Kategoriler: Hafta SonuManşet

Forestanbul macera parkı

Forestanbul hem küçük, hem büyük çocuklar-yani bizler için harika bir oyun alanı. Girebilmek için en az 130 cm olmanız gerekiyor. 65 dönüm alanın içerisinde, gün boyu ağaçların üzerinde gezindiğinizi, asma köprülerde yürüdüğünüzü, halatlardan sallandığınızı, bir ağaçtan bir ağaca çelik halat üzerinden metrelerce kayarak ulaştığınızı düşünün. Dünyaya hep farklı bir açıdan bakıyorsunuz; en az 2, en fazla 16 metre yüksektesiniz.

Fotoğraf: Forestanbul

Benim çocukluğum ne şans ki kapı pervazlarında, amuda kalkarak, demir barlarda taklalar atarak, parendelerle ve ağaç tepelerinde geçti. Daha sonra kaya tırmanışıyla, çok çok sonra da hatha yogayla tanıştım. Baş aşağı durma, yerden yüksekte gezme, akrobasi yapma fırsatlarını kaçırmamaya dikkat ettim. O yüzden böyle yerlerde kendimi -biraz da kafayı buluyorum.

Fotoğraf: Forestanbul

Macera parkındaki parkurlar kolaydan zora doğru gidiyor. Emniyet kemerlerindeki kilit sistemleri çok basit, çocukların tek başlarına kullanabilecekleri şekilde tasarlanmış, ancak 130 cm’den kısa çocuklar parkura yanlarında ebeveynleri olmak kaydıyla girebiliyorlar, çünkü boyları emniyet aletleriyle istasyona girmeye yetmeyebiliyor. Bunun dışında parkurda kendi başlarına ilerleyebiliyorlar. Ben 5,5 ve 8,5 yaşlarındaki yeğenlerimle beraber gittim, yardıma çok az ihtiyaçları oldu. Büyük yeğenim en zor parkurun en çok kondisyon gerektiren etaplarından birini benden hızlı tamamladı. Ufaklık da çok çok azimliydi. Atletik maymunlarım benim!

Fotoğraf: Serdar Işık

Forestanbul özellikle şehirde büyüyen çocuklar için kurt dökme imkanı sağlıyor. Binalar arasına sıkışmış, çoğu okulda hava soğuk olduğunda dışarı salınmayan, hareket edemeyen çocukların denge becerisi, koordinasyon yeteneği ve bedensel gelişimini destekleyen koca bir alan.

Alandaki diğer eğlenceler:

Paintball

Ben hiç denemedim, içimden de gelmiyor silahlarla koşturmak. Ama eğlenceli olduğu söyleniyor, özellikle kurumların ilgisini çok çekiyor.

Dev salıncak

Parkurun adrenalin yükselticilerinden biri! 15 metre yüksekliktesiniz (seviye çocuklar için alçaltılıyor), mekanizması paraşütteki gibi, kendi ipinizi çekebilirseniz önce boşluğa düşüp sonra sallanmaya başlıyorsunuz. Bungee jumping’de olduğu gibi arkadan ittiren de yok, sorumluluk sizde. Tırmanıştaki pandül*ün bir benzeri.

Dev salıncak. Fotoğraf: Serdar Işık

Tırmanma duvarı

Duvarda 4 ayrı rota belirlenmiş, ama alternatif rotalar yapılabiliyor tabii. Bunun için parkın yöneticisi Gürgel Özver ile bir görüşmenizi tavsiye ederim, müthiş bir rota yapıcı!

Serbest atlayış

Küçük bir bungee jumping deneyimi diyelim, bırakın kendinizi boşluğa, gerisini emniyet aletleri hallediyor.

Oryantiring

Önceden rezervasyonunuzu yaptırıyorsunuz, Forestanbul ekibi size hazırladığı temel zorlukta bir parkurda yeni bir deneyim yaşatıyor. Siz de harita ve pusula yardımıyla, 65 bin metrekarelik alan içinde saklanmış hedefleri bulmaya çalışıyorsunuz.

Forestanbul’un beni en heyecanlandıran adrenalin noktaları bunlar. Alan içinde ayrıca restoran ve piknik alanı da bulunuyor. Doğum günü organizasyonları ve kurumsal etkinlikler de burada yapılabiliyor.

Hoplamak zıplamak çok güzel de, anne-babalar ya çocuklarından çok fazla beklenti halinde ya da beklentilerini kesmişler. Baba parkuru çözüm yöntemini oğluna empoze etmeye çalışıyor: “Zor yoldan git zor yoldan! Ohoo, zordan gitmedin, diğerini herkes yapar”. Çocuğun kendini hayat boyu yetersiz hissetmesi için davetiye. Alt tarafı oyun, keyif almaya baksak? İhtiraslarımızı tatmin etmeye çalışmasak? Forest’ın ‘İstanbul’ kısmı burada kendini gösteriyor. Hırs, rekabet, koşturmaca, yer kapmaca, öne geçmece. Diğer tür de baştan koyvermiş. “Sen yapamazsın. Sen çıkma oraya, senin boyunu aşar, düşersin, yapamazsın”. Çocuk bütün gün ağaç tepesinde vakit geçirmeye gelmiş, hala “Düşersin”! Düşmeden nasıl öğrenecek acaba?

Fotoğraf: Serdar Işık

*Pandül: Kaya tırmanışında, tırmanışçı yukarıdaki emniyet noktasının hizasında değil de farklı bir noktadaysa, kontrolü kaybettiğinde oluşacak salınım.

 

Ceylan Yurdakuler

Paylaş
Yazar:
Ceylan Yurdakuler