Fethiyelilerden su hakkı için oturma eylemi

Fethiye'deki Söğütlü mahallesinde yurttaşlar, mahalledeki tek su kaynağının HES’e ve Seydikemer’in mahallelerine yönlendirilmesi kararına karşı oturma eylemi düzenledi.

Muğla’nın Fethiye ilçesindeki Söğütlü mahallesinin tek su varlığının hidroeletrik santraline (HES), oradan da Seydikemer’in mahallelerine yönlendirilmesi kararına karşı oturma eylemi yapan köylüler, suyu bölmek için getirilen iş makinelerinin dere yatağına girmesini engelledi.

Gündem Fethiye‘den Burak Necip Başar‘ın aktardığına göre; yurttaşların tek su varlığı olan Bozluca su varlığının 16 Temmuz 2024’te Fethiye Sulama Birliği’ne tahsisi yapılmıştı. Söğütlü köylüleri, suyunu vermek istemedi ve suyun kendi köylerine geçişini sağladı.

Bunun üzerine; Fethiye Sulama Birliği ve tahsis dolayısıyla Sekiyaka 2 Hidro Elektrik Santrali’nden geçen suyun ulaşacağı köylerin muhtarları, Söğütlü Muhtarı ve azaları hakkında şikayette bulundu. Suyun bölünme bölgesinin Seydikemer ilçesinde kalması sebebiyle Seydikemer Kaymakamı Yıldız Büyüker’in imzasını taşıyan şikayete ilişkin kararda, suyu kendi köylerine yönlendiren muhtar ve azalarının “3091 sayılı Taşınmaz Mal Zilyetliğine Yapılan Tecavüzlerin Önlenmesi Hakkında Kanun” kapsamında zilyetlik hakkına tecavüz ettiği belirtildi.

Dün (5 Ağustos) tebliği yapılan kararda; mütecavizlerin keşif, infaz memuru ve araç masraflarını 4 bin 525 TL olarak müştekiye ödemesine hükmedildi.

Söğütlü Muhtarı Süleyman Ölmez, kararı kabul etmediği yönünde şerh düşerek tebligatı imzaladı.

Ölmez, mahallelerinde sulanan alan tespiti için 35 gün önce başvuru yaptıklarını ancak bir geri dönüş alamadıklarını belirtti.

Su tahsisinin köylerine 300 dönüm için yapıldığını belirten Ölmez, köydeki sulanan alanın bin 570 dönüm olduğunu, tespit başvurularına 35 gündür yanıt alamadıklarını ancak kendileri hakkındaki şikayetin iki günde karara bağlandığını anlattı.

Kararın, Devlet Su İşleri (DSİ) yetkilisi tarafından tebliğinin ardından bölgeye iş makineleri yönlendirildi. Aynı zamanda jandarma ekipleri bölgede konumlandı. Köylüler, su yatağı olan Akçay’ın içinde oturma eylemi yaparak, iş makinelerinin sularını kesmesine tepki gösterdi. Jandarma ekipleri, alandan çıkılmazsa müdahale edileceğini belirterek, köylülerin alandan uzaklaşmasını talep etti. Köylüler, sularını böldürmeyeceklerini ifade ederek, bölgeden ayrılmadı ve oturma eylemlerini sürdürdü. Yaklaşık beş saat süren oturma eyleminin ardından jandarma; müdahale uyarısı yaparak, köylülere 15 dakika süre verdi.

Bölge halkı, “Ölsek de suyumuzu vermeyeceğiz” diyerek alanda kalmaya devam ederken,  verilen sürenin dolmasıyla birlikte köylülerin yanına gelen jandarma ekipleri, eylem yapan yurttaşlar hakkında adli işlem başlatıldığını belirtti ve müdahale etmeden alanı terk etti.

‘Sözler tutulmadı’

Bölgedeki üç su kaynağının aşağıdaki köylere verildiğini ve kendilerinin tek su kaynağı kaldığını söyleyen Dilek Kazık, tespit talepleri sonuçlanmadan suyun bölünmesinin istenmesine tepki gösterdi ve “Tespit yapılsın, biz sorunumuzun çözülmesini istiyoruz” dedi.

Su kaynağını dedelerinden beri kendilerinin kullandığını söyleyen Yurdagül Semerci ise köylerine gelen DSİ yetkilisinin suyu köye vereceklerini yönünde söz verdiğini ancak bu sözü tutmadıklarını söyledi. Semerci, “Bizim sulanan yerimiz 300 dönüm değil, bin 570 dönüm. Bize 300 dönümlük su verirlerse, ağaçlarımız kurur” dedi.

Söğütlü Mahallesi Azası Süleyman Erat da DSİ yetkilisinin sulanan alan tespiti yapılana kadar suyun Söğütlü’ye verileceğini söylediğini belirtti ve “Bu su 300 dönüm olarak bölünürse, köyümüze ulaşmaz” diye konuştu.

‘Bizim verdiğimiz oyların karşılığı bu mu?’

Kenan Ölmez ise; su tahsisinin HES için yapıldığını ifade ederek, santral yetkilisinin boru ve iş makinelerini kendilerinin getirdiğini söylediğini aktardı. Ölmez, “Bu işin arkasında HES var. Diğer köylere suyun yetmemesi gibi bir durum yok” ifadelerini kullandı.

Sulanan arazilerinin tapulu olduğunu ve bu alanları yetkililerin tespit etmesi gerektiğini ifade eden Ülkü Durukan, “Burada bir yanlışlık olduğunu düşünüyoruz. Bu yanlışlığın bir an önce giderilmesini istiyorum” diye konuştu. Geçimlerini tarım yaparak sağladıklarını söyleyen Gülsiye Durukan, “Bizim suyumuzu bölerlerse biz biteriz. Başka suyumuz yok” dedi.

Su tahsisinin siyasi baskılar ile Seydikemer ilçesine yönlendirildiğini belirten Yüksel Çelik köyünde ağırlıklı olarak hükümete oy verildiğini söyledi ve “Bizim verdiğimi oyların karşılığı bu mu?” diye sordu.

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Şirketlerin toplumsal sorumluluğu

Türk şirketleri kurumsal sosyal sorumluluk ve sürdürülebilirlik uygulamalarında batılı benzerleri kadar başarılı değil. Ancak bu sadece şirketlerden kaynaklanmıyor, 'öngörülemezlik ortamı' ve toplumsal baskının eksikliği de bunda etkili. 

‘Qou vadis-2’: Ülke nüfusu

Geleceği ile ilgili derin kaygılar duymakta olan nüfus kesimlerinin, Türkiye’nin her yerinde giderek artmakta olduğu bir ortamdayız. Ne kent nüfusu kentte kalabilecek uzun erimli bir gelecek görüyor, ne de kır nüfusu kırda kalabilecek bir durum algılıyor.

[Bir şarkının hikayesi] San Francisco/ Scott McKenzie

Scott McKenzie’nin Hippi kültürünü konu alan 'San Francisco (Saçınıza Çiçek Taktığınızdan Emin Olun)' şarkısı, Beatles’ın 'All You Need is Love'ı ile beraber, 'Summer of Love'ın belirleyici şarkılarından biri olarak kabul edilir.

Yandı Çukurova yandı

Türkiye’de tarımın geldiği yer içler acısı. Ülkenin dört bir yanındaki çiftçiler isyan halinde. Diğer taraftan en fazla artış gıda fiyatlarında. Dikkate alınması gereken ciddi bir dengesizlik var.

[Çocuklar için Yeşil Kitaplar] Bir güvercini sevmekle başlayacak her şey

Maalesef sorun yarattığı var sayılanlara karşı empati yoksunu, sadece kendi refahını gözeten adaletsiz çözümler üretmek yalnızca 'Güvercin Kakası' kitabındaki kasaba halkına mahsus değil. Katliam Yasası'nı unutmadınız değil mi?

EN ÇOK OKUNANLAR