Fosil yakıt şirketleriyle ulus ötesi dava anlaşması, iklim politikalarını baltalıyor

Fosil yakıt şirketlerinin hükümetleri ulusal hukuk sistemi dışındaki mahkemelerde dava etmelerini sağlayan Yatırımcı-Devlet Uyuşmazlık Çözümü-ISDS yüzünden büyük tazminatlar ödemekten çekinen devletler, anlaşmadan çıkmanın yollarını arıyor.
380’den fazla sivil toplum örgütü, fosil yakıt şirketleriyle devletler arasındaki ‘gizli’ mahkemeler sisteminin küresel iklim hedeflerini tehdit ettiği konusunda uyardı.

Yatırımcı-Devlet Uyuşmazlık Çözümü (ISDS) planı, birçok ticaret ve yatırım anlaşmasına dahil ediliyor. Sistem, ulusötesi şirketlerin, karlarını azaltabileceğinden korktukları yasa ve politika değişiklikleri nedeniyle hükümetleri ulusal hukuk sistemi dışındaki mahkemelerde dava etmelerini sağlıyor. 

Fosil yakıt şirketleri, kömürün aşamalı olarak kaldırılması, katranlı kum, petrol boru hattının iptali ve hidrolik kırma yasaklarına karşı dava açmak için bu  anlaşmadan faydalanıyor. Dünya temiz enerji kaynaklarına geçiş yaparken atıl kalacak varlıklar gözönüne alındığında, uzmanlar bu tür vakaların çoğalacağına işaret ediyor. 

Euronews‘e konuşan Friends of the Earth’ün iklim adaleti ve enerji koordinatörü Dipti Bhatnagar, “Bir Afrika ülkesinin iklimi korumaya çalıştığı için yabancı bir şirket tarafından hala dava edilebilmesi bir skandal” dedi. 
Bhatnagar, pazar günü sona eren COP27’de, liderleri bu “gizli yatırım mahkemeleri sistemi”ne bir son vermeye de çağırmıştı, ancak bu gerçekleşmedi.

‘Gizli davalar’

Bu yılın başlarında yayımlanan Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) raporunda, iklim bilimciler, ISDS mekanizmalarının yarattığı sorunlara dikkat çekmişti. Dava edilme korkusu, ülkelerin fosil yakıtları aşamalı olarak ortadan kaldırmak gibi hayati önem taşıyan iklim eylemlerini geciktirmesine veya almamasına neden oluyor.

Danimarka ve Yeni Zelanda‘nın iklim bakanları geçen yıl Capital Monitor’e yatırımcı-devlet davaları tehdidinin onları COP26’da geride tuttuğunu itiraf etmişti. 

Ulusötesi Enstitü’den Rachmi Hertanti ise şu değerlendirmeyi yaptı:  “Yeşil geçiş için kritik önem taşıyan ham maddelere olan talepteki büyük artış, özellikle küresel güneydeki ülkelerde maden çıkarma endüstrilerine her zamankinden daha fazla yatırımı itiyor. Çok uluslu şirketler ISDS ile silahlanacak ve ISDS davalarında artış olacağı aşikar. Demokratik alanı geri kazanmalı ve ticaret anlaşmalarıyla yönlendirilen bu genişlemeyi durdurmalıyız.”

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

İklim örgütlerinden Türkiye’nin 2024 karnesi: Yetersiz ve çelişkilerle dolu

Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer bağımlılığı ve kömürden çıkış projeksiyonu olmaması eleştiriliyor.

Kanal İstanbul için rezerv alan ve imar planlarına yargı engeli

İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliği kararlarını hukuka aykırı bularak iptal etti.

Ağva plajına mahmuz darbesi

Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi...

Pirosmani: Bir sanatçı ardında ne bırakır?

Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı...

Batı Karadeniz Çevre Gönüllüleri Platformu kuruldu

Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen,...

EN ÇOK OKUNANLAR