınında ikamet ettiği için tahliye edilen mağdurlara ödediği tazminat ayda kişi miktarı 1000 Dolar civarında. İşletme ayrıca devletin Fukuşima için belirlediği alanın dışında yaşayan fakat kendi isteğiyle bölgeden ayrılanlar için de kişi başı 400-7200 Dolar arası bir meblağ ödeme yapmış bulunuyor. Kendi isteğiyle bölgeden ayrılanlar bölgeden toplam tahliye edilenlerin%40’ına denk geliyor.
Davacılar tazminat için belirlenen çerçevenin çok basit tutulduğundan, hasar kapsamının çok sınırlı tutulduğundan muzdarip. Ancak, TEPCO yetkilileri ise tazminat için öngörülen şartların uygun olduğunu savunurken kendi isteğiyle bölgeden ayrılanların radyasyona maruz kalmaktan korktukları için gergin olduklarını ve insanların haklarının ihlal edilmediğini belirtiyor.
TEPCO’nun başkanı Hirose: “Önce kararı görmek istiyorum.”
Mahkeme kararı için basın toplantısında “Henüz mahkeme kararı tarafımıza tebliğ edilmiş deği, kararı görüp ne yapacağımızı kararlaştıracağız”şeklinde yanıtladı. Mahkemenin TEPCO’yu hükmettiği tazminatlar hakkında ise “Biz bir zararın telafisi gerekiyorsa bunu ödemek zorundayız. Bugünkü mahkeme kararı çok önemli ama başka bir çok dava var, ödemelerimiz bu tazminatla bitmeyeceğini biliyoruz”dedi.
Hükümet ve TEPCO felaketin sorumlusu olarak değerlendiriliyorsa bile Hükümetin, TEPCO’nun ödemeye hükmedildikleri tazminat miktarı insanların evlerini yaşadıkları yeri kaybetmelerinin karşılığı olamayacak kadar düşük, hatta sembolik bile denebilir. Nitekim Fukuşima’dan iletişim sorumlusu Mitsuo Sato da dava sonucuna dair Japon kanalı ve gazetesi NHK’ye yaptığı açıklamada “Mağdur edilenler yerlerinden yurtlarından ayrıldıkları gibi yeni gittikleri yerlerde de ayımcılığa maruz kalıyor, çok çeşitli problemler yaşıyorlar, bu durumun iyi anlaşılması gerekir; bu ülke kesinlikle bir nükleer santral kazası daha kaldıramaz” şeklinde yorum getirdi.
Hükümet kanadından bir yetkilinin davanın sonucuna dair henüz bir açıklama yapmamış olmamasıyla birlikte son bir yıl içerisinde Fukuşima tahliye bölgesinin radyasyondan temizlendiği ve orada yaşayanların en başta “çocukların” evlerine dönebileceği yönünde yaptığı açıklamalar baki. Nitekim tahliye edilenler evlerine geri dönerse devlet onlara bakmak zorunda kalmayacak, ev kirası ödemeyecek. Bağışıklık sistemi çocuklarda daha zayıf olduğu için dönüş koşulları özellikle çocuklar için uygunmuş gibi gösterilerek önce okullar eğitime açılıyor. Zira çocuğu bölgede yaşayamayacak hiçbir aile de evlerine geri dönmeyi kabul etmez. Bu arada hatırlayalım, Japonya kendisine maliyeti 15 milyar Dolar olacak 2020 Tokyo Olimpiyatlarına hazırlanıyor.
Pınar Demircan
(Asahi, Nhk.jp,Yeşil Gazete)
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…