Cumhurbaşkanı Erdoğan, Büyükelçiler Konferansı’nda yaptığı konuşmada 1128 akademisyenin imzaladığı ‘barış bildirgesi’ni hedef aldı, “Ey aydın müsveddeleri siz karanlıksınız” dedi.
Türkiye’den ve yurtdışından 1128 akademisyen, geçtiğimiz günlerde bir barış çağrısı yayımlamış, “Bu ülkenin akademisyen ve araştırmacıları olarak bu suça ortak olmayacağız!” demişti.
Aralarında Esra Mungan, Ahmet İnsel, Koray Çalışkan, Nazan Üstündağ, Gençay Gürsoy, Murat Paker, Noam Chomsky, David Harwey, Etienne Balibar, Judith Butler ve Immanuel Wallertein gibi akademisyenlerin de bulunduğu ‘Barış için akademisyenler‘ oluşumu Sur’da, Silvan’da, Nusaybin’de, Cizre’de, Silopi’de ve daha pek çok yerde devam eden sokağa çıkma yasaklarının ve çatışmaların “Türkiye’nin kendi hukukunun ve Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası antlaşmaların, uluslararası teamül hukukunun ve uluslararası hukukun emredici kurallarının da ağır bir ihlali niteliğinde olduğunu” vurguluyordu.
Akademisyenlerin hazırladığı barış çağrısı bugün Yeni Şafak Gazetesi’nde, ‘PKK’nın suç ortakları’ başlığıyla manşet oldu,ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan Büyükelçiler toplantısında akademisyenleri hedef gösteren açıklamalarda bulundu.
Erdoğan’ın açıklamaları şöyle:
“Kendine akademisyen diyen bir güruh Türkiye devletinin topraklarını korumasına dil uzatıyor, bölge halkını tehdit ediyor. Akademisyen güruhu yurtdışından gözlemcileri Türkiye’ye davet ediyor. Bunun adı müstemlekeciliktir, mandacılıktır. Türkiye bu zihniyetin ihanetiyle 100 yıl önce de karşılaştı. Yalnızca yabancıların sorunları çözebileceğine inanan bir güruh vardı.
Bu aydın müsveddeleri kalkıp devletin katliam yaptığından bahsediyor. Ey aydın müsveddeleri siz karanlıksınız. Aydın falan değilsiniz. Sizler ne Doğu’nun ne de buraların adresini bilemeyecek kadar cahilsiniz. Ama bizler kendi evimizin yolu gibi iyi biliriz.
“Kendilerine akademisyen diyen güruh Türkiye’nin muhatabı değildir. Yalnızca millet bizim muhatabımızdır. Terör örgütü tamamen çekilene kadar güvenlik güçleri orada kalacaktır.”
“Sözde akademisyenler bildirisine imza atan, isimleri bizden ama zihinleri bize yabancı tipleri bir kenara bırakıyorum. Sizden de şimdi bu konuda özellikle bir gayret istiyorum. Bu şekilde düşünen yabancı akademisyenlere benim bir teklifim var, ben kendilerini Türkiye’ye davet ediyorum. Buyursunlar Türkiye’ye gelsinler, öyle kuru kuruya imza atmakla olmaz. Gel Türkiye’ye. A’dan Z’ye Güneydoğu’da, Doğu’da bütün bu bölgelerde ne oluyor, ne bitiyor bunları müdellel olarak biz kendilerine anlatmaya hazırız.”
(Agos)