Hayvan HaklarıManşet

Fethiye’de 2 yunus artık özgür!

0

2010 yılının Eylül ayında Fethiye-Hisarönü’ndeki ufacık ve mikrop dolu bir beton havuzdan kurtarılan, Tom ve Misha adı verilen afalina türü iki erkek yunus, Born Free Foundation’ın çabaları sonucu, 20 ay süren rehabilitasyon sürecinin ardından doğal yaşam ortamlarına geri döndü.

Böylesine önemli bir doğaya geri dönüş projesi, gösteri merkezlerinde çalıştırılan yunuslar için Türkiye’de ilk kez gerçekleştiriliyor. Tüm bu süreç, doğru yapılan rehabilitasyon çalışmalarının, esaret altındaki diğer yunusların doğal yaşam ortamlarına geri bırakılması için sağlıklı bir model olarak Türkiye’de ve dünyada uygulanabileği umudunu veriyor.

Rehabilitasyon süreci

Yunuslar; 2010 yılının Eylül ayında Born Free, Dolphins Angels ve Yunuslara Özgürlük Platformu’nun Türkiye’den ve dünyadan onbinlerce destekçisinin yardımı ve duyarlı vatandaşların girişimleriyle kurtarılmıştı. Ancak bu iki gösteri yunusu için özgürlüğe uzanan yolculuk beklenenden uzun sürdü. Tom ve Misha, gösteri merkezindeki havuzdan çıkarıldıklarında ölüm-kalım savaşı veriyordu ve Born Free rehabilitasyon ekibinin tüm çabalarına rağmen, sağlıklarına kavuşmaları beklenenden çok daha fazla zaman aldı.

Geçtiğimiz sene Eylül ayında Karacasöğüt’teki Global Sailing Academy’nin Tom ve Misha’nın rehabilitasyonu için daha iyi şartlarda yeni bir alan tahsis etmesiyle süreç hızlandı. Bu aşamadan sonra Tom ve Misha’nın sağlığı hızla iyiye gitti ve yunuslar, fiziksel güç kazanmaları için gereken dayanıklılık ve kuvvet egzersizlerine çok daha iyi yanıt vermeye başladı. Onlara doğada dayanma gücü verecek kadar kilo aldılar ve bu süre içinde kaslarını geliştirirerek denizlerdeki yaşam şartlarına hazırlandılar. Rehabilitasyon ekibi, öncelikle yunusları, farklı teknikler kullanarak, gösteri merkezinde edindikleri bir alışkanlık olan “ölü balıkla beslenme” sürecinden uzaklaştırmaya çalıştı. Misha ve Tom, yedi yıl süren esaret altındaki yaşamlarının ardından, bilimsel yöntemlerin yardımıyla doğada hayatta kalmalarını sağlayacak canlı balık yakalama ve avlama yetilerini yeniden kazandı.

Ve özgürlük günü…

Nihayet Tom ve Misha 9 Mayıs 2012 Çarşamba günü tüm çabaların onların yararına işlediğini gösterdi. Önlerindeki son engel olan ağ kapı yavaş yavaş kaldırıldığında, bir anlık kararsızlıktan sonra, önce Tom, ardından da Misha son hızla denize açıldı ve sualtı kameralarının çektiği açıyla bir anda gözden kayboldular. Kısa sürede, kayalıkların dibinden köşeyi dönen Tom ve Misha, saniyeler içinde koyun dışına çıktı ve suyun üstünde sıçrayarak kuyruklarıyla son bir kez onları uğurlayanlara selam verdi.

Dolphin Angels ekibi sözcülerinden Nichola Chapman, “Dünyanın dört bir yanındaki on binlerce Dolphin Angels gönüllüsü, Tom ve Misha’nın özgürlüğü için pes etmeden kampanyayı sürdürdü” dedi ve ekledi: “Born Free ve rehabilitasyon ekibi, başından sonuna kadar projeye sahip çıktı. Böylece hepimiz, Tom ve Misha’nın ömür boyu sürebilecek esir hayatından kurtulduğuna şahit olabildik. Bu yunusların, diğer tüm tutsak yunuslar için birer elçi olabileceklerini gördüğümüz için çok mutluyuz” dedi.

Uyduyla takip

Ancak Tom ve Misha şimdiden tamamıyla kendi hallerine bırakılmış değil. Yunusların hareketleri, uydu ve telsiz ekipmanlarıyla rehabilitasyon ekibi tarafından izleniyor ve ilk günlerinde herhangi bir tehlikeyle karşılaşmadıklarından emin olmak için zaman zaman botlarla uzak mesafeden takip ediliyorlar. Ekip, şimdiden bot takibinde güçlüklerle karşılaştı çünkü yunuslar, doğaya döndükten 48 saat sonra yaklaşık 160 km’yi çoktan katetti. Yunusların rehabilitasyon sürecini yürüten ve doğaya salınmaları için gerekli hazırlıkları yapan Amerikalı deniz memelisi uzmanı Jeff Foster, “İlk günlerinde bu kadar hızlı yüzebildiklerini ve kısa sürede uzun mesafeler katettiklerini görmek inanılmaz bir olay” dedi.

“Ev”e dönüş

Aslında bu özgürlük öyküsünün ayrı bir anlamı daha var: Tom ve Misha’nın yöneldiği rotaya bakıldığında, yunusların, 2006 yılında gösteri amaçlı yakalandıkları denizlere, kendi bölgelerine doğru yüzdükleri görülüyor. Uzmanlar, bunca yıl sonra bile aileleri yeniden buluşma ihtimalleri olabileceğini söylüyorlar. Foster, “Tahminimize göre, eski sürülerinin olduğu bölgeye doğru gidiyorlar; gerçekten de bir hedefleri var” diyor.

Şu anda ekibin en büyük endişesi, yunusların denizlerdeki bağımsız ve vahşi yaşama yeniden sağlıklı bir şekilde uyum sağlayıp sağlayamayacakları. Born Free ekibinden Shirley Galligan’a göre, esaret altında uzun süre yaşamış olan yabani hayvanların yeniden doğaya geri dönüşü her zaman belli bir miktar risk barındırabiliyor.

İlk av: Tekir balığı

Her şeye rağmen, ilk gözlemler oldukça olumlu. Born Free ekibi, mavi sulara karıştıktan yaklaşık bir saat sonra Misha’yı tekir balığını havada yakalarken görüntüledi. Ardından ekip, Misha’nın yakınlarında yüzeyde dolaşan başka bir yunustan farklı sinyaller aldı ve yeni yunus, ancak sırt yüzgecindeki farklılık sayesinde ayırt edilebildi. Foster, “Kesinlikle başka bir yunustu” dedi ve ekledi: “Tek başına seyahat eden başka bir yunus, Misha’yla iletişim kurmaya çalıştı. Onları doğaya bıraktıktan yaklaşık dört, beş saat sonra, Tom ve Misha balık peşinde yüzüyor ve diğer yabani yunuslarla iletişime geçiyorlardı. Tüm bunlar, beklentilerimizin çok üzerindeydi.”

İlk gözlemler Born Free’ye umut verse de, ekip hala temkinli davranıyor. Her şeyden önce Tom ve Misha’nın doğal yaşam ortamlarına yeniden tamamıyla ayak uydurduğundan emin olmak istiyorlar.

Born Free yabani yunusların doğadan yakalanmalarına bir son verilmesi için uluslararası bir kampanya yürütüyor. Tom ve Misha’nın rehabilitasyon sürecinin ise, esaret altındaki diğer yunuslar için de bir örnek olmasını diliyor. Tıpkı 1991 yılında İngiltere’de ve yaklaşık iki ay önce İsviçre’de olduğu gibi…

You may also like

Comments

Comments are closed.