Hafta Sonu

Farklıyız, aynıyız, eşitiz…

Yazar:
Ömür Öykü Kurt

Bu çağda farklılıklar herkesin diline pelesenk olmuş bir sözcük. Sanki çocukken yaptığımız legolar gibi, çıkmasın diye parçaları birbirine zorla tutkalla yapıştırılmış bir mozaik gibi ‘farklılıkların bir aradalığından’ söz edilip duruluyor. Muhakkak tabiattaki biyoçeşitlilik nasıl tabiatı tabiat yapan şey ise, insanlar da farklılıklarıyla varlar. Farklılıkların inkârı insanın kimliğinin, benliğinin inkârı…  

Ama içimden bir ses bana diyor ki; farklı olduğumuz kadar aynı olduğumuzu;  hayvanlarla, bitkilerle, insanlar olarak birbirimizle ne kadar benzediğimizi de kabul etsek sanki daha kolay ve daha çok yol alacağız. Kafamızı kaldırıp birbirimize baksak, “benim saçım sarı, seninki siyah ama duygularımız, gülüşümüz aynı… Ne kadar da benziyoruz birbirimize” diyebilsek… Farklılıklardan bahsederken, biraz da aynılıktan, eşitlikten, kardeşlikten bahsetsek… Aynılığımızın farkındalığına varsak? Empatiyi baş tacımız yapsak… Ne de güzel bir dünya kurmuş oluruz değil mi?

Eğer Zülfü Livaneli’nin Ada şarkısının sözlerindeki gibi dünyayı güzellik kurtaracaksa, işte benim gözümde Feridun Oral’ın yazıp resimlediği Farklı ama Aynı kitabı da bu ütopya için bir adım.

Hikâyemizin kahramanlarından çobanın gönlü, arka bacakları tutmayan bir keçi yavrusunu öyle bırakmaya razı olmuyor. Çaldığı kavalın yürüyüp koşabilme düşleri kurdurduğu küçük keçi için bir yürüteç yapıyor. Hikâyemiz bu kadar basit ama Feridun Oral, hikâyenin ‘hissederek’ yazılmış bir hikâye olduğunu buram buram hissettiren masalsı diliyle, okurun gözlerinin ve yüreğinin önüne çok şey anlatan bir duygu yoğunluğunu seriyor. Tıpkı engelli hayvanlar için ücretsiz yürüteç yapan “Hayat Tamircisi” Hasan Kızıl gibi basit hikâyelerden bir dünya kuruyor. Zaten büyük sırlar küçük hikâyelerde saklı değil midir?

Bu yazıyı bana koşulsuz sevmeyi öğreten, ne kadar farklı ve aynı olduğumuzu, insan türü olarak kurduğumuz uygarlık ne kadar reddetse de ne kadar ‘hayvan’ olduğumuzu, nasıl da aynı yıldız tozundan savrulup buraya vardığımızı fark etmemi sağlayan engelli kedi-oğlum Misket ile, onun bana öğrettikleriyle birlikte yazdım.  Ve şair Erich Fried’in dizelerini ona adıyorum:

“Belki hayat daha kolay olurdu,

Sana rastlamasaydım eğer.

Ama benim hayatım olmazdı sadece.”

 

*

KÜNYE

Yazan: Feridun Oral

Resimleyen: Feridun Oral

Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları

Yayın yılı: 2016

Önceki Haberler

Bir çocuk, deprem ve TOKİ savaşı: Terk etmeyeceğiz!

Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…

11/02/2025

İklim örgütlerinden Türkiye’nin 2024 karnesi: Yetersiz ve çelişkilerle dolu

Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…

27/12/2024

Kanal İstanbul için rezerv alan ve imar planlarına yargı engeli

İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…

27/12/2024

Ağva plajına mahmuz darbesi

Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…

24/12/2024

Pirosmani: Bir sanatçı ardında ne bırakır?

Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…

16/12/2024

Batı Karadeniz Çevre Gönüllüleri Platformu kuruldu

Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…

15/12/2024